Türk müziği onu bugün kaybetti. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olan adamlardandı Uzay Heparı.
Türkiye'nin hızlı yaşayıp genç ölenleri listesinin belki de bir numarası. Sezen Aksu'nun deyimiyle "'Salon serserisi, son şövalyesiydi!"
31 Mayıs 1994'te, kendi kullandığı motorla yaptığı bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.
Piyanosuyla iz bıraktığı 'Küçüğüm' şarkısındaki kadar erken gitti aramızdan...
Saygı ve sevgiyle anıyoruz...
SEZEN AKSU UZAY HEPARI'YI ANLATIYOR
Kendisiyle yapılan röportajda söyledikleri özetliyor hayatını...
"Ukalalık ya da megalomani olarak algılanmasın ama bazı insanların yolculukları diğerlerinden uzun oluyor.Ben yaşıtlarımdan erken geliştim, farklı bir hayat yaşıyorum. Benim kıstaslarım onlarınkinden her zaman farklı oldu. Genellikle beraber olduğum kadınlar benden yaşça büyüktü. Normal yaşamda ayakları çok yere basan bir adamken bir yanım da çok maceracı, her günü sürprizle bekliyorum yarın ne yaşayacağım acaba diye.Hiç program yapmam örneğin. Bir de geceleri yaşamaktan hoşlanıyorum, gece olduğu anda enerji toplamaya başlıyorum, bu çocukluğumdan beri böyle. Erken yatamıyorum, genel bir sorumsuzluğum var hayata karşı.
Tek sorumluluğum piyano, müzik.. Ne yapacağımı bilememek özgürlüğümü yaşatıyor bana ve bu durum çok hoşuma gidiyor. Yaşlılığı çok düşünüyorum ben, yaşlandığım zaman bu heyecanları yine taşıyacağım mı diyorum. Attila ilhan'ın bir lafı vardır ya, aslında idam mahkumlarıdır yaşlılar, diye. Bu yüzden her şeyi yaşamak istiyorum. Hızlı yaşamaktan ben de zaman zaman korkuyorum ama ilerisini şimdiden göremem.
Yani hızlı yaşayıp bütün yaşanacak şeyleri tüketmekten korkuyorum, bazı keyifleri belirli yerlere bölmeye çalışıyorum ama yaşanacak çok şey de var, hayata karşı çok büyük enerjim var.."