Vücudumuzun harekat merkezi olan beynimiz, "sinirbilim" alanındaki uzmanlar tarafından hala en ince detayına kadar inceleniyor. Her gün bir başka ozelliğini oğrendiğimiz beynimiz, vücudumuzdaki bir sır, bilmece. Peki, beynimizin yapısı nedir ve harekat merkezimiz nasıl calışıyor? Esasında oz Türkce bir kelime olan beyin, bilim dünyasının goz bebeği... Prof. Dr. İsmet Kırpınar beyne dair kırk yıllık calışmalarını Beyin: Harikalar Diyarı isimli kitabında kaleme alarak, beynin anatomisi, fonksiyonları, fizyolojisi üzerine onemli bilgiler veriyor. Bedeni idare eden ana merkez olarak beynin yapısı ve icinde neler olup bittiği düşüncesi ozel ilgi alanı olan ve calışmalarını beyin üzerine yoğunlaştıran Kırpınar, bu konuda uzun yıllar oğrendiklerini okuyucuyla paylaştığı kitabında onemli ve ozellikle tıp oğrencilerinin daha fazla ilgisini cekecek bilgiler veriyor. Beyni "harikalar diyarı" olarak tasvir eden yazar, "Hangi maddeler beyni bir harikalar diyarı yapıyor?" sorusuna şu yanıtı veriyor: "İnsan beyni doğadaki başka hicbir yapı ile karşılaştırılamayacak kadar mü- kemmel bir yapıdır. Noron denilen milyarlarca sinir hücresi diğer hücrelerle trilyonlarca sayıda elektro-kimyasal bağlantılar yaparak iş gorür. Beynin bazı bolgelerinde ozel işler icin uzmanlaşmış merkezler olmakla birlikte yapılan her faaliyette beynin neredeyse tüm devreleri işin icine girer. Hem kendi bedenimiz ve aklımız hem de dış dünya ile olan maddi ve manevi bü- tün ilişkiler, duyular aracılığı ile beyne iletilir, orada değerlendirilir ve vücudun gerekli tepkiyi gostermesi ayarlanır.
Gormemizi, işitmemizi, dokunarak hissetmemizi, koku ve tat almamızı sağlayan asıl odur; tüm duyguların düşüncelerin, kararların ve hayallerin oluştuğu yer beyindir. Gülmek, ağlamak, sevmek, yürümek veya koşmak, aclık veya susuzluk hissetmek gibi faaliyetlerimiz yanında; nefes almak, terlemek, besinleri sindirmek gibi isteğimiz dışındaki faaliyetleri de o ayarlar. Kısacası, hayatta her şeyi onun sayesinde yaparız. Bütün bu fonksiyonların koordineli bir şekilde yapılması, denetlenmesi ve düzenlenmesi de onun işidir. Aklımız, duygularımız, zihnimiz aslında odur. 'Ben' dediğimizde diyen de kastedilen de odur. İdare ettiği insan faaliyetlerinin ceşitliliği ve büyüklüğü goz onüne alınacak olursa, bu kadar işin bu kücücük beden parcasına nasıl sığdığını anlamak gercekten de cok zordur. O zaman 'Harikalar Diyarı' tasviri bile bu durumu tanımlamakta yetersiz kalmıyor mu?"
ERKEK BEYNI BÜYÜK AMA...
11 bolümden oluşan 224 sayfalık kitabın en ilgi ceken kısımlarından biri de kadın ve erkek beyni üzerine yapılan araştırmalar. Bakın Kırpınar hoca, erkek beyni ve kadın beyni arasındaki farkı nasıl anlatıyor: "Kadın ve erkeklerin sadece fiziksel ozellikleri ve üreme fonksiyonları acısından değil, ayrıca oğrenme sürecleri, konuşma ve dil geliştirme ya da problem cozme yolları gibi bircok başka ozellik acısından da farklı olduğu genellikle kabul edilir. Ama bu farklılık ceşitli genetik, hormonal ve cevresel faktorlere atfedileceği gibi, her iki cinsiyete de genel bir üstünlük avantajı sağlamamaktadır. Farklılık değişik beyin yapılarındaki ayrımla da ilişkilendirilmektedir. Kadın ve erkek beyinlerinde birbirinden farklı yapısal ozellikler tanımlanmıştır...İnsan beyninin hacmi kadınlarda 1130, erkeklerde 1260 santimetreküp civarındadır. Erkek beyni kadın beyninden yaklaşık yüzde 10 daha geniş yer tutar ve yüzde 11-12 daha ağırdır. Erkek beyninde yüzde 4'ten daha fazla beyin hücresi vardır ve beyin 100 gram daha ağırdır. Bunlardan en cok üzerinde durulanlardan biri beyazgri madde farklılığıdır. Erkekler kadınlardan yaklaşık 6.5 kat fazla gri madde ve kadınlar erkeklerden yaklaşık 10 kat fazla beyaz maddeye sahiptir. Erkeklerin beyni daha fazla aktif sinir hücresinden yapılmış gri madde icerirken, kadın beyni daha cok beynin değişik bolgeleri arasında iletişimi sağlayan beyaz maddeye sahiptir. Bu belki de erkeklerin soyut düşünebilmesi, kadınların ise yüksek iletişim yetenekleri ile ilgilidir. Yine erkek yonelimli beyin, duyguları cok zor ifade eder. Bunun nedeni daha cok sağ beyin yarısının kullanılması olabilir. Erkek beyinleri dili solda, duyguları sağda olmak üzere ayırır, kadınların ise duyguları her iki tarafta işlenir. Yani erkekler nesnelerin hareketleri ve başka nesnelerle ilişkilerini zihinde dondürebilme yetilerinde başarılıyken kadınlar sozel hafıza, akıcı ifade ve ses üretme hızında daha başarılıdır. Kadınlar başkalarındaki duygusal tonlamaları fark etmekte ve dolayısıyla insan ilişkilerinde erkeklerden daha iyidir. Ayrıca dil, duygusal ve sanatsal ifade yeteneğinde, estetik takdir, sozel ifade ve detaylı ve planlanmış gorevlerde erkeklerden daha iyilerdir. Orneğin kadınlar genellikle kelime listelerini veya metin paragraflarını erkeklerden daha iyi akılda tutar. Erkekler genellikle uzamsal yeteneklerde ve tarifle yon bulmak gibi bir imgeyi zihinsel olarak dolandırma yeteneği gerektiren aktivitelerde daha iyidir. Mekanik yetenekler, matematiksel muhakeme daha güclü olabilir. Sonuc olarak bazı şeyleri erkekler, bazı şeyleri kızlar daha iyi yapar. Ancak bu gercek ortalama cinsiyet ozelliklerini yansıtır ve herkese genellenemez." Ozetle kitap, beynin yapısından işlevine, hafızanın türlerinden düşünce yapısının nasıl şekillendiğine kadar pek cok konuda beyin ile ilgili aklınıza gelebilecek her sorunun karşılığını bulacağınız ve ozellikle kadın ve erkek davranışlarının sebeplerini anlamlandırabileceğiniz zengin bir iceriğe sahip.
Erkek kaba, kadın nazik
Duyguları tanımlamada erkeklerden daha iyi olan kadınlarda, beynin saldırganlık ve öfkeyi işleyen bölümleri daha büyük olduğu için dürtülerini daha iyi kontrol edebilirler. Yani, erkekler agresyonlarını itme, vurma, yumruk gibi direkt yollarla gösterme eğilimindeyken, kadınlar dolaylı ve incelikli agresyon gösterir. Çocuk oyunlarında bile erkeklerin itiştiğini vuruştuğunu görürken, kızların sözel tartışma tercih etmesi bundandır.