Hz. Mevlana'nın 745'inci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerinde davetlilerin en çok ilgisini semazenler tarafından yapılan sema ayinleri çekiyor. Anma programları boyunca gündüz ve gece Mevlana Kültür Merkezi'nde sema ayinleri gerçekleştiriliyor. Sema ayinin başında Mevlevi şeyhi ya da postnişinin bulunması gerekiyor. Günümüzde şeyhlik makamı olmadığı için de semayı Mevlana'nın makamı olarak kabul edilen ve bu görevi temsilen üstlenen postnişin yönetiyor. Konya'daki ayinlerin postnişini ve aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü Fahri Özçakıl, sema ayinlerinin bir gösteri ve şov olmadığını, zikir olduğunu belirtti.
'SEMA, MANEVİ RİTÜEL...'
Konya ve Mevlana deyince akla ilk sema ayinlerinin geldiğini ifade eden Özçakıl, "Konya ve Hz. Mevlana deyince akla sema geliyor. Sema, Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin aşk ve cezbe ile hareket edip dönerek, Allah'ı zikretmesi, onunla beraber olması düşüncesiyle yapmış olduğu bir anlık bir hareketle cereyan ederek başlamış, günümüze kadar da bir ritüel halinde bu yaşantı devam etmeye çalışılmıştır" dedi. Özçakıl şunları söyledi: "Tabii günümüzde de Hz. Mevlana dostları, Mevleviler ve semazenler Hz. Mevlana'nın bu Allah'a yakın olma düşüncesiyle yapmış oldukları hareketi bir nebze de olsa yakalayabilmek, o anı yaşayabilmek düşüncesiyle sema etmekteler. Sema, Mevleviler'in bir zikri olarak telakki edilmektedir. Bir şov olarak, gösteri olarak değerlendirilmesi çok uygun değil. Bu, işin manevi bir ritüel olarak Allah'a ulaşabilme düşüncesiyle yapılmış olarak bir hareket, bir zikirdir. Çünkü semazenler, sema ederken her çark atışında (biz her 360 derece dönüşündeki harekete çark diyoruz) Allah'ı zikrederek, semasını devam ettirmektedir. Böylelikle buna bir şov veya gösteri demek hoş olmuyor."