ULUSLARARASI Rumi Medeniyetler Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bilal Kuşpınar, Mevlana'nın 745'inci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri kapsamında, bu yıl 2'ncisi düzenlenen "Türbeönü Buluşmaları" programına katıldı. Burada yaptığı konuşmada Hazreti Mevlana'nın yaşadığı sosyal çevrede neleri paylaştığını, adalet ve zulüm gibi kavramları Pir'in nasıl işlediğini anlatan Prof. Dr. Kuşpınar, "Mevlana, İslam medeniyetinin engin ilim ve irfan hazinesini, güzel ahlakını kendine özgü samimi ifadeleriyle aktarmış müstesna bir alim ve ariftir." diye konuştu.
'MEVLANA, EVRENSEL BİR DİL KULLANIYOR'
Mevlana'yı üç türlü anlamak gerektiğini ifade eden Kuşpınar, şöyle devam etti: "Birincisi; Mevlana'nın Mevlevilik kültürü içerisinde kendi eserleri bağlamında. İkincisi; edebi yönüyle Farsça dilinde şiir ve edebiyatta, düşüncede, sanatta yapmış olduğu katkılar. Üçüncüsü ise Mevlana'yı hiç duymadıkları halde Amerika'da olduğu gibi şiirlerinden etkilenmiş kimseler. Her şeyden önce Mevlana, evrensel bir dil kullanıyor. Mevlana diyor ki; 'Her peygamberin, velinin bir mesleği vardır; hakkı anlatmak ve insanları Hakk'a çağırmak. Hakk'tan mesaj alıp, Hakk'a insanları döndürmektir ve Hakk'ın yoluna insanları götürmektir. Değil mi ki hepsinin geldiği görev, aynı görev, Hakk'tan gelip Hakk'a götürmek. O halde bizim yaptığımız görev de budur. İnsanları tevhide çağırmaktır'. Mesnevi, Mevlana için bir tevhit dükkanıdır. Mesnevi, Kuran-ı Kerim'in aynasıdır, manevi olarak onun bir açıklamasıdır, izahıdır. Mevlana'ya göre insanın en önemli özelliği, kulluğunu bilmesidir. Peygamber'in yolundan gitmesidir."