SAE Institute Istanbul'da düzenlenen etkinlikte, ilk kez 1992'de başladığı kariyerini anlatan Edwards, liseden sonra ailesinin eğitimi için biriktirdiği parayla ilk klavyesini aldığını belirterek, "Ailem müziğe olan ilgimi biliyordu. Bana yardım ediyorlardı. İlk klavyem aslında para israfı sayılırdı" diye konuştu.
Amerikalı müzisyen, o dönemde sınırlı ekipmanla çalıştığına işaret ederek, basit ve sınırlı olanaklara sahip olunduğunda, bu durumun başarıya ve sanat üretmeye zorladığını dile getirdi.
Müziğinde en başından beri her zaman pozitif mesajlar kullandığını aktaran Edwards, şunları kaydetti:
"Başarılı ve popüler oldukça, insanların bu mesajların Tanrıdan olduğunu bilmesini istedim. Sanırım birçok insan bunları kendinden sanıyor. Başarıyla birlikte, bazı insanları egoları yönetiyor. Başarmalarının sebebinin kendileri olduğunu sanıyor. Size verileni kullanarak başarıyı yakalayabilirsiniz. Fakat daha fazlasını planlayamazsınız. Eğer yaratıcılık verilmediyse, hiçbir şey yapamazsınız. Bence bir yaratıcının olduğunu ve pozitif olan her şeyin ondan geldiğini bilmek güzel bir şey."
"DİNİN SEVGİ İLE İLGİLİ BÖLÜMÜNÜ GÖSTERMEK İSTİYORUM"
Todd Edwards, muhafazakar bir ailede büyüdüğünü ve inançlı biri olduğuna vurgu yaparak, dinin yargılayıcı, suça, korkuya ve aşka odaklanan kısmını değil, sevgi ile ilgili bölümünü göstermek istediğini söyledi.
Tanrının müzikte de yer aldığını savunan 44 yaşındaki müzisyen, inancının eserlerini etkilediğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Eğer dini bir mekana sıklıkla gidiyorsanız ve aynı sözleri tekrar tekrar, defalarca duyuyorsanız, sorgusuz sualsiz onları kabul ediyorsunuz. Çünkü buna alışıyorsunuz. Fakat dış dünya böyle değil ve başka bir yere gittiğinizde bunları düşünmek için çok fazla vaktiniz oluyor. Her şeyi yeniden değerlendirmeye başlıyorsunuz. Ben de inancımı yeniden gözden geçirdim. Bazı konularda kesin emin olmadığımı fark ettim. Sevgi dindeki önemli bir yapı taşı ve ben de müziğimde özellikle buna odaklanmayı tercih ettim."
Edwards, 1980'li yıllarda ABBA gibi ünlü gruplarla büyüdüğünü belirterek, müzik eğitimine ilişkin, "1,5 yıl piyano dersi aldım ama geri kalanını kendi kendime öğrendim. Bu iş yalnızca müziği duymakla ilgili" yorumunu yaptı.
"EZAN SESİ MUHTEŞEMDİ"
Her gün çok sayıda yeni müzisyen, yeni DJ çıktığını ifade eden Edwards, Türk müzisyenleri dinlemek için henüz bir fırsatı olmadığını söyledi.
New Jerseyli müzisyen, bir önceki İstanbul ziyaretinde kaldığı otelin terasında röportaj yaparken duyduğu ezandan çok etkilendiğini aktararak, "Saat 4'tü ve ezan okunduğunu duydum. Öyle ki sanki tüm şehirden bu ses geliyordu, ibadete çağırıyordu. Muhteşem bir şeydi. Böyle bir sesi daha önce hiç duymamıştım" ifadelerini kullandı.
Red Bull Music Academy (RBMA) Montreal 2016 başvuru dönemi kapsamında İstanbul'a gelen Edwards ile İngiliz house müzik prodüktörü Julio Bashmore, Kaan Düzarat'ın ev sahipliğinde Babylon Bomonti'de düzenlenen etkinlikte sahne aldı.