Kitap okumanın mevsimi olmaz bence ama gene de her yaz mevsiminde bir yaz kitapları yazısı istenir. Neden? Çünkü yaz biraz da tatil mevsimidir ve bu mevsimde sanki okumaya ayıracak biraz daha fazla zamanımız olur. Tatil denince de akla hafif ve eğlenceli okumalar gelir elbette. Plajda, havuz kenarında veya parkta tarih, sosyoloji, felsefe okunamaz mı? Okunur okunmasına ama romantik bir aşk hikayesi ya da gizemli bir polisiye galiba daha bir zevkle okunur. Günlerin uzun, havanın sıcak olduğu bu dönemin bize açık havada okuma fırsatı verdiğini de unutmayalım. Yaşlı bir ağacın gölgesinde, buz gibi limonata eşliğinde kitap okumak, şahane bir uğraş değilse nedir? Yaz birçok kişi için yeni başlangıçlar ve maceralar dönemidir ayrıca. Seçtiğimiz kitaplarla beraber yeni hikayelere dalmak, yeni karakterlerle tanışmak ve farklı dünyaları keşfetmek harikuladedir... O halde izin verin yaz için birkaç kitap önerisi sıralayalım...
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git ile tanıdığımız Susanna Tamaro'nun yeni romanı
Yel Dilediği Yerde Eser'in esas karakteri altmışlı yaşlarındaki Chiara. Günün birinde üç önemli mektup yazıyor: İlki yirmisine basan dünyalar tatlısı evlatlık kızı Alisha'ya, ikincisi epeyce sorunlu öz kızı Ginevra'ya, üçüncüsü dünyada herkesten çok güvendiği biricik eşi Davide ile küçük oğulları Elia'ya... Bu mektupların niye yazıldığını, Chiara'nın yakınlarına neyi açıkladığını romanı okuyunca öğreneceksiniz elbette. (Yel Dilediği Yerde Eser, Can Yayınları)
FERRANTE'DEN ÇİZGİ ROMAN
Çevresini saran sır halesi ancak birkaç yıl önce aralanabilen esrarengiz yazar Elena Ferrante'nin muhteşem Napoli Romanları dörtlüsünü bilirsiniz. Daha sonra televizyona da uyarlanan bu seri, Lila ile Lenù'nun 1950'lerde, Napoli banliyölerinin yoksul bir mahallesinde başlayan hikayesini anlatıyordu. İçinde sevgiyi, öfkeyi, kıskançlığı ama her şeyden öte derin bir dostluğu barındıran seri, şimdi tanınmış llüstratör Mara Cerri'nin özgün çizimleriyle yeniden hayat buldu. Ferrante'nin bu en tanınmış eserini çizgi roman olarak okumak isteyenler mutlaka bir göz atsın. (Benim Akıllı Arkadaşım, Everest Yayınları)
BİR II. DÜNYA SAVAŞI ROMANI
II. Dünya Savaşı'nın en nevi şahsına münhasır kişiliklerinden biri de Putzi lakabıyla anılan Ernst Hanfstaengl. 1910'ların bohem New York'unda sanat simsarı olan ve boş zamanlarında müzisyenlik yapan Hanfstaengl, on yıl sonra Hitler'in sırdaşı ve piyanisti olacaktı. Bugün bazıları onu bir hain ya da önemsiz bir soytarı sayarken, bazıları da kötülüğün mimarlarından olduğunu düşünüyor. Her durumda ilgi çekici bir hikayesi olduğu kesin. Thomas Snegaroff'un kaleme aldığı
Putzi, geçtiğimiz yüzyılı anlamak için okunması gereken romanlardan. (Putzi, Sahi Kitap)
EĞLENCE BİTERKEN
Tatili upuzun bir yaz davetini andıran bir romanla, bir edebiyat klasiğiyle bitirmeye ne dersiniz? 20. yüzyılın en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen F. Scott Fitzgerald'ın deyişiyle "Caz Çağı"na, yani Birinci Dünya Savaşı sonrasının Amerikası'na tanık olduğumuz
Muhteşem Gatsby, bir bakıma "Amerikan rüyası"nın çöküşünü anlatıyor bize. Roman boyunca zenginliğe, şatafata, eğlenceye yapılan vurgu finale doğru azalıyor ve yerini hüzne ve olağanüstü melankolik bir atmosfere bırakıyor. Bir mevsimi sonlandırmak için ideal. (Muhteşem Gatsby, Turkuvaz Kitap)