Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.' diyerek sanata ve özellikle müziğe ayrı bir önem göstermiştir. 'Osmanlı müziği, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki büyük devrimleri anlatabilecek güçte değildir. Bize yeni bir müzik gereklidir. Bize gerekli olan yeni müzik, özünü ulusal müziğimizin gerçek temelini oluşturan halk müziğimizden alan armonik bir müzik olacaktır. Bunun için ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce son müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Türk ulusal müziği ancak bu yolla yükselebilir, uluslararası müzikte yerini alabilir.' diyen Atatürk'ün bu görüşleri doğrultusunda inşa edilen Türk müziği nice bestekarlar nice sanatçılar yetiştirirken, hafımaza birbirinden güzel şarkılar bıraktı. Müziğmizin geliş,im süreciyle ilgili yazılan kitaplara bir yenisi daha eklendi.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle, Akademisyen ve etnomüzikolog Melih Duygulu'nun kaleme aldığı 'Cumhuriyet ve Müzik' isimli kitap, muadillerinden farklı olarak yüz yıllık bir süreçteki müzik ve sanat akımlarını, türleri, kurumları, müzik sektörünü ve zamanına damga vuran sanatçıların çalışmalarını inceliyor ve toplumsal sonuçlarını ortaya koyuyor. Cumhuriyetin kültür politikalarının geniş bir perspektiften ele alındığı kitap, müzik üzerinden gelenekçiler ile modernlerin mücadelesinin toplumsal farklılıkları nasıl belirginleştirdiğini belge ve tanıklıklarla aktarıyor. Üç bölüm halinde kurgulanan kitabın ilk bölümünde Cumhuriyet ve müzik ilişkisinin ideolojik ve politik arka planı, müzik reformları, müziğin kültürel kodları ve müzikal dönemler ele alınıyor. Çalışmanın ikinci bölümünde yer alan kurumlar, kadrolar, topluluklar, müzik türleri ve derlemeler, Cumhuriyet felsefesinin temel niteliklerini ortaya koyuyor. Üçüncü bölüm ise 1923'ten itibaren onar yıllık periyotlarla yaşanan tüm gelişmeleri, yetişen sanatçıları, ekolleri ve devlet ile piyasanın müzik tutumlarını ele alıyor.
MÜZİĞİN EVRELERİ 5 BÖLÜMDE ELE ALINIYOR
"Cumhuriyet yeni sosyolojik modelle beraber yeni müziği yaratmak durumundaydı. Bu hem zorunluluktu hem de gereklilikti. Bu yenileşme hareketi; yeni bir yönetici sınıfını, yeni bir insan tipini, yeni bir ideolojiyi ve yeni bir müziği yaratırken Avrupa kültürüne eklemlenmeyi de beraberinde getirdi." diyen Duygulu kitapta Cumhuriyet döneminde müziğin geçirdiği evreleri 5'e ayırıyor. İlki Cumhuriyet öncesi hazırlayıcı dönem olmak üzere 1923-1941 arası Kuruluş Dönemi, 1941-1960 arası Esneme Dönemi, 1960-1990 Kırılma Dönemi olarak ayrılan bu evrenin sonunda 1990 ve 2023 dönemini ele alan Kopuş dönemi bir başka deyişle Popüler Kültür Çağı geliyor. Burada dünya ve ülke genelindeki siyasal gelişmelerin müzik kültürünün değişmesinde etkili olduğu ortaya konuluyor.
Bugün halen herkesin özlemle andığı ve 90'lar diye tabir edilen popüler müziğin, gelişen teknoloji ve her geçen gün artan kitle iletişim araçları sayesinde uzun soluklu olduğunun altını çizen Duygulu, üretilen müziğin kalitesinin düştüğünü belirtiyor. '2000'lerin insanı teknoloji kullanan makine çağının nimetlerinden faydalanan görece daha konforlu bir hayata sahip olmasına karşın ses üretiminde yüz yıl önceki konumundan ileride değildir.' Diyen yazar, 1940'larda ideolojik olarak yaşanan koğuş ile 90'lı yıllarda yaşanan kopuşun farksız olduğunu ve Cumhuriyet değerlerinin her geçen dönem popülizme yenik düştüğünü anlatıyor. Bu noktada müziği elbette müzik üreticileri yani bestecilerden bağımsız düşünmemek gerek. Duygulu, Cumhuriyet dönemi bestecilerini de üç ana bölümde ela alıyor. Saadettin Kaynak, Münir Nurettin Selçuk, Şükrü Tunar gibi isimlerin yer aldığı Geleneksel Türk Müzik Bestecileri ilk sırada yer alıyor. İkinci sıraya Batı Müziği tekniği ile Ayzan Besteciler başlığı altında Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses'ten oluşan Türk Beşleri başta olmak üzere yurtdışında eğitim alan sanatçıların olduğu grubu ayıran Duygulu, isim zikretmeden 50'li yıllar sonrası gelişen ve giderek popüler hale gelen Anadolu Rock, Anadolu Pop, Arabesk gibi müzik türlerinde eser üreten bestecilerin yer aldığı Popüler Müzik Bestecileri'ni son sıraya koyuyor. Neticede kitap kapsayıcı şekilde el aldığı müzik kavramıyla, yalnızca müzisyenlere ve müzik eğitimi alan öğrencilere değil, Cumhuriyet döneminde ses kültürünün geçirdiği evreleri anlamak isteyen geniş bir okur kitlesine de sesleniyor.