Hafta içi internette dolaşan videoya rastlayanlarınız oldu mu, bilmiyorum. Bir genç kız elinden düşen telefonu almak için raylara iniyor ve o üstüne gelen trenden son anda kurtuluyor. Bir telefon eşittir bir hayat. O kadim soru kapımızı iyiden iyiye zorluyor artık: Biz mi eşyalarımıza sahibiz, yoksa onlar mı bize?
Kapitalizm, caddelerimize, sokaklarımıza, oturma odalarımıza, mutfaklarımıza kadar girdi. Ve fakat bu durum -en azından bu topraklarda- Saddam sonrası Irak'ta Amerikan askerlerinin elleri öpülerek karşılandığı işgal fotoğrafını hatırlatıyor. Bu biraz da gönüllü bir istila gibi...
Yeni Kiracı'da kendisini eşyalarla çoğalmaya çalışan insanoğlunun hikâyesinin ortasında buluyoruz kendimizi. İnsanın değil eşyaların başrolde olduğu bir oyunda. Bir hayatta...
Yeni Kiracı'nın yönetmen koltuğunda Laçin Ceylan var. Eugéne Ionesco 'nun kaleminden çıkmış oyunu izleyiciyle buluşturuyor.
Laçin Ceylan'ın eli değmiş bir işi seyretmek keyifli... İster sinemada ister televizyon dizisinde isterse tiyatro sahnesinde onun incelikli dokunuşunu hissediyorsunuz.
Eugéne Ionesco ve Laçin Ceylan işbirliği metni 50'lerden alıp günümüze taşımayı başarıyor.
Oyuna dokunan bir diğer kadın eliyse, Devin Özgür Çınar'ınki. Sahneye çıktığı ilk andan itibaren enerjisiyle bir etki alanı yaratıyor, Yeni Kiracı'nın kapıcısı. Küçük kelimeleri içine atıp, orada evirip çevirip büyüterek seyirciye savurması akşamın akılda kalanlarından. Matkap eşliğindeki oryantal performansıysa dünya gözüyle görülmesi gerekenlerden.
EŞYALAR, İNSANLARIN BOŞLUĞUNU DOLDURAMIYOR!
Öyle ki onun rolünün olmadığı dakikalarda, anbean artan eşyalar Devin Özgür'ün sahnedeki boşluğunu dolduramıyor. Laçin de bunu hissetmiş olacak ki, bir ara arkadan geçip kendini hatırlatıyor 'cazgır kapıcı'.
Sırf bu bile anlatıyor aslında, eşyalar insanların boşluğunu dolduramıyor. Sahnede, hayatta...
AŞK, MÜMKÜN MÜ HÂLÂ?
Evin 'yeni kiracı'sını Murat Taşkent, hamalları Fehmi Karaarslan ve Özbek Yıldız sahneye koyuyor. Oyunda aşkı Enginay Gültekin oynuyor! Ankastre mutfakların, akıllı telefonların dünyasında 'aşka yer var mı?' sorusuna da çok net ve sarsıcı cevap veriyor Yeni Kiracı...
Eşyalar bi yerden sonra o kadar çoğalyor ki, kendi hayatımızın sahnesinden haykırıyoruz: "Bundan sonrakiler duvar boyunca"
Göndermeler ve dolaylı anlatımlar ağırlıklı metin kendi süreci içinde aşama aşama beklenen bir sona doğru gidiyor. Ama önceden bir hazırlık yapılmadıysa ve 'uzun sürmüş bir günün akşamı'ysa kendinizi olan bitenin dışında hissetmeniz de imkân dahilinde. O yüzden gitmeden biraz bakmakta fayda var.
Oyun, Devin Özgür Çınar ve Fehmi Karaarslan marifetiyle güldürmeyi de kolaylıkla başarıyor. Fakat ilerleyen bölümlerde meselenin gerçekliği yüzünüze öyle vuruyor ki, komik durumlar bile gülümsemeyi zorlaştırıyor...
İNSANLIK MI, NEDEN OLMASIN!
Geçenlerde bir arkadaşım bir erkeğin ayakkabılarından etkilendiğini söylemişti, sonra aynı şeyden başka bir arkadaşın da bahsettiğin söyleyince şaşırıp gülmüştük. Artık ayakkabılar, saatler ve telefonlar karşı cinsin çekiminin olmazsa olmazları arasında. İnsanlıksa cevizli makarnamızın üzerine garsonun teklif ettiği parmesan peyniri gibi "Olur!"
Oyun için daha söylenecek çok söz var aslında, ama bir akşam önce sahnede izlediğimiz Devin Özgür Çınar ben bu satırları yazarken Emek Sineması'nın kapanışına karşı durduğu için gözaltına alınanların serbest bırakılması için Beyoğlu Karakolu'nun önünde... Ve Atilla Dorsay Emek için yazarlığı bırakacak. Kalem ancak bu kadar gidiyor...
Son olarak salonun arka sıralarındaki boşluktan bahsederek bitirmek anlamlı olabilir....
O KOLTUKLARI BOŞ BIRAKMAYALIM
Biz müstakil sinema salonlarını, tiyatroları AVM'ler kadar dolduramadıkça 'emek'ler hep kaybedecek! Kahraman bakkallar süpermarketlere yenilecek.
Biz boş bıraktıkça birileri dolduracak o koltukları ve sonra hiç kalkmayacaklar...
İlla bir kâr güdülecekse şu dünyadan; hepimizin kiracı olduğu bu hayatta ev sahibiymiş gibi davrananları, salonlarımızdan, mutfaklarımızdan hayatlarımızdan çıkarmak... Hiçbir akıllı telefonun yapamayacağını yaparak, anılarımıza, hafızamıza sahip çıkmak...
'Yeni Kiracı'ya gidin, ev sahibinin oğlu Almanya'dan gelmeden, iş işten geçmeden evvel...