Star Wars' filmlerinde 'Darth Vader'ı oynayan Dave Prowse, geçtiğimiz günlerde dünyada ilk kez yayımlanan 'Darth Vader' çizgi romanının tanıtımı için İstanbul'daydı. Ünlü oyuncu, bu arada 46 dergisinin de sorularını yanıtladı.
Türkiye'ye ilk kez mi geliyorsunuz?
Hayır, geçen yıl gelmiştim. Göcek'te tatil yapmıştım ama İstanbul'a ilk gelişim.
ŞOFÖRLER KORKUTTU
Şehri gezme fırsatınız oldu mu?
Birçok yere arabayla gittik ama inip de gezme fırsatım olmadı. Sadece şunu söyleyebilirim, İstanbul şoförlerinin tarzı beni fazlasıyla korkuttu. Herkes yolun kendisine ait olduğunu sanıyor. 50 yıldır araba sürüyorum, böyle bir teknik dünyanın hiçbir yerinde görmedim.
Yayınlanan çizgi romanı beğendiniz mi?
Çok beğendim, gerçekten güzel bir çalışma. Böyle bir eserde adınızın geçiyor olması çok mutluluk verici. Önceden gazete kağıdına falan basılacağını düşünüyordum! Bu kadar kaliteli olacağını hiç düşünmemiştim.
'Star Wars' macerası başta olmak üzere hayat hikayenizi sizden dinlesek...
Öncelikle şunu belirtmem lazım, ben bir oyuncu değilim. Çünkü filmlerde oyunculuğumdan çok vücudum kullanıldı. Oyunculuk maceram ise çok ilginç bir şekilde başladı. Ben vücutçuyum. 15 yaşındayken Mr. Universe olmak istiyordum. 25 yaşına geldiğimde Mr. Universe'e katılabildim. Daha sonra haltere başladım. 15 ay içinde İngiltere ağır sıklet şampiyonu oldum...
'Otomatik Portakal' filminde de oynadınız. 'Star Wars'da rol almanızda etkili oldu mu?
'Otomatik Portakal' kariyerimdeki en önemli adımdı. 1971'de vizyona girdi. Kubrick, ölüm tehditleri üzerine filmi vizyondan çekti. Ama işin ilginci, George Lucas bu filmi seyretmiş ve beni orada görmüş. 'Star Wars'un oyuncu seçmeleri sırasında bana ulaşmalarını istemiş. Kendisiyle görüştüm, bana 'Star Wars'dan bahsetti ve bu filmde beni iki rol için uygun bulduğunu söyledi.
Hangi roller?
"Birincisi Chewbacca" dedi. Tabii ki "O da ne?" diye sordum. "Bol tüylü bir goril" dedi. Üç ay boyunca goril kostümüyle dolaşmak bana pek iç açıcı gelmedi. Diğer karakteri sordum. O da "Darth Vader adında, filmin en kötü karakteri" dedi. Ben de "Kötü karakteri oynarım" dedim. Kötü bir karakteri oynamak şahane bir şey. Belki de o yüzden çok tanındım.
KUBRICK ÇOK ZOR BİRİYDİ!
'Otomatik Portakal'da Stanley Kubrick gibi bir ustayla çalışmak nasıl bir şey?
Stanley Kubrick filminde kısa bir rolde bile olsa oynamış olmak çok önemli bir referans... Kendisi çalışılması çok zor bir yönetmen. Çok ilginç bir insandı... Bir sahneyi yirminci kez çekmeden içi rahat etmezdi. Camiada büyük saygı gören bir kişi olduğundan istediğini rahatlıkla yaptırabiliyordu. Bütün oyuncular onunla çalışmak istediğinden; istediği oyuncuyu seçme şansı vardı.
OYUNCULARI AĞLATTI
Film şirketleri de onun yaptıklarına inanıyordu. Dolayısıyla ekonomik sıkıntı çekmiyordu. Bütün bu şartlar altında tabii ki kötü bir film yapamazsınız. Kubrick'le ilgili söyleyebileceğim bir diğer şey; herkesin ondan korktuğudur. Birçok oyuncuyu ağlattığını gördüm.