SABAH'ın Ramazan ayı yaklaşırken armağan ettiği 8 ciltlik Temel İslam Ansiklopedisi'nin kampanyasına okuyucular yoğun ilgi gösteriyor. Biz de bu kapsamlı ansiklopedi hakkında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Safa Üstün ve 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Türkiye Diyanet Vakfı İSAM Araştırmacısı Dr. Adem Yığın ile görüştük.
"ÇOK KIYMETLİ BİR ESER"
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Safa Üstün, SABAH'a yaptığı açıklamada"Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi tarafından, sahalarında yetkin ilim adamlarının katkılarıyla hazırlanmış olan Temel İslam Ansiklopedisi, İslamiyeti, kültürümüzü ve tarihimizi doğru kaynaklara dayalı olarak, anlaşılabilir, sade ve güzel bir Türkçe ile tanıtan, infografik malzeme, harita, tablo ve diğer materyallerle hemen her eğitim seviyesine ve toplumun her kesimine hitap eden çok kıymetli bir eserdir" ifadelerini kullandı.
"DİNİ HAYATIN UYGULAMA KISMI DA YER ALIYOR"
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Türkiye Diyanet Vakfı İSAM Araştırmacısı Dr. Adem Yığın ise "Temel İslam Ansiklopedisi esas itibariyle alan uzmanı olmayan ilahiyat ve lisansüstü eğitimi görmemiş kesime dönük olarak dini kavramların tarihi birikimini, İslami bilim tarihini, İslami ilimlere dair temel isim ve eserlerin uygun ve anlaşılır bir şekilde aktarılmasını hedefledik. Dini hayatın uygulama kısmının nasıl olacağına dair uygulamayı aşama aşama anlatan kısımlar eklendi. Görsel malzemeyle anlatılan bilgi daha iyi anlaşılır şekle kavuştu. Kafa karışıklığı oluşturmaksızın Müslüman toplumda en temel dini kavramların kendi medeniyetlerine ait yaklaşımları ve görüşlerin doğru bir şekilde aktarılmasını sağlayan bir metin hazırlandı. Bu benzersiz bir eser. Ansiklopedinin alfabetik bir sıralaması var. Maddelerden her biri kendi uzmanına yazdırıldı. Ülkemizde daha çok yaygın olan Hanefi ve Şafi mezhepleri esas alınarak bu 2 mezhebin temel yaklaşımları esere konuldu. Bunun temel sebebi ilim ehli tarafından benimsenen, ittifak edilen ve genel kanaat oluşmuş görüşleri daha çok toplumun gündemine getirmek ve onların anlayışına sunmaktı. İlmi ihtilafların hepsi değil, daha çok üzerinde görüş birliğine varılmış kısımlar öne çıkarıldı" dedi.