Dünyaca ünlü ritm ustası Okay Temiz 11. Ritmin Günü çerçevesinde, dünyaca tanınmış büyük müzik üstadlarıyla bir araya gelip, müzikseverlerle buluşuyor. Konser öncesi Temiz'le söyleştik.
-11. yıldan geriye dönük bir değerlendirme yaptığınızda neler söylemek istersiniz?
-11 yıldır bunu yapıyoruz. Atölyeye gelen yüzlerce kursiyer var. Kimi bankacı, kimi işadamı, kimi doktor. Bunların motive olmaları, yaptıkları çalışmaların verimini sonunda bir konserle ispat etme durumu... Bunu müzisyen de izleyici de talep ediyor. Bu bir büyük paylaşım oluyor en nihayetinde.
-11 Şubat sizin de doğum gününüz?
-Evet. Kendime de büyük bir doğum günü armağanı hediye ediyorum bu vesileyle.
-Bu etkinliği nasıl tanımlıyorsunuz?
-28 sene İskandinavya'da, İsveç'te yaşadım. Yarı oralıyım artık. İsveç'te yaptığım tüm çalışmalarımda Türkiye'den müzisyenler getirdim. Şimdi de tam tersi: Buradaki konserlerime yurtdışındaki yabancı müzisyen arkadaşlarımı davet ediyorum. Kültür alışverişi bunun adı! Eller havaya konseri yapmıyoruz, kültürel bir buluşmaya davet ediyoruz. Bir yerde sosyal sorumluluk hizmeti bu. Bir ülkenin su, yol gibi sorunlarını çözmeye çaba sarf ediyorsan, bu kültürel sorumluluğu da yerine getirmek gerekiyor. İnsana harmoni, motive ve beraberlik sağlıyor.
OKAY TEMİZ'İN KONSER ÖNCESİ PROVASINDAN KARELER!
-Türkiye'deki ritmi siz sevdirdiniz. Neler kat edildi gelinen noktada?
-Benden sonra gruplar ortaya çıktı. Kimi para için kimi ritmi sevdiği için... Güzel gelişmeler ama ne yalan söyleyeyim, geç kaldık. Sadece ben değil, bu oluşan gruplar da benim gibi ritm konserleri düzenlemeli, insanlara ritm duygusunu sevdirmeli. Ayrıca belediyelerin, kültür kurumlarının da bu konserlere ön ayak olması gerekir.
-Başka illerde de olacak mı bu konserler?
-Maalesef! Destek olmadığı için sadece İstanbul'da olacak. Başka illerde de olsun istiyoruz elbette. Bizim bu konserimize 3. kez İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı destek veriyor.
-Bu seneki tema, küresel ısınma, nasıl seçtiniz?
-Ben Çatalca'da çiftlikte büyümüş, inek sağmış, koyun gütmüş, senelerce traktör üzerinde tarla sürmüş biriyim. Toprağa yakın olduğum için tabiatın ne olduğunu diğer müzisyenlerden daha iyi biliyorum. İstanbul'da doğdum ama bir köyde yetiştim. Bundan dolayı tabiata, suya, toprağa karşı dürtülerim var. 28 sene İsveç'te kalıp buzul ve kar dönemini yaşamanın da etkisi büyük. Şu anda mesela İskandinavya'da yarım metre kar olması gerekirken 3 santim kar var. Vaziyet çok vahim. Bunu daha hala anlamamakta direniyoruz. Olmayacak yerde seller, hortumlar oluyor. Bu kötü vaziyete işaret etmek için sanatsal tarafından konuya eğiliyoruz.
-Ne mesajlar vereceksiniz?
-Sözünü ettiğim duyarlılığa müzikle mesajını vereceğiz. Bu konsere sadece müzikseverler değil, siyasetçiler de katılmalı.
-Peki ya enstrümantal bir mesaj olacak mı?
-Elbette. Suyla ilgili bazı icatlarım oldu, onları çalacağım. Suyun altındaki balinaların sesleriyle başlayacak konser. Tibet'ten getirdiğim, tapınakların girişinde dua öncesi insana harmoni veren su tenceresini getirdim, onu çalacağım. Sibirya'dan konser için gelen Rus asıllı vokalimiz Sainkho Namtchylak olacak. Kendisi tabiat seslerini algılayıp gırtlağını bu şekilde geliştiren bir tekniğe sahip.
Keza Almanya'dan avangart saksafoncu/klarnetçi Peter Brötzmann bizlere eşlik edecek. O da tabiat seslerinde yetkin biri.
-Konserin tamamında neler var?
Konserin ilk bölümü bu şekilde, "su-küresel ısınma-ozon deliği temalı, ikinci bölümde de Afrika müziği yapacağız. Burada da Senegalli Yamar Thiam bizimle olacak, konuşan davul çalacak. Gene Senagalli
Afrika ritimlerini İstanbul'da yaşatan Senegalli İbrahim bizlerle olacak. Suyla sakin başlayacak konser coşkuyla son bulacak.
-Türkiye'den katılacak müzisyenler var mı sizinle beraber?
-Elbette. Zurna ustası Ahmet Özden, Türkiye'nin önde gelen ney sanatçısı Ahmet Kaya gibi isimler olacak.