Yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de her 7 çiftten biri çeşitli nedenlerden kaynaklı kısırlık problemi yaşıyor. Novafertil Tüp Bebek Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Fuat Ali, söz konusu çiftlerin tedavisinde ilaç kullanımı, yumurta takibi gibi yöntemlerin yanında psikolojik desteğin de kimi zaman büyük önem taşıdığını söyledi.
İnsan vücudunun makine olmadığını, milyonlarca hücreden oluştuğunu hatırlatan Opr. Dr. Fuat Ali, "Bütün hücreler beyinden gelen komutlarla çalışıyor. Nasıl ki acı bir haber aldığımızda elimiz titrer, içimizde bir korku olur, bunu beyinden gelen tepkiyle yaparız. Tedavide de bu böyle, beyinde hipofiz dediğimiz bir organ var. Kadın ve erkek yumurtalıklarının çalışması bu organın salgıladığı hormona bağlı" diye konuştu.
"PSİKOLOJİK SEBEPLER ÇOCUK SAHİBİ OLUNMASINA ENGEL"
Tüp bebek tedavisi gören çiftlerle görüşen Uzman Psikolog Atiye Kaytazoğlu, "Bazen çocuk sahibi olamamak bilinçaltına itilmiş özel kodlardan kaynaklanabiliyor. Özellikle fiziksel bir neden bulunamayan 'açıklanamayan infertilite' grubunda sıklıkla rastladığımız psikolojik sebepler ve uzantıları çiftin çocuk sahibi olamamasına neden olabiliyor" ifadelerini kullandı.
Uzman Psikolog Kaytazoğlu, bilinçaltına itilmiş özel kodlarla ilgili şöyle konuştu: "Doğum yapma korkusu, çocuğum olursa özgürlüğümü kaybederim düşüncesi, çocuğun engelli olabileceğine dair korkular, geçmişte yaşanan bir travma, taciz, istismarın izlerini silemeyen kadının çocuğum da aynı şeyleri yaşarsa endişesi, iyi bir ebeveyne sahip olmayan kadının kendisinin de iyi anne olamayacağına dair inancı, doktorlara karşı güvensizlik ve gebelikle birlikte sağlık sorunlarının oluşacağına dair yanlış inançları bu özel kodlar arasında sayabiliriz."
"KAYINVALİDE FOBİSİ KISIRLIĞA YOL AÇABİLİYOR"
Bir vakasından örnek veren Kaytazoğlu, bebeği olursa anlaşamadığı kayınvalidesinin isminin verilmesi endişesini yaşayan bir kadının bedeninin gebeliği engellediğini anlatarak şöyle devam etti:
"Tüp bebek için başvuran bir hastamızda bilinen bir infertilite sebebi olmamasına rağmen çocukları olmuyordu. Bilinçaltı çalışmaları sonucunda kadında 'bebeğim olursa kayınvalidemin ismini koyacaklar ve ben o ismi hiç sevmiyorum' düşüncesi vardı. Kayınvalidesiyle tanıştıkları günden itibaren hiç anlaşamamışlar, dolayısıyla içten içe hem kayınvalidesine hem de onun ismine bir nefret söz konusuydu.
Ama kadın böyle bir kodu bilinçaltına ittiğinin farkında bile değildi. Maalesef bu durum bedenin bebeği reddetmesine neden olmuştu. Bilinçaltını ve bedenini ele geçiren bu düşünceden sıyrıldıktan sonra hastamız kendiliğinden gebe kaldı. Dünya şuan bu kodları araştırıyor. Yapılan birçok araştırma bilinçaltına itilen olumsuzlukların yaşamımızın her alanını etkilediğini gösteriyor."
Bilinçaltı kodlarının da kısırlığın sebepleri olabildiğine işaret eden Kaytazoğlu, "O sebeple önce bu sorunu ortadan kaldırmak çiftin bebek sahibi olması açısından önem arz etmekte" ifadesini kullandı.