TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Dolmabahçe Sanat Galerisi'ndeki TBMM Sanat Koleksiyonu Füreya Koral Sergisi'nin açılışında yaptığı konuşmada, bir asrı geride bırakan TBMM'nin kurtarıcı, kurucu ve gazi sıfatlarının yanında sanatseverliğinin de bulunduğunu söyledi.
TBMM'nin 1950'li yıllarda uhdesine aldığı sanatçıları, yerli ve milli sanatlar üzere tefriş işleri için yetiştirdiğini anlatan Şentop, akabinde Anadolu'nun her şehrine gönderilen sanatçıların o bölgeye ait sanat unsurlarını öğrenerek yeni eserler üretmelerinin sağlandığını kaydetti.
Şentop, "Meclisin erken dönemde sanatımızı korumaya yönelik bu yaklaşımları, Türk seramik sanatının inkişafına ve bugünkü olgunluğuna büyük katkı sunmuştur. Kadim Anadolu sanatlarının kaybolmadan korunması ve yeni sanatçıların yetişmesini teşvik etmesi, geleneği yerinde öğrenen sanatçılara kol kanat germesi bakımından TBMM'mizin sanata sahip çıkması, bizler için çok kıymetli bir tabloyu göstermektedir." ifadelerini kullandı.
KORAL, GELENEKSEL ÇİNİ SANATINI MODERN SANATLA HARMANLADI
TBMM Başkanı Şentop, Füreya Koral'ın da TBMM tarafından 1950'li yıllarda Konya'ya gönderilen sanatçılardan olduğunu vurgulayarak, geçen sene TBMM Şeref Salonu'nda, Koral'ın Meclis için özel olarak oluşturduğu "Seramik Pano Koleksiyonu" sergisinin düzenlendiğini anlattı.
Dolmabahçe Sanat Galerisi'ndeki sergide, Koral'ın değerli eserlerinden oluşan parçaların yanında, ailesinin, o dönemdeki sanatçıların ve öğrencilerinin eserlerinin de yer alacağını belirten Şentop, şöyle devam etti:
"Böylece merhum sanatçımızı, ailesi ve çevresiyle bir bütünlük içinde sanatseverlerle buluşturma imkanına sahip olacağız. Meclisimizin seramik sanatına öncülük etmesi bakımından bizim için çok değerli olan ve Füreya Koral'ın ilhamını Anadolu'dan aldığı geleneksel çini sanatını, günümüz modern sanatıyla da harmanladığı bu sergide, sanatseverlerle bir arada olacağız. İstanbul'da bu sergiyi sanatseverlerin takibine sunacağız."
Şentop, 1960-1969 yıllarında TBMM'nin kullanıma sunulan "Seramik Sehpalar Koleksiyonu"ndaki 16 eserin Füreya Koral'a ait olduğunu ve sergide yer aldığını belirterek, Koral'ın, seramik sehpalarında, Anadolu motifleri ile geleneksel el sanatı unsurlarını modern bir bakışla, kendi duygu dünyasıyla, yeni bir formla yansıttığını kaydetti.
Koral ve öğrencilerinin Meclise sunduğu diğer eserler ve koleksiyon sehpaların da sergide bulunduğunu dile getiren Şentop, şöyle konuştu:
"Bu eserlerin birçoğu 1961'den 2013'e kadar fiilen Meclis'te kullanılmıştır. Eşya niteliğine haiz bir eserin tahmin edeceğiniz üzere yıpranması tabiidir. Nitekim bu eserler de zaman içerisinde yıpranmıştır. TBMM, külliyatındaki sanat eserlerini restore etmek amacıyla Gazi Üniversitesi ile vaktiyle bir protokol imzalamıştır. 2013'te imzaladığımız protokol çerçevesinde öncelikle külliyatındaki sanat eserlerinin tespiti, tasnifi yapılmış ve daha sonra öğretim üyeleri tarafından yıpranan eserler restore edilmiştir."
SERGİDE KORAL'A AİT İLK DEFA SERGİLENECEK OLAN "ALLAH" YAZILI ESER DE BULUNUYOR
Şentop, Koral'ın eserlerinin tamamının yurt içinde ve yurt dışında sergilendiğini ifade ederek, ancak sanatçıya ait üzerinde "Allah" yazılı seramik eserin ise ilk defa sergilendiğini kaydetti.
2. Abdülhamid'in sadrazamı Yıldız Porselen Fabrikası'nın kuruluş çalışmalarını yürüten ve aynı zamanda Koral'ın amcası Cevad Paşa'nın yaptığı emaye kapak eserinin de sergide yer aldığını belirten Şentop, "Ayrıca yine 2. Abdülhamid'in paşalarından Şakir Paşa'nın, kızı Hakkiye Hanım yani Füreya Koral'ın annesi için bizzat eliyle yaptığı ahşap beşik de burada sergilenecek. TBMM Sanat Atölyesi'nin hazırladığı fincanlar ve kalemlikten oluşan Füreya Koleksiyonu örnekleri ve merhum Koral'ın çizgilerinden, desenlerinden esinlenerek üretilen fular, eşarp, kravat, mendil ve kahve fincanları da sergimizde yer alıyor." ifadelerini kullandı.
Seramik sanatının Türklerdeki geçmişinin 9. yüzyılda kurulan Karahanlılar'a kadar uzandığına değinen Şentop, o dönemden itibaren uygulanmaya başlanan seramik sanatının daha çok cami, türbe ve saray süslemelerinde kullanıldığını vurguladı.
Bu sebeple seramik sanatının yüzlerce yıl bir zanaat dalı olarak görüldüğünü, seramiğin geçmişinin Türk tarihiyle de sınırlı olmadığını belirten Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seramiğin ana maddesi kil olduğu için neredeyse insanlığın bidayetinden beri kullanılmaktadır. Çatalhöyük'te yapılan kazılarda günümüzden 8 bin yıl önce üretilmiş vazo, çanak, çömlek, çini, porselen gibi kaplar bulunmuştur. Benzer örneklerin Çin'de 12 bin yıl öncesine giden bir tarihi vardır. Bu sebeple yüksek ısıda pişirilen topraktan yapılan seramiğin insanlık tarihine ışık tutan önemli bir belge niteliği de vardır. Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde özellikle cami, türbe, saray gibi yapıların süslemelerinde kullanılan seramik, Cumhuriyet döneminde bir süre ihmal edilse de sonra tekrar canlanmıştır."
"KORAL, GELENEKSEL SANATINI HALKLA BULUŞTURMUŞTUR"
Şentop, bu canlanmada merhum Koral'ın çok büyük etkisi ve katkısı olduğunu dile getirerek, "Seramiği Paris'te öğrendiği modern sanat formuyla buluşturup yeniden yorumlamış, 'sanat her yerde' fikriyle geleneksel sanatını halkla buluşturup çevremizi tezyin etmeye çalışmıştır. 1950'de Unkapanı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'nda, 1962'de Ankara Ulus Çarşısı'nda, 1964'te Ankara Anafartalar Çarşısı'nda, 1969'da Ankara Sigorta Binası'nda, Taksim-İstanbul Divan Pastanesi'nde ve 1965'te Hacettepe Üniversitesi Dış Hekimliği Fakültesi gibi çeşitli yerlerdeki seramik panolarıyla sanatını, halkımızın her kesiminin göreceği yerlere nakşetmesi bakımından da ayrıca çok ayrıcalıklıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Şentop, sanatçı bir aileden aldığı genetik mirası, mensubu olduğu Osmanlı kökleriyle ve Batı sanat atölyelerindeki çalışmalarıyla meczeden Cumhuriyet kadını Koral'ın, annesinin de iyi bir hattat olduğunu anlattı.
"ADINI SANAT TARİHİMİZE YAZDIRMIŞTIR"
Küçük yaşından itibaren camilerdeki çinilerden etkilenen, onların renklerinde hayal kuran Koral'ın, Kütahya ve İznik çinilerini sanatının odak noktası yaptığını belirten Şentop, şunları kaydetti:
"Duvar çinilerinin bizim geleneksel sanatımız için önemini kavrayan Füreya Koral, çininin çağdaşlaştırılmasına kafa yormuş ve bunu başarmış ilk sanatçımızdır. Koral, seramiği sadece süs eşyası olarak görmeyen, yüksek sanat olarak tanımlanmasına da karşı çıkan bir sanatçıdır. Geleneksel sanatların formlarını eserlerinde kullanırken seramik sanatının duayenlerini de yetiştirmiş, adını sanat tarihimize yazdırmıştır. Bugün tartışmasız olarak çağdaş seramik sanatımızın en önemli ustasıdır. Milli değerimiz, seramik sanatının duayeni Füreya Koral gibi bir sanatçıya sahip olmaktan gurur duyuyoruz."