TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, açılış konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ile birlikte organize ettikleri İstanbul Edebiyat Festivali'nin Türkiye'nin en büyük edebiyat organizasyonu olduğunu dile getirerek "Sinema ve Edebiyat" temasının, zengin oturum başlıkları ve yüze yakın konuşmacı ile bu çapta ilk defa gündeme getirileceğini kaydetti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sene Sinema ve Edebiyatkonusu herkesi çok heyecanlandırdı ve herkes katkı sunmaya gayret etti. Katkıda bulunanlara müteşekkirim. Edebiyatın sinema ve ilişkisi çok önemli. Günümüzde artık edebiyatın sinemadan nasıl etkilendiğini bütün festivalimiz boyunca konuşacağız. Biz edebiyatımızla artık sınırları aşmak istiyoruz ve bu düşünceden yola çıkarak İstanbul Edebiyat Festivali'ni uluslararası düzeye taşıyacağız. Yazarlarımızı, edebiyatçılarımızı ve sanatçılarımızı dünyaya tanıtacağız."
Kültür ve Turizm İl Kültür müdürü Coşkun Yılmaz, 9. İstanbul Edebiyat Festivali'nin sinema ve edebiyat ilişkisini irdelemesinin büyük bir kazanç olduğunu dile getirerek sahip olduğumuz imkânlarla doğru bir sanat temsili için gayret etmek gerektiğini ifade etti. Kültürel faaliyetlerde derinliğin ve değerlere yaklaşımın önemini hatırlatan Yılmaz, "Karınca sabrıyla nice nice dağları aşmanın muvaffakiyetini diliyorum." dedi. Fatih Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Sürer ise, bu tür kapsamlı çalışmaların sanat alanında rönesansa kapı aralayacağını ifade etti.
TYB Onursal Başkanı D.Mehmet Doğan, Kızlarağası Medresesi'nin tarihî dokusuyla İstanbul Edebiyat Festivali'ne evsahipliği yaptığına dikkat çekerek bir gelenek oluştuğunu kaydetti. "Hem sahnelenen eser hem de hayal olan dünya bizim gölge oyunumuzun hatırlattığı bir şeydir. Sireti surette izlemek mümkündür. İstanbul Edebiyat Festivali'nin ilkini 1999 yılında heyecanla karşılamıştık. İnşallah bu gelenek devam edecek. İlk konulu filmlerin çekilişinin de 100. yılındayız. Birçok romancı ve hikâyemizin eseri sinemaya aktarıldı. Edebiyat tarihimizin büyük isimlerin eserleri de sinemaya aktarıldı. Kemal Tahir, Necip Fazıl, Mustafa Kutlu gibi sinemaya ilgilenen önemli yazarlarımız var." diyen Doğan, sinemanın edebiyatsız edebiyatın da sinemasız düşünülemeyeceğini söyledi.
İstanbul Edebiyat Festivali'nin bu yılki Onur Konuğu olan Semih Kaplanoğlu, açılışa özel yaptığı konuşmada sinemanın zaman inşa etme döneminde olduğunu ifade ederek sinemayı değerlendirirken biraz sınırları aşmak ve edebiyat ve tiyatronun yan ürünü gibi düşünmemek gerektiğine dikkat çektiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sinema ile ilgili çok iyi işler görmüyoruz. Görüntü kirlenmesi yüzünden saf sinemanın kendini var etmesi mümkün olmuyor; tıpkı saf edebiyat ve müzik gibi. Ben şöyle bir ummana girmeye çalışıyorum: Bizim müthiş bir irfan geleneğimiz var ve bu geleneğin Niyazî-i Mısrî ve Yunus emre gibi binlerce yazarı ve şairi mevcut. Uzun zamandır bu geleneğin kokusunu, zaman algısını ve hazinesini anlamaya çalışıyorum ve sinemaya bunu nasıl dahil edebiliriz üzerine düşünüyorum. Bunda bir ruh var, bir ses var ve bir hâl var. Sinemayı da aslında bir hâl sanatına dönüştürüyor."
Sinema ve Edebiyat temalı İstanbul Edebiyat Festivali'nin Yürütme Kurulu'nda yer alan ve bu yılın Vefa Özel Ödülüne layık görülen İhsan Kabil, şair ve yazar Ali Ural ve Milliyet Yazarı Samed Karagöz, TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın yöneticiliğini yaptığı "Sinema ve Edebiyat" başlıklı açılış oturumunda birer konuşma yaptılar.