UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan 7 kiliseden birinin bulunduğu Laodikya Antik Kenti'ndeki kazı ve restorasyon çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığındaki ekip tarafından 2003 yılından beri sürdürülüyor.
Milattan önce 5 bin 500'e tarihlenen buluntuların ortaya çıktığı Laodikya, antik çağda Anadolu'nun en önemli ticaret, sanat, spor merkezlerinden biri olmasıyla her zaman turistlerin gezi rotaları arasında yerini alıyor.
İki yıl önceki kazılarda, milattan sonra 494 yılında meydana gelen depremde yıkılan freskli (yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madeni boyalarla resim yapma yöntemi) 1750 yıllık traverten bloklar, özel yöntemle toprak altından çıkarıldı ve itinayla sürdürülen çalışmalar sonucunda ayağa kaldırıldı.
Boyayla yapılan resimlerde zenginliği simgeleyen korint başlıklı sütunların olduğu panolar, figüratif çizimler ve farklı betimlemelerin bulunduğu kompozisyonların yer aldığı duvar ziyarete açılmak için hazırlanıyor.
NİSAN AYINDA ZİYARETÇİLERLE BULUŞACAK
Laodikya Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, yaptığı açıklamada, yıl boyunca kazı ve restorasyon çalışmalarının sürdüğü Laodikya Antik Kenti'nin dünyadaki önemli kazılar arasında yer aldığını anlattı.
Bugüne kadar önemli tarihi yapıları gün ışığıyla buluşturduklarını belirten Şimşek, her bir bloku düştüğü yerden belgeledikten sonra sırasıyla sistemli bir şekilde ayağa kaldırdıklarını dile getirdi.
Şimşek, depremde yıkılan 9 sıra halindeki duvarı titizlikle ayağa kaldırdıklarını ifade ederek "Bu efsane freskli travertenler üzerine yığılan molozlar sayesinde olduğu gibi korunmuş. Bu duvarın genişliği ve bu kadar büyük bir alanın boyalı olması bakımından dünyada başka bir örneğinin bulunmadığını düşünüyoruz. Burada yaptığımız çalışmalarda 52 metre uzunluğunda 9 metre yüksekliğinde resimli duvarı ayağa kaldırdık.Nisan ayında ziyarete açmayı planlıyoruz." dedi.
Duvarda yapılan çalışmalarda harç içinde Roma İmparatoru Gallienus'a ait sikke bulduklarına dikkati çeken Şimşek şöyle devam etti:
"Yaklaşık olarak bu sikke milattan sonra 3. yüzyılın ortaları. Dolayısıyla bu duvar ve freskler günümüzden 1750 yıl öncesine ait. Bugüne kadar böylesine bir mimari cephenin gösterildiği duvar resimlerinin bu kadar büyüğü ilk defa çıkartılıyor. Antik dönemin en önemli duvar resimleri milattan önce 2. binin ortaları olmak üzere Girit sarayında ve daha sonra İtalya'da Pompei antik kentinde var. Ama bu kadar büyük ve görkemli bir duvar resmi benim bildiğim şu anda yok."
Zenginliğin göstergesi olan bu özel duvarı korumak için perdeleme sistemi yaptıklarını belirten Şimşek, yapının kent ve ülke turizmine büyük katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.