Hayatta tüm duyguların varlığına ve kabûlüne işaret ederek, günün sonunda mücadelenin, ümit etmenin ve sevincin müjdesini verdiği ilk kitabı Aç Gözlerini Masal Bitti'yle edebiyat dünyasına giren İkbal Bayrak, yazın hayatına Kestik Diyor Yönetmen ile devam etti. Selim İleri'nin "Her okuru kendisiyle yüzleşmeye 'insan'a yaraşır ödeşmelere alıp götürüyor'' dediği, Ahmet Ümit'in 'yumruk gibi kitap' olarak yorumladığı bu eserinden sonra Bayrak, Alfa Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı Aşkın Kapısı ile okur karşısında. Yazar, Mevlânâ Celâleddin- i Rumî ve Şems-i Tebrizî'nin felsefesini okuyucuya hatırlatarak yola çıktığı romanında, kitabın başkişisi Selim ile tanıştırıyor bizleri. Önceki kitaplarından da aşina olunduğu üzere Bayrak, hikayesini, 'geriye dönüş sahneleri'nin oluşturduğu gizemle ilerletiyor. Amerika'da yaşarken gözlerini birdenbire İstanbul'da bir hastanede açan Selim'i ve yan karakterleri anlatıcı bakış açısıyla tanırken, okurda merak tetikleniyor. Yazar, metinde akıcı ve dinamik bir anlatım tarzını yakalamayı başarıyor.
Hastane odasında başlayan ilk sahnenin ardından kitabın diğer karakterleriyle de tanışıyoruz: Fikret, Celâl, Nevzat Bey, Hayri Efendi ve bittabi Nevâ. Selim'in âşık olduğu kadın. Anlatım ilerledikçe Selim'in ailesi, özellikle anneannesi Gülser Hanım ile olan ilişkisi ve onun tavsiyesiyle rüyalarını not aldığı bir defterin verdiği işaretlerle başkarakterin nahifliği ve derinliğinin işaretlerini alıyoruz. Kâh karınca oluyor rüyalarında Selim, kâh bir kuş. En ilginç rüyasıyla tanıştığımızda, Selim'in düşünce alemine dair bir im daha düşüyor okurun zihnine: Uçan halıya binip gökyüzünde Allah'ı aramaya gitmesi... Büyürken, yetişirken ve yaş alırken yaşamın anlamını, insanın amacını, nimetleri, hikmetleri, bilimi ve felsefeyi düşünürken yaşadığı iç konuşmalarıyla Selim'in mizacı okurun zihninde daha da iyi canlanıyor; hikayenin ilerleyen safhalarında bizi nelerin beklediğine dair tahmin silsilesine sürüklüyor.
ZÜBDE-İ ÂLEMSİN SEN
Platon, Aristo, Sokrates, Nietzche gibi isimlerin lafa girdiği, gündelik sorunlarda 'michelangelo etkisi'nin meseleye dahliyle devam eden karakterler arası konuşmaların, tasavvur ve tasavvufa dair görüş ve saptamaların yer aldığı Aşkın Kapısı, bu yönüyle de içeriğinin verimini artırmış. Hayatı boyunca özlemle aradığı kadını bulduktan sonra yaşadığı kaybetme korkusuyla ve nihayetinde de yitirmesiyle en baştan başlayan bir hikayenin kurucusu Selim. Üstelik bu varlık mücadelesinde yaşadığı sarsıntılar, yitik bir aşkın yanında dostları tarafından uğradığı ihanetle de katmerleniyor. Bu yolculukta okuyucunun, kendisine, hem bir yoldaş hem de bir duygudaşlık vazifesi çıkarması kuvvetle muhtemel. İkbal Bayrak'ın Selim üzerinden Şeyh Galip'ten hatırlattığı beyitle, kitabın maksadına yaklaşmak biraz daha mümkün: ''Ey insan! Kendi hakikatine şöyle güzelce bir bak; zira sen bütün âlemin özüsün. Yani küçük bir kâinatsın. Bütün varlığın gözbebeği olan insansın.''