Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturmada zor günler geçiren Fenerbahçe'de taraftarın her anlamda kulübe desteği sürerken, bir Fenerbahçe taraftarının takımı ve sevdiği kız arasında kalmasını irdeleyen ''Aşk Tutulması'' sinema filminin yönetmeni Murat Şeker, yaşanan sürecin herkes gibi kendisinde de izler bıraktığı ifade etti.
Sarı-lacivertli kulübe destek olmak için taraftarların düzenlediği organizasyonlara destek veren Şeker, Fenerbahçelilerin yaşanan bu sıkıntılı günlerde sergilediği bütünleşmeyi değerlendirdi.
Fenerbahçe taraftarının birbirine gönülden bağlı büyük bir sivil toplum kuruluşu olduğuna dikkati çeken Şeker, soruşturma süreci nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bir arada olmasını kuvvetlendirdiğini kaydetti.
Her Fenerbahçeli gibi kendisinin de bu süreçten etkilendiğini anlatan Şeker, ''Aşk Tutulması'' gibi bir film projesi olup olmadığı sorusuna verdiği yanıtta, şunları söyledi:
''Aşk tutulması filmi büyük ilgi görmüştü. Aradan geçen zamanda, hala yayınlandığında ciddi ratingler alıyor. Kişisel olarak üzerimde kamuoyu baskısı var. Ya ''Aşk Tutulması 2''yi çek ya da 3 Temmuz'dan sonrasını filme al diye. Düşünürüz dediğimde, Murat Şeker yeni film yapıyor diye yayıldı. Sonra açıklama yapmak zorunda kaldım. Siparişle eser olmaz. Sanatçıya baskı yapmayın. Biz zaten düşünerek ve tutkularımızla, duygularımızla yönelen insanlarız. Elbette ki bu yaşadığımız günler bizde bir iz bırakacağı için illaki bunun bir filmi olur.''
Proje gerçekleşirse bunun bir propaganda filmi olmayacağını, insanların bu süreçte yaşadıklarını anlatacağını kaydeden Şeker, ''Kalkıp bunu ben propaganda filmi olarak yapmam. Aşk tutulmasının özelliği, zamansız beklentisiz sadece içten gelen bir film olmasıydı. Bu yeni yapacağımız proje de böyle olur, umulmadık bir anda... Bu olayları belgeselci yada propagandacı gibi değil, insanların üzerinde yarattığı duyguları anlatarak değerlendiririm. Bir çocuğun, yaşlı bir teyzenin, benim kendi annemin, başkanın tutuklandığı gün akan göz yaşlarını anlatmak isterim'' şeklinde ifadeler kullandı.
''BİZİ BİR ARADA TUTAN GÖNÜL BAĞI VE SEVGİ''
Fenerbahçe Kulübü ve ona destek veren taraftar topluluğunun Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü olduğunu anlatan Şeker, sarı-lacivertlileri bir arada tutan şeyin gönül bağı ve sevgi olduğunu kaydetti.
''Bir musibet bin nasihatten iyidir'' atasözünü hatırlatan Şeker, bu atasözünün uygulamaya geçtiği bir süreci yaşadıklarını anlatarak şöyle devam etti:
''Bu süreç neyle sonuçlanırsa sonuçlansın Fenerbahçe taraftarının bir arada olmasını kuvvetlendirdiği için, dayanışmanın ne kadar gerekli olduğunu herkese hatırlattığı için olumlu bir çıkış oldu. Çünkü Fenerbahçe taraftarı, belki diğer taraftar gruplarına göre dağınık gibi görünse de aslında birbirine gönülden çok bağlı, gereken yerde zor durumda her zaman bir araya gelmesini becerebilmiş bir sivil toplum kuruluşu aslında. Zaten Fenerbahçe taraftarları Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü. Birçok şehirde dernek var. Yurt dışında var. Bu bir uyanış bir kenetlenme dönemi oldu. Bu süreçte de taraftar takımına sahip çıkıyor. Eğer bütün bunlar bir kurguysa ve Fenerbahçe suçlu değilse de veya suçlu olması arzulanıyor da suç aranıyorsa da taraftar bu oyunu bozuyor, yaptığı destekle, takımın arkasında durmasıyla. Çünkü bizi bir arada tutan şeyde bir çıkar yok, bir gönül bağı var, bir sevgi var. Bizi öldürmeyen darbe kuvvetlendirir. Dolayısıyla bu süreçte bir uyanış yaşıyoruz Fenerbahçe taraftarı olarak ve takımımıza daha da çok sahip çıkıyoruz.''
''FENERBAHÇE TÜRKİYEDİR, TÜRKİYE FENERBAHÇE'DİR''
''Aşk Tutulması'' filminde ''Takımına duyduğun aşk ve sadakati bir kadına gösterebilir misin?''i anlattıklarını hatırlatan Şeker, bu destek organizasyonlarında da zaten vurgulanan şeyin takıma duyulan aşk ve sadakat olduğunu dile getirdi.
Fenerbahçe'nin Türkiye'de bir çok şeyi simgelediğini kaydeden Şeker, şunları kaydetti:
''Taraftarın bu kadar takımına hararetle bağlanmasında sadece takım sevgisi değil, ülke sevgisi, bu ülkeye bağlılık gibi kavramlar da altında yatıyor. Fenerbahçe Türkiye'dir, Türkiye Fenerbahçe'dir. Dolayısıyla insanların ülkeye bağlılığını da burada görüyoruz. Bu örgütlenme aynı şekilde yarın öbür gün ülkemizde bir sıkıntı olduğunda Fenerbahçe taraftarının yine cephenin en önünde yer alacağını da biliyoruz. Tarihte de bunun Kurtuluş Savaşı'nda da örnekleri var. Cumhuriyetin kuruluşunu gerçekleştiren sivil toplum örgütlerinden birisidir Fenerbahçe. Bu canlanıyor aslında bu süreçte. Karşıt görüşteki insanlar, bu düşünceleri abartıyorsunuz, şike yapmışsınız, üzerine bir de diyorsunuz ki uyanış, kurtuluş ne alakası var diyor. Belki de biz bunları inanmak istediğimiz şeylere inanmak adına yapıyoruz ama inançlar insanların davranışlarını belirler zaten. Biz bu süreçten her halükarda pozitif bir ruhla çıkacağız.''