Turkuvaz Medya Grubu'nun bünyesinde yayımlanan Lacivert Dergisi, Türkiye'de muhalif olmayı kapağına taşıdı. Lacivert'e konuşan öğretim üyeleri ve gazeteciler, Türkiye'deki muhalefetin küresel güçlerin kontrolünde yapıldığına dikkat çekiyor.
KUTAY: "YÜZ YIL GEÇSE DE CHP MUHALİF OLAMAZ"
Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Tacettin Kutay: "İktidar muhalefetini uluslararası düzlemde yapıyor. Bu düzlemde Erdoğan arenanın merkez aktörü değil, çevre aktörü ve son derece atik ve enerjik. Türkiye'deki muhalefet ise bu anlamda çevre aktörü değil; muhalif dediğiniz merkezin değil çevrenin aktörü olmalıdır. 'Sistem bana biat etsin, bürokrasinin belli yerlerine ben hâkim olayım' talebiyle muhaliflik olmaz. O yüzden yüz yıl geçse de CHP muhalif olamaz. Seçim kazanamıyor demek muhalif demek değildir. Muhalif değil, sadece seçim kazanamıyor. O 'Altılı Masa'da muhalif olan hiç kimse yok ki. Onların birisi başbakan biri içişleri bakanı, biri ekonomi bakanı vs... Muhalif olan HDP'dir. Bu bakımdan seçim kanamamayla muhalefeti birbirinden ayırmak lazım... Seçim kazanacak becerisi yok; Kemal Bey'e bakıyorsun öyle bir ışıltısı da yok. Ayrım burada."
"Türkiye'nin siyasal iktidarı dahi uluslararası sistemin zencisi olarak görülüyor. Şu an muhalif olan Erdoğan."
"Her şeyden önce Türkiye'de gerçekten iddia edildiği gibi baskıcı bir idare yok. Mesela kendisine muhalif sanatçı diyenler üç kağıtçılık yapıyor. Muhalif sanatçı Ahmet Kaya gibi olur; bunun karşılığında bir bedel öder."
"TOGG açıklanırken, böyle tavşan gibi kenardan baktılar ve birisi çıkıp buna karşı bir argüman üretsin de buna sarılalım diye beklediler. Oysa o gruptan ayrılmak, işte onurlu olan ve muhalif olan odur."
BEZCİ: "CHP, 'İKTİDARDAN KAÇANLARI YAKALA' PARTİSİNE DÖNÜŞTÜ"
Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Bezci:
"CHP doksanlardan sonra yeniden kurulduğunda aslında Giddens'in bütün Avrupa solunu saran yeni bir sol siyaset olarak 'üçüncü yol' siyasetinden beslenmekteydi. Bu siyasi çizgi CHP'yi ne 95'te ne de 99'da iktidara taşıyabildi. Hatta 99'da meclise bile giremedi. Kılıçdaroğlu ise partiyi bir adım öteye taşıdı. Baykal'ın durduğu yere çağırdığı sağ siyasallığa bizatihi kendisi gitti. Gerçekten de bu yumuşama CHP'yi yüzde yirmilerden yüzde yirmibeşlere taşıdı. Bir sonraki hamlesini ise kurduğu masayla birlikte yapan Kılıçdaroğlu, desteğini almakta zorlanmadığı HDP ile birlikte gerçekte siyasal konum bilgisini kaybetti. Artık CHP, 'iktidardan kaçanları yakala' partisine dönüştü"
AKAR: "TÜRKİYE YENİ OTOMOBİL Mİ YAPIYOR, BEĞENMEZSİN OLUR BİTER"
Lacivert Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Akar: "9 dönümlük çiftlik evi olan eski FOX sunucusuyla, 12 odalı köşkte yaşayan internet editörü, bir de 142 metrekareyi denize yürüte yürüte 300 metrekareye çıkartan villa yazarı çiziyor yeni portreyi. Şu dünyada muhalif olmak varmış! Türkiye yeni otomobil mi yapıyor, beğenmezsin olur biter. Milli uçak mı, doğalgaz yatırımı mı, kültürel atak mı, enerji yatırımı mı? Hiçbirini beğenme..."
"Bu ülkeyi seven muhaliflere soruyorum; Akdeniz'deki enerji yatakları mücadelemiz, Suriye'deki üstünlüğümüz, Libya'daki kararlılığımız, Yunanistan'la yaşadığımız kıta sahanlığı sorunu, İHA ve SİHA'larımız, Karadeniz'deki doğalgaz rezervlerimiz, milli otomobilimiz, Rusya-Ukrayna savaşındaki duruşumuz, yeni ekonomi programı çabamız... Tüm bunlar hakkında desteklediğiniz insanlar ne düşünüyor hiç sordunuz mu? Yoksa Şeyma Subaşı'nın lüks hayatını aratmayacak yaşam tarzlarından arta kalan zamanlarda mı muhaliflik yapıyorlar acaba, ne dersiniz?"
TUTAR: "ABD, MUHALEFETİ VE KULLANIŞLI MUHALİFLERİ DESTEKLİYOR"
Sabah Gazetesi Dış Haberler Müdürü Bercan Tutar: "'Hard power' eksenli müdahale biçimlerini terk eden Amerikan devleti, 2008'den bu yana 'soft power' yumuşak darbe mühendisliğini devreye sokuyor. Muhalefeti ve kullanışlı muhalifleri destekleyerek istediği yönetimi iktidara taşıyıp amaçlarını gerçekleştiriyor."
"ABD Başkanı Joe Biden bu gerçeği seçim kampanyası sırasında 16 Aralık 2019'da New York Times'a verdiği Erdoğan karşıtı röportajda da dile getirmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmeleri için Türkiye'deki muhalefete her tür desteği vereceklerini vurgulayan Biden, bu küstah talebine gerekçe olarak 'Çünkü o yasak elmadan bir ısırık aldı' demişti. 'Yasak elma' ile kastettiği şey Türkiye'nin Rusya ile stratejik ilişkilerini geliştirmesi ve Rusya'dan savunma füze sistemlerini almasıydı."
"CIA'nın 'Uzun Oyun' stratejisi ile yumuşak darbe mühendisliğinin en önemli faaliyet alanlarından ve hedeflerinden biri de Türkiye... Haziran 2023 seçimleri yaklaştıkça ABD'nin fonladığı medya, yandaş STK'lar, muhalefet, terör örgütleri ve diğer bütün düşman kardeşler 'Erdoğan'sız Türkiye projesini' hayata geçirmek için el ele verip dört bir koldan gece gündüz daha fazla çalışacaklardır. Ve amaçlarına ulaşana yani Türkiye'yi yeniden rehin alana kadar da durmayacakladır. Her ne kadar milletimizin 15 Temmuz destanında yaptığı gibi CIA'nın 'Uzun Oyun' stratejisinin 'Uzun Adam'ı devirmesine asla izin vermeyeceğine inancımız tam olmasın rağmen yine de tedbiri asla elden bırakmamak lazım."
TUNA: "GÜNÜMÜZ MUHALEFETİNİN EN BÜYÜK AÇMAZI KÜRESEL GÜÇLERİN GÖLGESİNDE MUHALİFLİK YAPMAKTIR"
Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna: "Günümüz muhalefetinin en büyük açmazı hâlihazırdaki iktidara düşman olan küresel güçlerin gölgesinde muhaliflik yapmaktır. Zaten asıl kavga, küresel dünya sistemi yandaşlarıyla bu sisteme muhalif olanlar arasındadır. 'Muhalif / iktidar çelişkisi' dünya ölçeği söz konusu olduğunda adeta yer değiştiriyor."
"Muhalefetten beklentimiz, Türkiye'ye muhalefet değil, Türkiye'nin muhalefeti olmasıdır. Yani, müstevlilere ve onların terörist taşeronlarına karşı Türkiye'nin yanında yekvücut olmalarını, bozgunculuğa ve beşinci kol faaliyetine alabildiğine mesafe koymalarını istiyoruz."
"Muhalefet en genel anlamda denetleyicidir. Fakat 'Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bunu takdir edecek halimiz yok...' diyecek kadar inandırıcılıktan yoksun bir muhalefet, her şeyden evvel kendisini denetlemekten aciz olduğunu ortaya koymuş demektir. Nerde kaldı ki iktidarı denetlesin!