Deneme, yazarı tarafından belirli bir konu seçilerek kişisel görüşlerini bildirdiği kısa türdeki bir yazı türüdür. Denemelerde konu sınırlılığı olmadığı gibi, edebiyat, siyaset, din, gündelik yaşam, spor, sanat gibi çok sayıda konuyla ilgili deneme yazılabilir. Şahsi olarak yazarının düşüncelerini içeren deneme, öznel bir yazı türü olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda denemenin nesnelliğinden söz edemeyiz. Deneme yazısı sade bir dille, açık bir şekilde yazılmalıdır. Deneme yazısında edebi bir kaygı güdülmemelidir.
Denemenin öğretici bir amacı olmadığı gibi, belgeler eşliğinde bir şey kanıtlama gayesi yoktur. Deneme yazarken bunların bilincinde olunmalıdır. Bir deneme için her zaman, okurun ilgisini çekecek ve denemeyi sonuna kadar okunmasını sağlayacak bir giriş cümlesi çok önemlidir. Deneme, aynı ölçüde dikkat çekici bir biçimde de bitirilmelidir. Denemeyi okurken yazarla birlikte düşünsel yolculuğa çıkan okurun sonunda düş kırıklığına uğramaması, deneme yazarı açısından dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Deneme türü son derece eski bir edebi yazı türüdür. Bu türde ilk yazıları 16. yüzyılda Fransız yazar Michel de Montaigne yazdı ve Essais (Denemeler) adıyla yayımladı. Bugün birçok ülkede ilgiyle okunan edebiyat türünün de adını koymuş oldu.
Ünlü İngiliz denemecileri arasında Francis Bacon, Joseph Addison ile İrlandalı Richard Steele sayılabilir. ABD'li en ünlü deneme yazarları Ralph Waldo Emerson ile Henry David Thoreau'dur.
Deneme türü Türk edebiyatına, batı edebiyatlarının etkisiyle Tanzimat'tan sonra girmiş ve Cumhuriyet'ten sonra gelişmiştir. Türk edebiyâtında Ahmed Hâşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Suud Kemâl Yetkin, Melih Cevdet Anday, Mehmed Kaplan, Sezâi Karakoç bu türde eser veren isimlerdendir. Nesir dilini kullanmakta ustalığı, dünyaya ve insanlara ait kuvvetli gözlemleri, geniş kültürü gerektiren türün en başarılı örneklerini ise Nurullah Ataç vermiştir.