Bu yıl 17. kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali, Japon tiyatrosu denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Tadashi Suzuki'yi ağırlıyor. Yönetmen, yazar ve filozof kimlikleriyle tanınan, Uluslararası Tiyatro Olimpiyatları'nın kurucu üyelerinden olan Suzuki, Sofokles'in ünlü metni
Elektra'nın yorumuyla festivalin konuğu. Ayrıca Suzuki'ye, dün sahnelenen oyundan önce, Tiyatro Festivali'nin Onur Ödülü de takdim edildi. Festival kapsamında, Sony'nin sponsorluğundaki '2010 Türkiye'de Japon Yılı' bölümünde izleyicilerle buluşan
Elektra, bu akşam da 20.30'da Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde tekrar seyirciyle buluşacak.
Antik Yunan tiyatrosuna getirdiği yorumlarla tanınan Suzuki'nin
Elektra'sı, yine geleneksel Japon tiyatroları Noh ve Kabuki ile Suzuki'nin tiyatro teorisinden tadlar barındırıyor. Cambridge Üniversitesi tarafından yayımlanan
Yönetmenler ve Bakışları adlı kitapta Vsevolod Meyerhold, Brecht, Giorgio Strehler ve Peter Brook gibi usta tiyatrocularla birlikte anılan Suzuki, SABAH'a geleneksel Japon tiyatrosunu ve kendi tiyatro serüvenini anlattı.
SADECE JAPON DEĞİLİM: "Barındırdığım kültür saf bir Japon kültürü değil. Kendi yarattığım, kendime özgü bir kültürüm var. Bu tiyatro sahnesine 'Suzuki Teorisi' olarak yansıyor. Ama ben buna 'Suzuki Kültürü' diyorum. Şunu düşünüyorum: Dünya küreselleştikçe bir kaos ortamına sürüklendik. İnsanlar bu kaosun içerisinde iyileşmeye çalışıyorlar ve kendi doktorlarını arıyorlar. Bunu
Elektra'da da görebilirsiniz."
JAPON METİNLERİ ZAYIF: "Avrupa tiyatrosunun klasik metinleri oldukça zengin. Japon geleneksel tiyatrosunda ise mizansen ve görüntü ön plana çıkıyor. Ben bu ikisini evlendirerek ortaya yepyeni ve güzel bir şey çıkarıyorum. Bu sebeple klasik oyunları uyarlamayı seçiyorum. Yunan tragedyaları ve Shakespeare benim için önemli."
SINIRLARI AŞMAK GEREK: "Tiyatronun evrensel olabilmesi için yapılması gereken, milliyetçiliği ve ulusal sorunları bir kenara bırakıp sınırları aşarak, bütün insanlığa etki eden meseleleri dile getirmek. Tabii yönetmenlere de büyük rol düşüyor bu konuda. Oyunlar, sınırlardan bağımsız bir metodla ele alınmalı. Tiyatro festivalleri de bu anlamda evrenselleşmeye katkı sağlıyor. Festivallerin en güzel tarafı zaten, çeşitli uluslardan insanların bir araya gelerek birbirlerinden beslenmesi ve bir etkileşim yaratmaları. "
Kendi yöntemiyle pek çok öğrenci yetiştirdi
1939'da Japonya'da doğan Tadashi Suzuki, özellikle 1960'larda Japon tiyatrosuna öncülük yaptı. Suzuki, 1982'de Japonya'nın ilk uluslararası tiyatro festivalini Toga'da hayata geçirdi. Uluslararası Tiyatro Olimpiyatları'nın ve Pekin, Seul ve Tokyo'yu kapsayan BeSeTo Festivali'nin kurucu üyesi olan Suzuki kitaplarıyla da tanınıyor. Ayrıca kendine özgü teknikle, Moskova Sanat Tiyatrosu ve New York The Julliard Akademisi'nde pek çok oyuncu yetiştirdi.