Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı olarak havalimanı olmaktan öte kültür ve sanat mekanı olarak da tasarlanan İstanbul Havalimanı'nda, Anadolu'daki medeniyetleri anlatan ve 300'ü aşkın eserlerin yer aldığı müze "Türkiye'nin Hazineleri; Tahtın Yüzleri" isimli sergiyle hizmete açılmıştı.
Türkiye'nin 29 ören yerinden getirilen tarihi eserlerin yer aldığı müze ile Türkiye'nin transit yolculara tanıtılması amaçlanıyor.
Konuya ilişkin bilgi veren İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, şu an için pandemiden ötürü ziyaretçi sayısının çok yüksek oranda olmadığını ancak sayının artmasını beklediklerini belirterek, "Yine de ziyaretçi sayımız iyi. Personel de geliyor. Ziyaretçilerimiz için biz burayı çok hızlı bir şekilde açtık. İlgi gösterilmesini bekliyoruz. 300 civarında eser sergileniyor burada." ifadelerini kullandı.
Serginin Göbeklitepe ile başlamasının önemine değinen Asal, tarih öncesi dönemin insanlar tarafından genellikle mağaralarda yaşayan insanlar ya da vahşi hayvan avlanması gibi tasvir edildiğini, ancak son zamanlarda yapılan kazılarda ve özellikle Göbeklitepe'de böyle olmadığının anlaşıldığını dile getirdi.
Göbeklitepe'den anlaşılanın statü anlamında toplumsal bir yapılanma bulunduğunu kaydeden Asal, şöyle devam etti:
"Nereden biliyoruz bunu. Göbeklitepe'nin maketi sergileniyor şu an müzede. Büyük bir tapınak inşa edilmiş orada. Tapınak öncüsü diyebileceğimiz bir yapı var. Bu yapının taşlarının belli bir taş ocağından çıkarılması, oraya nakli, dikilmesi gibi bir iş bölümü... Bu kadar ağır bir işin sıradan herhangi bir organizasyon olmadan yapılması mümkün değil. Tabii ki bir kral ya da daha üstün düzeyde bir yöneticiden bahsetmiyoruz ama bir şef, bir bey gibi veya reis diyebileceğimiz bir yönetici kavramı mutlaka var. Biz bu müzeyi Anadolu uygarlıklarının yönetici kavramı üzerinden anlatacaksak, o zaman 'neden Göbeklitepe'den, ilk bu bahsettiğimiz olayın başladığından başlamıyoruz?' dedik. Ondan sonra Alacahöyük yani Çatalhöyük, Aslantepe, Hititler diye devam ederek Cumhuriyet Dönemi'ne kadar Anadolu'yu yönetenler üzerinden Anadolu uygarlıklarını anlattık. Cumhuriyet Dönemi'nden de İstanbul temalı tablolarla Cumhuriyet Dönemimizi de anlattık."
"SIRADAN BİR HAVALİMANI MÜZESİ DEMEK HAKSIZLIK"
İstanbul Havalimanı Müzesi'ni diğer havalimanları müzelerinden ayıran önemli özelliklerinin bulunduğunu vurgulayan Asal, "Bu boyutta, bu büyüklükte, hem sergileme alanında hem de eser anlamında çok farklı bu müze. Havalimanı müzelerinin çok çok üzerinde bir müze anlayışı ile yapıldı. Havalimanında yapılmış olmasa; Anadolu'daki herhangi bir müze kadar yer barındıran, sergilenen ve önemli eserleri barındıran bir müze. Sıradan bir havalimanı müzesi demek burası için haksızlık." dedi.
"ZİYARETÇİ SAYISI BİNLERLE İFADE EDİLECEK DURUMA GELECEKTİR"
Pandemi sonrası ziyaretçi sayısının artmasını beklediklerini söyleyen Rahmi Asal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Binlerle ifade edilecek bir duruma geliriz diye düşünüyorum. Müzeye gelen bir kişinin aklında neler kalacak? Normal ziyaretçiden bahsedersek; Kadeş Antlaşması çok önemli. O aklında kalacaktır. Anadolu ilklerin toprağı. Sikke'nin (paranın) darbının, ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Takastan bugünkü ekonomik değeri oluşturan paranın darbına geçiliyor. O da Türkiye'de yapılıyor. Karun Hazineleri var. 'Karun kadar zengin' ifadesi Anadolu'da biliniyor. Bu Batı'da da biliniyor. Karun hazineleri akılda kalacaktır. Tılsımlı gömlek, Selçuklu kartalı akılda kalacaktır. Bana kalırsa hepsi çok kıymetli."
Bir yıl ziyarete açık kalacak müze 8 yaşa kadar ücretsiz olarak gezilebilirken, yetişkinler için giriş bedeli 5 avro olarak belirlendi.