Türkiye'de hakkında en fazla kitap yazılan kişi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ama onu konu alan binlerce yayına rağmen ailesi ve özellikleri akrabaları konusunda çok az malumat vardır. Çankaya'nın büyük bayanı olan Makbule hanım veya abisinin hitap şekliyle Makbuş, gereği kadar araştırılmamış ve hep sahne arkasında kalmıştı ta ki Murat Bardakçı, 'Makbule' isimli kitabı kaleme alana kadar. Turkuvaz Kitap'tan çıkan 'Makbule', Atatürk'ün kendisinden 4 yaş küçük kardeşi Makbule Hanım'ın hayatını anlatmasının yanı sıra onunla ilgili önemli tespitler yer alıyor. Bardakçı, Atatürk'ün tek mirasçısı olan kız kardeşi Makbule'ye neden sadece 1000 lira aylık ve Çankaya'da onun için inşa edildiği Camlı Köşk'ün kullanım hakkı dışında bir şey bırakmadığı çerçevesinde onun hayatını, kendisi gibi gölgede kalan eşi Mustafa Mehdi Boysan ile evliliğini aktarıyor. Atatürk sahip olduğu çiftlikleri hazineye gayrimenkullerini bankalardaki nakit parasını hisse senetlerini vasiyetnamesi ile Cumhuriyet Halk Partisine, Makbule hanım'a ise ayda 1000 lira bırakıyor. Atatürk'ün Makbule Hanım'ın mirasından mahrum eder gibi davranmasının sebebi kız kardeşinin para kavramını pek bilmediğinin farkında olması ve daha fazla miras bıraktığı takdirde bunları kısa sürede elinden çıkartabileceği ihtimalinden endişe duyması olabilir diyor Bardakçı. Yazar, Makbule hanımın vasiyetnameye inanmadığını sonradan hakkını aramaya devam ettiğini belirtiyor. Bu hak arayışlarında CHP'nin Makbule hanım'a yaptığı yanlışlara da yer veriliyor. Örneğin, Atatürk vefatından sonra bu para ödeneği kesilmiş sonra yeniden ödenmeye başlamış. Yine aynı şekilde 1000 lira aylığın satın alma gücü Dünya Savaşı'nın yarattığı sıkıntının etkisiyle 1945'te 250 lira seviyesinde inince, Makbule hanım 1947'de CHP'ye dilekçe yazarak geçinmekte zorluk çektiğini ödeneğin artırılmasını rica etmiş ancak, bu talep reddediliyor ve maaşı hiç arttırılmıyor.
BİTMEK BİLMEYEN TALEPLER
Cumhurbaşkanlığı arşivi başta olmak üzere Makbule Hanım'ın hatıratları, mektupları onunla ilgili röportajları derleyen Bardakçı kitabında Makbule Hanım'ın Atatürk'ten taleplerini ve yaptığı harcamaların listesini belgeleri ile sunuyor. Öyle ki Mustafa Kemal bağladığı aylığın haricinde Makbule Hanım'ın belgelerini su ve telefon faturalarını tedavi ve ilaç masraflarını, ev kiralarını, bayram harcamalarını hep cebinden karşılamış. Makbule'nin şapka, çanta, mücevher, çorap, eldiven, bornoz, kürk, terlik gibi şahsi özel eşyalarının haricinde yalısı için aldığı piyanonun bedelini, udunun tamir ücretini, hizmetçisinin tren biletlerini, bekçilerinin maaşını, evindeki garsona verilen bahşişini ve hatta otomobilde ayaklarını sereceğini örtünün bedelini bile Atatürk ödemiş. Önemli istekleri olmadığı zamanlarda da portakal, şeftali yahut kestane göndermesini istemiş. Bir hayli talepkar olan Makbule hanıma Mustafa Kemal, İş Bankası kurulmadan önce para havaleleri için Osmanlı Bankası'nı kullanmış. İş Bankası kurulduktan sonra ise kız kardeşini aylığa bağlamış. Ortalama seviyedeki bir devlet memurunun o senelerde aldığı aylık maaşın 2,5 katı kadar olan 200 lira senelerce İş Bankası vasıtasıyla ödenmiş.
Atatürk sadece ona değil eşi Mustafa Mecdi Bey'e de çok yardımcı olmuş ancak Boysan neye el atsa batıran bir iş adamı olarak Atatürk'ün gözüne bir türlü girmeyi başaramamış. Makbule hanım boşanma kararı aldığında kendisine mektuplar yazarak yalvarıp yakarmış. Borçları yüzünden Romanya'ya kaçan, Atatürk'ün yardım ve destekleriyle ayakta durmaya çalışan, hatta milletvekili olan Mustafa Mecdi Bey'in cinlerle ilgili kitap yazdığını da aktarıyor Bardakçı. Reisi cumhurun sabık eniştesinden, 1947 yılında boşanan Makbule, boşanma sonrası Atanın yadigarı anlamına gelen Atadan soyadını aldı.
Resmi yazışmalardaki ünvanı Büyük Bayan olan Makbule Hanım'ın 1885'te Selanik'te başlayan hayatı 18 Ocak 1956'da Ankara'da sona erdi. Rahim kanseri sebebiyle hayatını kaybeden Makbule hanım abisinin ardından 18 sene yaşayabildi.
Kitapta bahsedilen ve vurgulanan en önemli nokta ise şu... Hiç okula gitmeyen okuma yazmayı bile sonradan öğrenen ve hayatını abisinin gölgesinde onun sağladığı maddi imkanlarla sürdüren Makbule hanım eğer ciddi bir entelektüel boyuta sahip olsaydı benim devlet hem de toplum yapısında temel değişikliklerin yaşandığı ve kadınların toplumda yepyeni bir yer almalarına çalışıldığı cumhuriyetin ilk senelerinde Mustafa Kemal'in en yakın olarak Türk kadınlarına öncülük yapabilirdi ama bu mümkün olmadı.