Bu yıl 15'inci yaşını kutlayan, Nil Karaibrahimgil'in uğruna şarkılar döktürdüğü 'Kötü Kedi Şerafettin', kısa adıyla Şero; uzun süredir ortalıkta yoktu. Birkaç ay piyasada kalacak 'Uykusuz Yaz' dergisinde 10 sayfalık 'yepisyeni' macerasıyla çıktı karşımıza; hem de ilk günkü heyacanından, agresyonundan, tekinsizliğinden hiçbir şey kaybetmemiş vaziyette... Eylül ayında da, bugüne kadar yayınlanmış tüm çizimleri bir kutu halinde 'Kutu Kedi Şerafettin' adıyla piyasaya sürülecek. Yeni Aktüel dergisinden Göksan Göktaş, hem ünlü kediyle hem de çizeri Bülent Üstün'le konuştu; Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi araştırma görevlisi Levent Cantek'e de 'Kötü Kedi Şerafettin'i yorumlattı.
ZAGOR GİBİ YÜREĞİMİZDE
Dört yıldır Şero'yu çizmediğini söyleyen Bülent Üstün; aynı tipin üzerine yapışmasını istemediğini söylüyor. Ancak, bu süre zarfında ünlü kedinin unutulmadığını da söyleyen Üstün, "Çünkü onun zamanı, yaşı yok! Nasıl ki Zagor, olmasa da yüreğimizde yaşıyor... Şerafettin de ben çizmesem bile zaten aramızda. Çünkü o kendi dünyasında yaşıyor" diye konuşuyor.
FİLMİNİ BEKLİYORUM
Peki 'Kötü Kedi Şerafettin' hayranlarının yıllardır beklediği animasyon ne olacak?' sorusuna da ünlü çizer, şu yanıtı veriyor: "Bu iş için Anima isimli şirkette Mehmet Kurtuluş adında çok yetenekli bir arkadaşla anlaştım. Ben, bu iş için hikâyeyi ve storyboard'u teslim ettim. Gerisi benim işim değil. Animasyon film işi, farklı bir dünya... Ben masa başında çizen adamım. Şimdi beklemedeyiz. Ben de 'Kötü Kedi Şerafettin' film olsa da, izlesek diyenlerdenim. Herkes gibi ben de bekliyorum..."
KÖTÜ KEDİ NASIL DOĞDU?
Kötü Kedi Şerafettin', Bülent Üstün'ün gerçek hayatta beslediği ve 1996 yılında kaybettiği kedisinin adı. Bu kediden ilhamla çizilen çizgi roman kahramanı Şero ise; 1996 yılında L-Manyak dergisinde doğdu. 2001 yılında Lombak dergisine geçen Bülent Üstün tarafından çizilen çizgi karakterin bu kadar sevilmesinin nedeni; günümüz modern insanının 'uygarlık' adına dışarı vuramadığı duyguları bu kedinin rahatça ifade edebilmesi... Şero'yu çizerken aslında bu kadar ünlü bir karakter olmayacağını düşünen Üstün; kahramanımızın Türkiye'ye göre biraz sert kaldığını belirtse de, bugünün Türkiyesi'nde pekçoğumuza göre naif kaldığı bile söylenebilir.
ŞERO'NUN KARE ASI
En sevdiği yemek Tırnakla çekip açabildiği için konserve kutulardaki ton balığı hastasıyım.
En sevdiği içki Köpek öldüren, ispirto şat, sigaradan şekerim düşmüşse muz likörü, bira demirbaş zaten.
En sevdiği renk Zevk ve renk tartışmasına girmiyor.
En sevdiği kankası Bilo'yu severim, çakaldır ama makarası muhabbetinde boş yoktur.
Takıldığı mekanlar Kazancı Yokuşu evlerinin çatılarını tercih ediyorum bu sıralar, eski Cihangir hâlâ yaşar Ülker ve Pürtelaş sokaklarında...
Uğurlu eşyası Tirbuşon.
Uğurlu sayısı Altıyüzdoksanaltıbindokuzyüzaltmışdokuz. Bi ara üç erkek, üç dişi toplanıp bu pozisyonu denedik.
Katlanamadığı üç şey En ufak bi dayılanma, el hareketi ve laf sokma durumlarında hedefe kafayla refleks uçarım.
BUKOWSKI'Yİ YAD EDİYOR!
Türkiye'de çizgi roman konusundahazırladığı kitaplarla tanınan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi araştırma görevlisi Levent Cantek 'Kötü Kedi Şerafettin'i yorumladı. Cantek, şöyle konuştu: "Bülent Üstün, hareket komiğini mizah dergilerine yeniden hatırlattı. Şerafettin'in Bukowski'yi yâd eden muhabbetçiliği, 'cool' duruşu, Tecavüzcü Coşkun ile Conan'a hısım akraba olan kötülüğü onu popülerleştirdi. Bülent'in 'punk' geçmişi, estetik isyancılığı da Kötü Kedi Şerafettin'i herkese sevdirdi."