Kadıköy Kozyatağı'ndaki evinde koleksiyonu hakkında AA muhabirine bilgi veren Özlen, 20 yaşlarında hobi olarak başladığı Karagöz-Hacivat tasvirlerini, deri üzerine kök boyalarla yaptığını anlattı.
Tasvirlerini eşinin de verdiği destekle yaptığını kaydeden Özlen, 2 türlü tasvir yaptıklarını, birinin koleksiyon meraklılarına, antikacılara, diğerinin de turistlere yönelik küçük tasvirler olduğunu söyledi.
Özlen, 16. yüzyılda başlayan tasvir sanatının eskiden deve bol olduğu için deve derisine yapıldığını, ancak günümüzde deve bulmak zor olduğu için inek, sığır ve dana derilerine yapıldığını dile getirdi.
585 parçalık koleksiyonunun içinden 23 faslın çıkacağını dile getiren Özlen, şunları ifade etti:
''Bu atalarımızdan gelen bir gelenek. 16. yüzyıldan önce tasvir yok. Tasvir sanatı, 17 ve 18. yüzyıldan sonra gelişmiştir. 18. yüzyılda çok büyük üstatlar gelip geçmiş. Elimizde en çok 19 ve 20. yüzyılın tasvirleri var. Bunlar Türk resim sanatının şaheserleridir. Çünkü zamanın etnografik yapısını aksettirmiştir. Yüz ifadeleri, duruşları, otantik kıyafetleri o zaman hakkında bize bilgi veriyor.''
Özlen, koleksiyonununu oluştururken 17, 18 ve 19. yüzyılda ünlü sanatçıların yaptığı tasvirlerin birebir aynısını yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
''Bu eserler bir kişinin elinden çıktığı ve eksiksiz olduğu için kıymetlidir. Bu koleksiyon bugün kıymetli olduğu için ileride de kat kat kıymetli olacaktır. Bir tablo gibidir yani. Nasıl bir değerli tablo durduğu zaman el de değiştirse yine de kıymeti durur. Bu gördüğünüz tasvirlerin çoğu kök boyadır, yani doğaldır. Kiriş telle dikilir. Misina kullanmam ben ve otantik olarak zamanının en güzel tiplemeleridir. Yani, bozmuyorum. İçine motifler açıyorum ama şekil olarak bakıldığında 150-200 sene önce Nazif Bey'in 18. yüzyılda yapılmış tasvirlerinin benzeri diyorlar. Bu sanatı asıl öyle muhafaza etmek lazım. Bugün tasvirleri yaparken değiştiriyorlar. Bilinçsizce değiştirilmez tasvirler. Değişirse o zaman ortada ne tasvir sanatı kalır, ne Karagöz sanatı kalır.''
İZNİK KANDİLLERİNİN TASVİRİ
Koleksiyonunda sadece Karagöz-Hacivat tasvirlerinin yer almadığını belirten Özlen, ayrıca 10 parçadan oluşan ceylan derisine işlenmiş tarihi İznik kandillerinin tasvirlerinin de bulunduğunu söyledi.
Özlen, koleksiyonundaki bu parçaların Türkiye'de hiçbir yerde bulunmadığını kaydederek, antika değerindeki bu eserlerin koleksiyonunun en özel parçaları olduğunu dile getirdi.
Uzun yıllar uğraş vererek yaptığı koleksiyonunu, sağlık sorunları ve ailesinin rahat etmesi için satmak istediğini belirten Özlen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben fazla bir şey talep etmiyorum. Koleksiyonum Türkiye'de kalsın istiyorum. Biraz da maddi olarak ele gelir bir miktar olsun. Eserlerimin karşılığını alabileyim. 50 yılı aşkın bir süre çalıştığım, göz nuru döktüğüm eserlerimi gelecek nesillere aktarmak için Türkiye'den birinin almasını istiyorum. Yurt dışında bazı ülkelerden teklif geldi. Bir ülke 2,5 milyon Avro teklif etti. Uzmanları geldi, inceledi. Benim rahatsızlıklarım var ve tedavi olmam gerekiyor. Eşimin de ailemin de rahat etmesi için bu çok değer verdiğim varlıkları satmak istiyorum. Ancak bilinçli olarak iyi bir yere gitsin istiyorum. Sanattan anlayan bir kurumun, yahut şahsın almasını diliyorum.''
Tasvir sanatının çok zor bir iş olduğunu vurgulayan Özlen, ''Nasıl halıcılık bir uzmanlık işi ise bu da benim uzmanlık alanım. Her tasvir sanat eseri değildir ama ben Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi'nde bilirkişi olarak görevlendirildim ve 1500 tasviri bakanlık yetkililerinin refakatinde baştan sona tasnif ettim'' dedi.
Özlen, koleksiyonunda, ''Hamam'', ''Tımarhane'', ''Aşıklar'', ''Leyla ile Mecnun'', ''Ferhat ile Şirin'', ''Kırgınlar'', ''Kanlı Nigar'', ''Tahir ile Zühre'', ''Karagöz'ün çobanlığı'', ''Karagöz'ün Bekçiliği'' gibi oyunların tasvirlerinin yanı sıra Van Luschon koleksiyonu, 10 parçalık Tarihi İznik Kandillerinin tasvirleri ile Piri Fani, Haham, Ud Çalan Saraylı Zenne, Karagöz-Hacivat, Çifte Cazular, limon ağacı, Rusya'da 3 bin 500 yıl önce bir mezara konulan kitabedeki kanatlı dişi aslanın ren geyiğini parçaladığı resim, İslam mitoloisi minyatüründen Adem ile Havva gibi karakterlerin de bulunduğunu söyledi.