Festival alanındaki söyleşide konuşan Çevik, resme ilgisinin ilkokul yıllarında ortaya çıktığını aktararak, ortaokul ve lise yıllarında yağlıboya, sulu boya, pastel ve kurukalem resimler yaptığını belirtti.
Hat sanatçısı Çevik, ailesinin eğitimi tercihine müdahalede bulunmadığının altını çizerek, "Sen nereyi istiyorsan, orayı bitir oğlum, dediler. Hiçbir şekilde müdahale etmediler. O bakımdan şanslıyım. Sonra Grafik Bölümü'ne kayıt yaptırdım ve o bölümü okudum" diye konuştu.
Grafik Bölümünde okurken, yazı ve tipografi derslerine Prof. Emin Barın'ın girdiğinin altını çizen Çevik, Barın'a ilişkin şu bilgileri verdi:
"Türkiye'de ilk kez latin yazısının eğitimini ortaya koyan ve okullarda, üniversitelerde klasik yazı, latin yazısı eğitimi veren ilk hocamızdır. Kendisinin büyük eserleri var. Anıtkabir'in yazılarını, İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki büyük kapısının üzerindeki İstanbul Üniversitesi yazısını ve Adliye Sarayı yazısını yazan kişidir. Çok büyük bir sanatçı. Kendisi, klasik el yapımı cilt ustası. Almanya'da eğitim görmüş. Hattat, yazı ustası. Matbaayı, serigrafiyi bilir. Grafiker ve çok yönlü bir ustamız. Türkiye'de gerçekten, klasik sanatların dönüm noktasını oluşturan bir dönemde gelmiş ve özellikle de hat sanatının günümüze intikal eden bölümünün başlangıcını oluşturmuş bir hocamızdı."
Çevik, Barın'ın hattatlarla ilgili çok değişik hikayeler anlattığını belirterek, " Hat sanatına hiç ilgim olmadığı halde, ilgi duymaya başladım. Üçüncü sınıftaydım. 'evladım, senin hat sanatına karşı çok büyük bir ilgin var. Hafız Kemal Batanay haftada bir gün atölyemde ders veriyor. İstersen sen de başla' dedi. Ben tabii havalara uçtum. 1974 yılında, hat sanatına başlamış oldum" dedi.