Arap-İslam Bilimleri Tarihi adlı 17 ciltlik baş eser, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı tarafından Almanca'dan Türkçeye çevrildi. Müslümanların 8'inci ile 16'ncı Yüzyıllar arasında yaklaşık 800 yıl boyunca bilim dünyasına öncülük ettiği döneme dair temel başvuru kaynağı niteliği taşıyan eserin tanıtım toplantısı Atatürk Kültür Merkezi (AKM)'de gerçekleşti. Toplantıya, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Necmettin Bilal Erdoğan, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Başkanı Mecit Çetinkaya ile çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Prof. Dr. Fuat Sezgin'in hayatını anlatan bir video izlettirildi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, İslam kültür ve medeniyetinin zengin mirasını gelecek nesillere aktardıklarını ve dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 22'nci sıradan 16'ncı sıraya çıktıklarını söyledi.
"İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNİN ZENGİN MİRASINI GELECEK NESİLLERE AKTARIYORUZ"
Toplantıda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır Prof. Dr. Fuat Sezgin'in son derece kıymetli bir bilim insanı olduğunu ifade ederek kendisine rahmet diledi. Kacıır, "İlim yolunda gayretten vazgeçmeyen inançlı ve dosdoğru bir hayat. Fuat Hoca gibi bir ilim denizinin ülkemizin ilerleyişine engel olan askeri yönetimler sebebiyle yurdunu terk etmek zorunda kalması, bu topraklar açısından büyük kayıp teşkil etmişti. Ülkemizin vesayetle, darbelerle boğuştuğu bir dönemde ülkesinden uzak yaşamak zorunda bırakılan hocamız, İslam bilim ve teknoloji tarihi bakımından eşi bulunmaz eserlerini, çalışmalarını yürüttüğü ülkenin diliyle yani Almanca olarak yayınlamak zorunda kalmıştır. Bugün 28 Şubat. Bu milletin evlatlarını eğitim hakkından, ilim çabasından, devletine hizmet etme gayretinden mahrum bırakmak isteyenlerin gerçekleştirdiği post modern darbenin, bin yıl sürecek zannettikleri post modern darbenin yıl dönümündeyiz. Allah'a hamdolsun, 28 Şubat bin yıl sürmedi. Çünkü o haklarından mahrum etmek istedikleri insanlar, bu ülkenin öz evlatları, bu toprakların ev sahipleriydi. Ev sahibinin üstüne kapıyı kapattığını zanneden kendisi dışarıda kalırmış. Almanya'daki kütüphanesini Türkiye'ye getirmek, eserlerinin Türkçeye çevrildiğini görmek kıymetli hocamızın en önemli hedeflerinden biriydi. Bu anlayışla Türkiye Bilimler Akademisi Şeref üyesi hocamızın Batı dünyasını merkeze alan bilim tarihine eleştirel bir çözümleme ile yaklaşan "İslam'da Bilim ve Teknik" eserini TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) tarafından yapılan çevirisiyle Türkçe olarak yayınladık. Ülkemizin bilim yolculuğunu en üst düzeyde himaye eden Cumhurbaşkanımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat takip ettiği çalışmayla eserlerini, kitaplarını, birikimini ülkemize kazandırarak İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'ni kurduk. Profesör Doktor Fuat Sezgin İslam bilim tarihi araştırmaları vakfıyla da İslam kültür ve medeniyetinin zengin mirasını gelecek nesillere aktarıyoruz. Oluşturduğu bilgi birikiminin insanlığın yolunu nasıl aydınlattığını hep birlikte keşfediyoruz" dedi.
"DÜNYADA EN FAZLA BİLİMSEL YAYIN ÜRETEN ÜLKELER ARASINDA 22'NCİ SIRADAN 16'NCI SIRAYA ÇIKTIK"
Bakan Kacır konuşmasını, "Tarih boyunca Müslüman toplumlar için bilim sadece bilgi edinme aracı olmanın ötesinde derin bir medeniyet ve kültürü temel taşı olageldi. Bizim medeniyetimiz, ilk ifadesi oku olan Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılıp, onun çizdiği çerçevede ilim talep edenlerin medeniyeti. Bizim medeniyetimiz ilim Çin'de olsa gidiniz alınız diyen peygamber efendimizin ümmeti olma bilinciyle hareket edenlerin medeniyeti. Farabi, İbni Sina, Fergani, Biruni gibi tarihin yönünü değiştiren, bilimin abide isimleri hep bizim gönül coğrafyamızdan çıktı. Kendilerinden sonra gelen bilim insanlarına adeta birer kutup yıldızı olarak yol gösteren bu müstesna şahsiyetlerin kazandırdıkları birikim bugün dahi insanlığın yolunu aydınlatmayı sürdürüyor. Medeniyetler tarihini İslam medeniyetini görmezden gelerek yazmak asla mümkün değildir. Son 22 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yaptığımız atılımlarla, uyguladığımız politikalarla, bilimsel çalışmaların ve teknolojideki gelişmelerin her daim destekçisi olduk. 2002'de tüm şehirlerimizde sadece 76 üniversitemiz vardı. Bilimsel araştırmalar için kısıtlı imkanlara sahipti. Bugünse 81 şehirde 208 üniversitesiyle milyonlarca genci yüksek öğrenimle buluşturan bir Türkiye'den söz ediyoruz. Bu adımları atarken hep karşı çıkanlar, üniversite sayısındaki artışın bilimde yükseliş anlamı taşımadığını söyleyenler oldu. Oysa aynı dönemde ülkemizdeki bilimsel yayın sayısını 9 bin 13'ten 48 bin 619'a yükselttik. Dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 22'nci sıradan 16'ncı sıraya çıktık. Bilimin ve teknolojinin ülkemizin dört bir yanında yediden yetmişe adeta toplumsal bir seferberlik ruhuyla benimsenmesi amacıyla milli teknoloji hamlesi vizyonumuzu milletimizle paylaştık. Bayraktar TB-2, Gökdoğan, Bozdoğan, Akıncı, Anka, Aksundur, Hürkuş, Hürjet, Togg, İmece, Kağan ve İnsanlı İlk Uzay Bilim misyonumuz işte bu altyapının eseridir. Tüm bu eserleri milletimize kazandırırken, ışığın bu topraklardan yükselmesini bekleyen, Türkiye'nin düşmemesi için yeryüzünün dört bir köşesinde dua eden masumların mesuliyetini taşıdığımız şuuruyla hareket ediyoruz" ifadeleriyle sonlandırdı.
YUSUF TEKİN, "PROGRAMIN 28 ŞUBATA DENK DÜŞÜRÜLMESİ ÇOK ÖNEMLİ BİR MESAJDIR"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise, "28 Şubat'ta Türkiye'de bir daha asla yaşamak istemeyeceğimiz bir süreci yaşadık. 28 Şubat'ı yapanlar ne yaptığının farkındaydı. Ve o kadar derin iş yaptıklarını düşündüler ki bin yıl sürecek diye tahmin ettiler. Gerçekten de toplumun bütün kılcal damarlarına sirayet edebilecek şekilde, toplumun genleriyle oynayacak şeyler yaptılar. 28 Şubat'ta Türkiye'de birçok akademisyenin görevine son verildi. Geriye doğru baktığımızda, 1980 darbesinde de aynı şeyle karşı karşıya bulunduk. Fuat Sezgin Hoca 27 Mayıs darbesinden sonra üniversitelerden ihraç edilen "yüz kırk yedililer" içerisinde. Yani darbeyi desteklemediği için, bizzat Atatürk tarafından ordinaryüslük unvanı verilen akademisyenlerin de dahil olduğu 147 akademisyen üniversitelerden Demokrat Parti ile müzahir oldukları ya da darbeyi desteklemedikleri gerekçesiyle ihraç edilmişlerdi. Bu programın bugün 28 Şubat'a denk düşürülmesi, bu anlamda çok önemli bir mesaj. Bir teşekkürü de Sayın Cumhurbaşkanımıza "Bin yıl sürecek" denen 28 Şubat'ın tahrip ettiği toplumsal yapıları tamir etmek için gösterdiği çaba ve gayretten dolayı teşekkür ediyorum. İnşallah benzeri olaylarla karşı karşıya kalmayız. Bu vesileyle bir de ölüm yıl dönümünde Profesör Doktor Necmettin Erbakan hocamızı da anmamız gerekiyor 28 Şubat deyince. Lisans programları içerisinde bilim tarihi programlarını kimin okutacağına ilişkin bir tartışma da var. Biz bu vesileyle bilim tarihi derslerini vermek üzere Talim Terbiye Kurulu Başkanımızla da konuştuk. Bilim Tarihi lisans programları mezunu olan arkadaşlarımızın bu dersleri verebilmesiyle ilgili "Talim terbiye 9 No'lu kararında da" değişiklik gündemimizde. İnşallah onu da yapmış olacağız" dedi.
"BİZİM MEDENİYET NÖBETİNİ DEVRALMAYA HAZIR OLMA İHTİYACIMIZ VAR. BATININ YOLUN SONUNA YAKLAŞTIĞINI GÖRÜYORUZ"
Konuşmaların ardından düzenlenen sempozyumda söz alan Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Necmettin Bilal Erdoğan da, "Fuat Sezgin Hocamız Cumhuriyet tarihinin önemli travmalarının adeta bir mağduru, sembolü diyebileceğimiz de birisi. Üç tane meselemiz var; enstitümüz, kütüphanemiz, müzemiz. Eserle ilgili önemli bir dönüm noktasını geride bıraktık. İnşallah bundan sonra bu eserin yaygın erişimini sağlamakla mükellefiz. Bu eser önemi bir bibliyografya, önemli bir kaynakça. Dolayısıyla bu eser bu itibarla önemli. Biz de bu eseri Almanca ve Türkçe'den sonra İnşallah İngilizce ve Arapça'ya tamamıyla çevirmeyi başarırız. Kütüphane konusu, hocamızın kitaplarının bir kısmının rehin kalması, bir uzlaşıyla bundan sonra hem Frankfurt'ta hem İstanbul'da bu kitapların birer dijital kopyasının bulunması çalışmasını sürdürüyoruz. Müzemizin geleceği; müzemiz yapılalı 15-16 sene oldu. Müzemizin güncellenmesi, yeni nesillere daha interaktif bir şekilde ulaştırılması için çalışmalar yapacağız. Az önce bakanımız enstitümüzün Bilim Tarihi mezunlarının, seçmeli olarak Bilim Tarihi dersinin öğretmeni olmasıyla ilgi müjdeyi verdi. Ki bu bizim için hayati önem taşıyor. Türkiye yüzyılı dediğimiz zaman bu elbette bir Kızılelma, bir ideal. Bunun altını doldurmamız için bilimsel sahada yapılacak çalışmalar var. Batının teknolojik önderliğinin sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Aslında batının artık yolun sonuna yaklaştığını görüyoruz. O zaman bizim bu medeniyet nöbetini devralmaya hazır olma ihtiyacımız var. Bunun için çalışkan olmak zorundayız. Bunun için kendi kültür tarihimizi bilmek, özümsemek zorundayız. O zaman sanıyorum, hocamızın bütün bu mirasının boşa gitmediğini, ayakta kaldığını ve misyonuna hizmet edeceğini hep beraber göreceğiz" ifadelerini kullandı.