Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi'ne 2012'de dahil edilen, "İkinci Efes" olarak da nitelendirilen Aizanoi'de kazı ve alan araştırması 9 yıldır sürüyor.
Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Elif Özer, bölgede bu yıl ağırlıklı olarak restorasyon çalışması yapacaklarını söyledi.
Roma dönemine ait 20 bin kişilik tiyatro ile bitişiğindeki 13 bin 500 kişilik stadyumun restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kütahyalı iş insanı Rıza Güral arasında sponsorluk protokolü imzalandığını belirten Özer, "Kütahya Valiliğinin de desteğiyle çalışmalara başladık. Yaklaşık 6 yıl sürecek projeyle burayı Antik Çağ'daki görünümüne kavuşturmayı ve bölgeye daha fazla turist çekmeyi hedefliyoruz." dedi.
Projenin mimarı Yalın Pekvar ise antik tiyatro ve stadyumun yüzyıllar içinde deprem ile toprak kayması gibi doğal afetlerden zarar gördüğünü anlattı.
Tiyatro yapısında yürüttükleri çalışmalara değinen Pekvar, "Bundan önceki dönemlerde bazı taşlar buradan götürülmüş. Biz burada dağınık durumda olan mermer ve kireç taşlarından oluşan yaklaşık 4 ton ağırlığındaki blokları önce vinçle bulunduğu yerden alanın dışına alacağız. Bu blokların ölçümünü yapıp envanterini çıkardıktan sonra hazırlayacağımız projeyle yerlerine koyacağız." diye konuştu.
AİZANOİ ANTİK KENTİ
Kütahya il merkezine 57 kilometre uzaklıkta yer alan ve Frigya'ya bağlı Aizanitislerin ana yerleşim merkezlerinden biri kabul edilen Aizanoi kent alanının, milattan önce 3000'li yıllardan itibaren kullanıldığı tahmin ediliyor.
Milattan önce 133'te Roma egemenliğine giren, bir piskoposluk merkezi de olan kentin, erken Bizans döneminde önemini yitirdiği belirtiliyor. 13'üncü yüzyılda Çavdar Tatarlarının üssü olan, sonraları Çavdarhisar ismini alan kent, Avrupalı gezginlerce 1824 yılında keşfedildi.
Aizanoi'de, Alman Arkeoloji Enstitüsünce 1970-2011 yıllarında yapılan kazılarda Zeus Tapınağı, tiyatro, stadyum, iki hamam, dünyanın ilk borsa yapısı, sütunlu cadde, Kocaçay üzerinde 5 köprü, "Meter Steunene" kutsal alanı, nekropoller, bent ve su yolları gün ışığına çıkarıldı. Tapınağın çevresinde milattan önce 3000'li yıllara ait yerleşim tabakaları bulundu.
Antik kentte 1970'ten itibaren 41 yıl yaz aylarında çalışma yürüten Alman Arkeoloji Enstitüsünün lisansı Bakanlar Kurulu kararıyla 2011'de iptal edilerek kazı görevi Türk arkeologlara verildi.