Ahkaha adlı kitabıyla ses getiren Kübra Aktaş Anı Mafyası adlı yeni kitabıyla okurun karşısında. Yazar 'Geldik yeniden; ben ve anılarım. Kahkahalarım, acılarım, korkularım. Yanlışlarım, doğrularım. Anlamadıklarım, anlamlandıramadıklarım; anlayıp, kavrayamadıklarım. Sorularım, cevaplarım. Yaşadıklarım, yaşayamadıklarım. En çok da kavgalarım! Hepsini paylaşıma açtım. Bu kez sözü ANI MAFYASI'na bıraktım! Ben yaşadım ama anlatılan sizin hikâyenizdir. Ben yazdım ama yaşanılan sizin geçmişinizdir…' diyor.
Biraz mizah, biraz dram… Ama çokça siz!
Karadeniz'in dağlarında başlayan bir hikâye bu… Hepsi yaşanmış olaylardan derlenmiş. Çokça güleceğiniz, belki biraz üzüleceğiniz ama yine çokça kendinizi bulabileceğiniz bir hayatla tanışıyorsunuz Anı Mafyası'nda. Kısa kesitler halinde ve okuyucuyu sıkmadan, samimi bir dille kaleme alınmış anılar; size, kelimelerin dansını da izletiyor okurken. Bir anıdan diğerine geçerken, bir duygudan diğerine yol alıyorsunuz. Gülerken hüzünleniyor, hüzünlenirken kahkaha atabiliyorsunuz. Yazar, 'Bu kitapta anlatılan her şey hayâl ölümüdür!' diyor. Çocukluğun sorgulamasıyla, yetişkinliğin tanıklığı arasında geçiyor diyaloglar. Anılarla birlikte düşünceler de büyüyor. Sorgulamalar bir sonuca ulaşıyor. Hikâyeler 'Ah!'ların birikip kahkahaya dönüşmesini anlatıyor.
İlk kitabı Ahkaha'da ' Bir kahkahada kaç ah saklıdır?' diye soran yazar, Anı Mafyası'nda ise anıların esiri olunduğundan bahsediyor ve devam niteliğinden olan kitapta şöyle diyor; Hafızayı istimlâk edip parsel parsel ele geçirmiş anı mafyası, tercihi sana bırakmıyor. Unutmaya kıyamadıklarına o hiç acımıyor. Hatırlamak istediklerine ipotek koyuyor, haraç kesiyor. İhale, hatırlamak istemediklerine veriliyor. Etkisini yitirdiğini düşündüğün anıların, sotkaya yatıp, pusu kuruyor; bazen bir söz, bazen bir şarkı, bazen bir kokuya saklanıp karşına çıkıyor. İsimlerin adı kalmıyor. Adlara yeni isimler ekleniyor. Yüzler eriyor. Yeni zamanlı anılar geri çekiliyor, eskiler cepheye sürülüyor. Meydan anı mafyasının elinde! Dağıtım onun elinden yapılıyor…
Kısacası Trabzon'da başlayıp, Konya'da devam eden bir hikâyede aslında sizin duygularınız yaşanıyor!