Piraye Erdoğan'ın yeni romanı "Can Borcu", modern dünyada kendini kaybeden bireyler için derin bir yenilenme ve kendini bulma yolculuğu sunuyor. Tıpkı yazarın 2019 senesinde yayınlanan ve ilk günden itibaren çoksatanlar listelerinden inmeyerek yüz binlerce okura ulaşan "Seyir" adlı eseri gibi, bu roman da güçlü bir kişisel dönüşüm hikâyesi anlatıyor. Ancak bu kez romanın ana hikâyesini dünyayı kasıp kavuran koronavirüs pandemisinin olduğu döneme oturtuyor ve günümüz okurunun rahatlıkla bağ kuracağı bir tükenmişlik ve umutsuzluk içinden başlıyor anlatısına.
"Can Borcu"nun ana karakteri Lara, kariyerinin zirvesindeyken sevgilisi tarafından dolandırılarak hayatının altüst olmasıyla, zorlu bir içsel yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuğun her adımını detaylandıran ve gerekli bilgilerle donatan yazar, sadece kayıplar ve hayal kırıklıklarıyla yüzleşen bir kadının yeniden doğuş hikâyesini anlatmakla kalmayıp okurlara kendi yaşamlarında da uygulayabileceği tüyolar veriyor ve nasıl yeniden başlayabileceklerine dair ilham verici bir rehberlik sunuyor.
Lara, bir anda her şeyini kaybedip dibe vurmuşken karşılaştığı bilge karakterler sayesinde yeni bir hayata adım atıyor. Cemo ve Leyla, bu yolculukta Lara'ya rehberlik eden, ona hayatın gerçek anlamını ve kendi içsel potansiyelini keşfetme yollarını gösteren figürler olarak karşımıza çıkıyor. Altmışlı yaşlarını süren bu bilge karakterler, insan tasarımı adı verilen spiritüel bir yöntemle Lara'nın hayat amacını ve gerçek kimliğini açığa çıkarıyorlar. Lara, bu süreçte sadece kaybettiklerini değil, eski benliğini de geride bırakıyor ve bir süre sonra yepyeni biri olarak devam ediyor hayatına.
"Can Borcu", pandemi sürecinin getirdiği belirsizlik ve yalnızlık içinde hayatta kalmaya çalışan her birimizin kendinden bir şeyler bulabileceği bir hikâye. Piraye Erdoğan'ın sade ve etkileyici anlatımı, okurunu da anlattığı içsel yolculuğa davet ederken, modern dünyanın dayattığı yapay kimliklere direnmenin ve kendi gerçeğini bulmanın önemini vurguluyor. Kişisel özgürlüğü ve insanın kendi potansiyeline ulaşma çabasını merkezine alarak, bireyin ancak kendini gerçekleştirdiğinde mutlu olabileceği mesajını sağlam bir kurguyla aktarıyor okuruna.
Bu dönüşüm sürecinde Lara, sadece dış dünyadaki zorluklarla değil, kendi içsel korkuları ve sınırlarıyla da yüzleşiyor. Kitap, korkularımızı sevgiyle aşabileceğimiz, kayıpları yeniden kazanımlara dönüştürebileceğimiz fikrini benimsiyor ve bunu lafta bırakmayarak nasıl yapılabileceğine dair de canlı bir örnek sunuyor. Lara'nın, karşısına çıkan yeni fırsatlarla hayatını yeniden inşa etmesi, okurun zihninde karanlık zamanların bile yeni başlangıçlar için fırsat olabileceği fikrini filizlendiriyor. Lara'ya rehberlik edenlerin de söylediği gibi, "Bize öğretilenler yanlış. İnsan işlemiyor. Hata veriyor." Bu ifadeler, insanın modern hayatın kargaşasında ne kadar kaybolduğunun bir yansıması aslında.
Piraye Erdoğan'ın kaleme aldığı ve Mona Yayınları tarafından okurla buluşturlan "Can Borcu", yalnızca bireysel bir yeniden doğuş hikâyesi değil, aynı zamanda okuyan herkesin kendi içindeki gücü keşfetmesini sağlayan bir rehber. İçsel dönüşüm ve kişisel gelişim arayışında olan herkesin kendini bulma yolculuğuna eşlik edebilir. Lara'nın hikâyesi, herkesin kendine dair sorular sormasına ve kendi potansiyelini keşfetmesine kapı açacak ve bu roman, insanın sadece zorlu dönemlerde değil, her an kendini yeniden keşfedebileceğini bir kez daha hatırlatacak.