3 Temmuz 1883 tarihinde hayata gözlerini Prag'da açan Franz Kafka, 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Eserlerindeki gerçekçilik ve fantastik öğeler Franz Kafka'yı dönemin en büyük hikaye ve roman yazarlarından birisi yapmıştır.
Hazırladığımız haberimizde Franz Kafka'nın hayatına değinirken Kafka'nın eserleri ve edebi kişiliğine de yer verdik.
Kafka, o zamanlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun bir parçası olan Prag'taki Eski Kent Meydanı yakınlarında 3 Temmuz 1883 tarihinde dünyaya geldi. Ailesi, orta sınıf bir Aşkenaz Yahudisiydi. Babası Hermann Kafka, Güney Bohemya'da Strakonice yakınlarındaki büyük bir Yahudi nüfusa sahip bir Çek köyü olan Osek'te bir shochet veya dini geleneklere göre kesim yapan bir kasap olan Jakob Kafka'nın dördüncü çocuğuydu. Hermann, Kafka ailesini Prag'a getirdi. Seyahat eden bir satış temsilcisi olarak çalıştıktan sonra en fazla on beş kişiyi istihdam ettiği fantezi eşya ve giyim perakendeciliği yaptığı bir iş yeri açtı ve iş yeri logosu olarak da küçük bir karga resmi kullandı. Kafka'nın annesi Julie , Podebrady'deki zengin perakende taciri Jakob Löwy'nin kızıydı ve kocasından daha iyi eğitim almıştı.
Kötü bir çocukluk dönemi geçiren Kafka, babasıyla hiçbir zaman iyi anlaşamamış, hatta ona duyduğu nefreti ileride kendini de bir hiç olarak görmesine yol açacak kadar büyükmüş. Eserlerinde babasıyla olan ilişkisini hem acı hem de nefret dolu sözlerle sık sık dile getirmiş Kafka. İlk olarak babasında gördüğü diktatörlükten ne kadar nefret ettiğini vurgulamış ve otoriteyi hiçbir zaman sevmemiş.
Kafka 1889'da Fleischmark'ta Deutsche Knabenschule'ye gitti. Çocukluğunda rol oynamış başlıca kişiler Fransız mürebbiye Bailly, kâhya kadın Marie Werner'dir. O sıralarda Prag'da genel olarak konuşulan dil Çekçe'ydi. Ufak yaşlarda da Bauer ile tanıştı. 1920'lerin başında tanıştığı Milena Jesenska, 20 yıl sonra 1944'de Alman toplama kampında hayatını kaybedecekti, onun üzerinde güçlü bir etki yarattı. 1923'te ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya konsantre olmak için Berlin'e taşındı, orada da Dora Dymant adında bir sevgilisi oldu. Dora, Milena'dan şanslıydı Nazi Almanyasına direndi ve 1952'de Londra'da öldü.
1917'de Kafka verem olduğunu öğrendi. 1919 yılında geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı. 1922'de emekli oldu, maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu. Ömrünün son 6 haftasını sanatoryumda geçirdi. 3 Haziran 1924'te 41 yaşında yaşama veda etti.
Franz Kafka, hayatı baştan kaybedilmiş bir savaş olarak görse de bıraktığı eserler, onu hayatı yenilgiye uğratan ender insanlardan birisi yapmıştır.
Kafka eserlerinde insanın gizli kalmış korkularını, burjuva yaşamının sahte aile ilişkilerini, bürokrasinin çıldırtan işleyişini gözler önüne serer. Karamsar mizacı eserlerindeki karakterleri çaresizlikle donatmıştır. Nitekim Dava'nın kahramanı Josef K. neyle suçlandığını bir türlü öğrenemeyerek yavaş yavaş karanlığa gömülür. Aynı durum Şato'da kadastro memuru Bay K'da da görülür.
Kayıp'sa diğer eserlerinden ayrılarak iyimser bir tutumla kaleme alınmıştır.
Yine de Kafka, eserlerinde çaresizliği de işlese nikbinliği de, Albert Camus'un deyişiyle Korku Çağı yok olana dek güncelliğini koruyacaktır.
Roman
Hikâye
Mektuplar
Günlükler