Dünyanın en sevilen ve en medyatik müzik gruplarından biri olan U2, 30 küsur senelik kariyeri boyunca ilk defa Türkiye'ye geldi. "360 Tour" kapsamında dün akşam sahne alan grubun üyeleri konser öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etti ve Boğaziçi Köprüsü üzerinden yürüyerek Avrupa'dan Asya'ya geçti. Yürüyüş sırasında grubun Bono'nun yaptığı bir açıklama ise dikkat çekti. Bir gazetecinin ''Türkiye'de konser vermek için neden bu kadar geç kaldınız?'' sorusuna ise Bono, ''Daha önce Türkiye'ye gelmememiz için gerçekten geçerli bir sebebimiz yok. Daha önce Türkiye'de olmadığımız için utanç duyuyoruz''dedi.
Türk hayranlarının onlarca yıllık hasretine son veren U2'nun konseriyle eşzamanlı olarak
Michka Assayas'ın kaleme aldığı
"Bono'nun Odasında: U2'nun solisti Bono ile konuşmalar" isimli kitabın ikinci baskısı,
Pınar Öğünç'ün çevirisiyle
Turkuvaz Kitap'tan çıktı.
Kitap, Bono'nun 30 yıllık arkadaşı ve U2'yu Britanya Adaları dışında keşfeden ilk kişi olan Fransız müzik yazarı Michka Assayas'ın sanatçıyla yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Bono'nun yoğun programı nedeniyle, söyleşileri tamamlamaları iki sene süren ikili Dublin, Paris, Bolonya ve Fransız Rivierası'nda pek çok defa bir araya geldi.
Kitabın giriş bölümünde söyleşilerine şeklini verenin "mecburiyetle samimiyetin tuhaf bir birleşimi" olduğunu belirten yazar Michka Assayas, bu eseriyle birlikte Bono'nun "şarkılara dökülmemiş hikâyelerini" okuyucuya aktarıyor.
Sanatçıyla yaptıkları sohbetleri mekân, zaman ve konularına göre on sekiz farklı bölüme ayıran yazar, konuşmaları bütünüyle röportaj formatında sunuyor. Her bölümün başında ise Assayas'ın Bono'yla tekrar nasıl bir araya geldiklerini, sohbetin nerede, nasıl bir ortamda geçtiğini anlatan kısa açıklamalar yer alıyor.
Geniş bir yelpazede seyreden söyleşilerde gazeteci arkadaşı tarafından yönlendirilen Bono daha önce hiçbir yerde konuşmadığı konulara değiniyor. Yalnızca Bono ve U2 hayranlarının değil, çok farklı birinin dünyasını tanımak isteyenler için de ilgi çekici olan kitapta Bono; aile bireyleriyle olan ilişkilerini, çocukluk yıllarını, babasının ölümü ardından yaşadıklarını, şöhret efsanesini nasıl gerçeğe dönüştürdüğünü, 15 yaşından beri birlikte olduğu gruptaki diğer arkadaşları hakkındaki düşüncelerini, dünyada olup bitenlere karşı takındığı politik tavrını, aktif rol aldığı yardım kampanyalarını, eylemci ruhunu, politik liderlerle yaptığı görüşmeleri, dini ve manevi yönünü, eşi Ali'ye olan aşkını ve tabii ki müziğin hayatındaki yerini, şarkı sözlerini hangi duygularla kaleme aldığını, pişmanlıklarını ve bunalımlarını okuyucuyla paylaşıyor.
Eser için bir de önsöz yazan Bono, son cümlesinde kitabın yazarına hitap ederken şunu söylüyor: "Sen, Michka Assayas, geri dönüp farklı hayatlarımın biriktiği o eve bakabilmeme ve odamı derleyip toparlamama vesile oldun."