İstanbul'da, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Hamit Yücel Barut, 38 yıllık meslek hayatının yanında 20 yıldır ebru sanatıyla ilgileniyor. Hastanede göreve başladığında gözleri boş olan hastane duvarlarındaydı. Duvarları eserleriyle süsleme sürecini SABAH'a anlatan Dr. Barut, "Duvarlar bomboş duruyordu ve ben başka gözle bakmaya çalışıyordum. Ebruyla sakura yapmaya karar verdim ve duvarlara sakura ebruları astık" dedi. Ebrunun dikkat ve sabır işi olduğunu dile getiren Barut, "Ebruyu önünüzdeki sıvı dolu teknede suyun üzerinde yapıyorsunuz. Çok dikkat ve sabır istiyor, en ufak bir hatanın geri dönüşü yok. Günde 30 kişiye biyopsi yapıyorum ve yaptığımız iş ebruyla birbirine çok benziyor. Ebru yaparken değişik boyutta iğnelerle suyun üzerinde çalışıyorsunuz. Biyopsi yaparken de 5 mm'lik nodüllere bile iğneyle giriyoruz ve hücreyi alıyoruz. Ebru yapmaya başladıktan sonra girişimsel radyoloji alanına geçtim. 'Ebruyu yapıyorsam, biyopsiyi de yaparım' diye düşündüm" şeklinde konuştu. Bilim ve sanatın birbirinden ayrılmayacak bir bütün olduğunu dile getiren Barut, "Necmettin Okyay eski bir ebru sanatçısı ve ona pek çok farklı disiplinde engin bilgiye sahip olan anlamına gelen 'Hezarfen' lakabı verilmiş. Biz yıllardır MR, film ya da ultrason gibi radyolojik görüntülemelere bakarak işlem yapıyoruz ve aklımda da hep bu görüntülemeleri ebru olarak yapmak var. Bu alanda çığır açmak istiyorum. Eğer gerçekleştirebilirsem bilim ve sanatın tam bir kesişmesi olacak" dedi.
'SANATÇI KİŞİLİĞİ İŞİNE YANSIYOR'
KANSER hastası 60 yaşındaki Tülay İke, Dr. Barut'un eserleriyle renklendirdiği hastanede gördüğü tedaviden çok memnun olduğunu söyledi. Eşi Erol İke ise "Eşimle inşaat mühendisiyiz ve çizimle az çok ilgiliyiz. Ama hocamın eserlerini gördüm ve çok beğendim. Tabloların hepsi birbirinden güzel ve hocamızın sanatçı kişiliği işine de yansıyor" diye konuştu.