"Şüphe etmek düşünmektir" demiş Descartes. Gerçekten de herhangi bir konu, olay ya da durum hakkında bir görüşe varmadan önce kendimize pek çok soru sorarız. Bu şüphelerle yola çıkar; en azından doğru olduğuna inandığımız, bizi tatmin eden bir sonuca ulaşmak için araştırmaya başlarız. Ya da başlamalıyız. Her söze, her yargıya körü körüne inanmamalıyız.
Ne yazık ki günümüzde, özellikle sosyal medyada klavye kahramanları peydah olduğundan beri, hangi bilginin doğru hangisinin yanlış olduğunu ayırt etmek iyice zorlaştı. Sürekli bir algı operasyonu yaşanıyor. Bilgi çağında olmamıza rağmen, büyük bir bilgi kirliliği ve spekülasyon hakim. Bu da manipülasyon ve provokasyonların önünü açıyor. İşte bu duruma düşmemek, amiyane tabirle "gaza gelmemek" adına bilgiye çift taraflı teyit (double check) yapmakta fayda var. Atalarımız boşuna "iki düşün bir konuş", "öfkeyle kalkan zararla oturur" dememiş. Bu konuya nereden geldim, biliyor musunuz? Bir süredir Şüphecilerin Evren Rehberi adlı kitabı okuyorum. Turkuvaz Kitap'tan çıkan bu kapsamlı çalışma, zaten az değilmiş gibi kafamda bir sürü yeni soru işaretinin oluşmasına sebep oldu. Bob Novella, Cara Santa Maria, Jay Novella ve Evan Bernstein tarafından hazırlanan bu kitap, aslında bir podcast ile başlamış, sonra kitaba dönüşmüş. "Neye inanacağımızı nasıl bileceğiz?" ve "Nelerden şüphe etmeliyiz?" sorularından hareketle, gerçek bilgiye ulaşma yolunda bir harita çiziyor.
Doğduğumuz andan itibaren bize öğretilen ya da dayatılan bilgiler ne kadar doğru? Acaba yanılıyor olabilir miyiz? Ya da bile isteye yanlış bilgilerle mi donatılıyoruz? Kitap, "Şüphecilik, ucuzluktur. Her şeyden şüphe etmek ya da her şeyi inkâr etmek kolaydır. Ama sizi bir yere götürmez" diyerek bizi uyarıyor. Bu yüzden anlatılan hikâyelere, geleneklere, inançlara, karizmatik figürlere dair hakikat ve bilgi iddialarını değerlendirebileceğimiz sağlıklı bir süreç inşa etmemiz gerektiğini söylüyor. Ve elbette bu süreçte bilime başvurmamız gerektiğinin altını çiziyor. Bilim hâlâ dağınık ve karmaşık olabilir ama yine de gerçeğe ulaşmak için elimizdeki en iyi yöntem. Mantık, akıl yürütme, gözlem ve felsefe de bu yolculuğun vazgeçilmez parçaları.
CEHALETLE SAVAŞ
Artık kafamıza takılan her konuyu internette araştırma şansımız var. Ama hiç bildiklerimizi nasıl bildiğimizi düşündünüz mü? Cara Santa Maria düşünmekle kalmamış, bunu adeta bir takıntı haline getirmiş. İnsan inancının nasıl raydan çıktığını anlamaya çalışırken, "O öyle değil, böyle!" demeyi sever hale geldiğini fark etmiş. Cehaletle savaşa vakfettiği bu keşif süreci sonucunda da insanlık adına önemli bir çalışmaya imza atmış.
Kitapta, sahte habercilik ve yanlış bilgi yayımı konularına da değiniliyor. Her bireyin bilgili ve şüpheci bir okuyucu olması gerektiği vurgulanıyor. Yeni bir dolandırıcılığın konusu olmamak için, her linke tıklamamak, her söylenene inanmamak gerekiyor. Şüpheciliğin ilk ve belki de en zor kuralı bu: Sürekli uyanık, açıkgözlü ve dikkatli olmak. 11 Eylül saldırılarından Kennedy suikastine kadar birçok olayın masaya yatırıldığı kitapta, "Aya ayak basıldı mı?" ya da "Hâlâ dünya düz mü?" gibi konulara da eğlenceli bir üslupla yaklaşılmış. "Her şüphecinin bilmesi gereken temel kavramlar" başlığı altında toplanan 56 farklı konu ile okura olaylara nasıl yaklaşması gerektiği anlatılıyor. Bunların da bilimin teknik detaylarına çok boğulmadan, sade ve anlaşılır bir dille aktarılmış olması hoşuma gitti açıkçası. Hatta zaman zaman kişisel gelişim sularında da geziniyor gibi; bu yönüyle daha da ilgi çekici hale geliyor. Şüphecilerin Evren Rehberi yalnızca neye inanacağımızı değil, nasıl düşüneceğimizi de sorgulatıyor. Zihin açıcı, düşündürücü ve belki de biraz rahatsız edici. Ama iyi ki öyle.