İslam Kültür Sanat Platformu (İKSP) Genel Sekreteri ve Başbakan Başmüşaviri Abdülkadir Özkan, "İçinde bulunduğumuz bu yüzyılda Batı'da insanlara aşılanmak istenen 'İslam korkusu', 'Müslüman düşmanlığı', 'İslam ve terör' gibi kavramlar Batı'nın çok kültürlülük konusunda sınıfta kaldığının ispatıdır." dedi.
İKSP Genel Sekreteri ve Başbakan Başmüşaviri Abdülkadir Özkan, yaptığı açıklamada, son dönemde İslam coğrafyasında yaşanan olayların ve hayat deneyimlerinin, bir kültür ve medeniyet atlası olan İslam'ın entelektüel, bilimsel ve ahlaki söylemlerinin yeniden gündeme getirilmesini zorunlu kıldığını söyledi.
"İslam ne tek tipçi bir insan anlayışını ne de tek tipçi bir toplum anlayışını öngörür" diyen Özkan, şunları aktardı:
"İslam, çoğulculuğu ve farklılığı esas alır. Bu bağlamda aydınlanma felsefesine dayalı tek tipçi moderniteyle İslam, paradigma açısından farklı yerlerde durur. Mesela, İslam'ın hakimiyet alanı içinde olan farklı dini tezahürler varlıklarını tüm özgünlükleriyle devam ettirdikleri halde, aynı şey modern seküler dünyanın hakimiyet alanı içerisinde söz konusu değil. Modern dünyada, Batı'da, dini tezahürlerin kendi özgünlükleri içerisinde varlığını devam ettirmesi, kültür ve sanatını icra etmesi maalesef artık tarihin dışında kalmıştır. İçinde bulunduğumuz bu yüzyılda Batı'da insanlara aşılanmak istenen 'İslam korkusu', 'Müslüman düşmanlığı', 'İslam ve Terör' gibi kavramlar Batı'nın çok kültürlülük konusunda sınıfta kaldığının ispatıdır. Örneğin, günümüzde Suriyeli mültecilerin Avrupa topraklarından geri gönderilmeleri konusunda gösterdikleri 'gayret ve çabalar' insanlığın bu asırdaki en büyük dramlarındandır."
Özkan, insanlık tarihi ele alınırken insanın tüm yönlerinin ele alınması gerektiğini hatırlatarak, şu şekilde konuştu:
"Tarihi sadece savaşlardan ibaret okuyamayız. Tarih, aynı zamanda antropolojidir, arkeolojidir ve folklordur. Bütün bunların yanında insanın hars yönünü görmeksizin tarih okunamaz. Osmanlı deyince akla sadece fütuhat gelirse tarihi eksik okunmuş olur. Kültür tarihimiz maalesef hakkıyla bilinmiyor. İslam medeniyeti toplum hayatını inşa eden ve insanın inşa ettiği her şeyi kapsar. Hukukumuz, edebiyatımız, mimarimiz, şehirciliğimiz medeniyetimizin bir parçası olduğu gibi sanatımız da medeniyetimizin bir parçasıdır. Maalesef sanat ve kültür tarihini öğretme müfredatımız savaş tarihi müfredatımızın çok gerisinde."