Hollanda'nın altın çağını dün akşam Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yeniden başlattı. Ülkenin altın çağını yaşadığı 17. yüzyılın en önemli ressamları Rembrandt ve çağdaşlarının yer aldığı sergi Gül'ün katılımıyla Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde açıldı. Rijksmuseum koleksiyonundan eserlerin geldiği sergi için Rijkmuseum müdürü Taco Dibbit "Altın çağını yaşamakta olan Türkiye'ye Hollanda'nın altın çağını anlatan bu sergiyi getirebilmek büyük bir onur" diyerek serginin önemini vurguladı. Açılışa Gül ve eşinin yanı sıra AB Bakanı Egemen Bağış ve Hollanda Dışişleri Bakanı Uri Rosenthal da katıldı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Rosental ve Bağış da birer konuşma yaptı. Bağış konuşmasında "Kültür Bakanı Ertuğrul Günay vurgulamamı rica etti" diyerek AKM projesine yapılan katkıya teşekkür etti. Hollanda Dış İşleri Bakanı Rosenthal ise, "Bu sergi her iki ülke için de çok önemli" dedi.
EN KALABALIK AÇILIŞ
Açılış müzenin belki de 10 yıllık tarihinin en kalabalık açılışıydı. Salonu hınca hınç dolduran davetliler arasında İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, SABAH yazarı ve sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol, küratör Beral Madra, çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman, oyuncu Meltem Cumbul, Serra Yılmaz da vardı. 'Rembrandt ve Çağdaşları - Hollanda Sanatının Altın Çağı' başlıklı sergi, Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı vesilesiyle hazırlanan en kapsamlı etkinliklerden biri. Sergi, Rembrandt'ın yanı sıra, Vermeer, Frans Hals, Jan Steen gibi 59 sanatçıya ait 110 eserden oluşuyor. 10 Haziran'a dek sürecek sergide Flemenk Cumhuriyeti'nin tarihi de anlatılıyor.
CUMHURBAŞKANI GÜL GEMİ MAKETİNİ 'MUHTEŞEM' BULDU
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer eşliğinde sergiyi yaklaşık bir saat boyunca detaylı olarak gezdiler. Ölçer, eserleri tek tek anlatırken Gül ve eşi de ilgiyle dinleyerek soru sordu.
Gül özellikle 'Deniz Gücü' başlıklı savaş gemilerinin resim ve maketlerinin bulunduğu bölüme ilgi gösterdi. 1648 tarihli Flemenk savaş gemisi maketini "Muhteşem" diye nitelendirdi.
Gül ve eşi en çok Rembrandt'ın Müzik Dersi, Vermeer'in Aşk Mektubu tablolarının önünde vakit geçirdiler.
Gül, Rembrandt'la ressam Jan Lievens'in Osmanlı havasını andıran Pelerinli ve Sarıklı Erkek Çocuk portresini özellikle sordu.
Abdullah Gül ve eşi gece boyunca davetlilerle selamlaştı, güleryüzlü bir tavırlarıyla dikkat çekti.
HER TABLONUN HİKÂYESİ AYRI
MUTLU AİLELER MÜZİKLE UĞRAŞI YOR: 17. yüzyılda özellikle seçkinlerin ressamı olan Abraham van den Tempel'in tablosundaki aile, Amsterdam'ın en zengin ailelerinden. Rusya'yla ticaret yapan tüccar Leeuv'un ailesi, özellikle müzik çalan çocuklarıyla görünmek istemiş. Öyle ki en küçük üye Suzanna'nın bile eline çalgı olarak bir çıngırak verilmiş. Müzik o dönem Hollanda'da ailedeki uyum ve mutluluğu simgeliyor. Tablo, Tempel'in son ve en önemli resimlerinden biri olması bakımından da ayrıca önem taşıyor.
TÜRK KIYAFETLERİ İÇİNDE MÜZİSYEN : Ünlü ressam Rembrandt'ın henüz 20 yaşında resmettiği bu tablo hakkında günümüze ulaşan fazla bir bilgi yok. Resme Müzik Dersi ismi verilmiş olmasına rağmen bunun sıradan bir müzik dersi olmadığı düşünülüyor. Entari ve sarıklı yaşlı adam Türk gibi giyinmiş, genç ve yaşlı kadın da Doğu'da yaygın olarak kullanılan başlıklarıyla tasvir edilmiş.
REMBRANDT'IN ÜNÜNÜ KANITLAYAN TABLO: Ressamın önemli eserleri arasındaki bu tablo da siyah renk ve açık renk giysiler dikkati yüze çekiyor. Bu da Rembrandt'ı üne kavuşturan portre tarzını birebir gösteriyor. Tablonun Rotterdam'lı bir zengin tarafından Amsterdam'da yaşayan Rembrandt'tan istenmesi önemli. Çünkü o dönem resimler yörenin ressamlarına yaptırılıyor. Bu resim de Rembrandt'ın ününün ne kadar yayıldığını kanıtlıyor.
VER MEER'DEN BİR AŞK MEKTUBU: Toplam 35 eseri bilinen ve Hollanda'nın yıllarca tanımamış ama en önemli ressamlarından olan
İnci Küpeli Kız'ın ressamı Vermeer'in bu tablosu Aşk Mektubu adını taşıyor. Sanatçının bu resminde zengin döşenmiş bir odada hizmetçisinin elinden aşk mektubunu alan genç kadının yüzünden heyecan ve merak okunuyor. Vermeer'in ustalığı ise izleyiciye sanki bu sahneyi bir perdenin aralığından gizlice görüyormuş, bir tesadüfü yakalamış gibi bir hava yaratmasında.