Milli Eğitim Bakanlığı'ndan, okunması gereken '100 Temel Eser' tavsiyeli Türkçenin Sırları geçtiğimiz aylarda 66'ncı baskısıyla okurla yeniden buluştu. 1970 yılında kurulan ve sonraki yıllarda adı Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı olarak güncellenen cemiyetin ilim, fikir, dil, sanat ve neşriyatta önemli çalışmalara öncülük ettiği edebiyat çevrelerince bilinir. Edirne Kız ve Erkek Muallim Mekteplerinden Kabataş Lisesi'ne, Galatasaray Lisesi'nden Şişli Terakki'ye kadar pek çok lisede edebiyat öğretmenliği görevinde bulunan, yaptığı çalışmalar, kaleme aldığı eserler ve dönemin mecmualarında yayınlanan yazılarıyla bir hayli geniş kitlelere hitap eden Türk edebiyatı tarihinin önemli isimlerinden Nihad Sâmi Banarlı'nın da yolu bu cemiyetten geçmiştir. Kubbealtı'nın Dil ve Edebiyat Akademisi'nde edebiyat dalı başkanlığının yanı sıra, Kubbealtı Akademi Mecmuası'nın müdürlüğünü de yapan Banarlı'nın yazın sahasına kazandırdığı ve yılların, takdirinden bir şey eksiltemediği eseri Türkçenin Sırları, elli küsur yıldır Kubbealtı Neşriyat'tan çıkmaya devam ediyor.
TÜRKÇEYİ SEVDİREN İSİM
Konu Nihad Sâmi Banarlı'ysa Mehmed Fuad Köprülü'yü anmadan geçemeyiz. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan dönemin en önemli entelektüeli, Türkolojiye yeni anlayışlar kazandırmış ilim otoritesi Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü'nün öğrencisi olan Nihâd Sami Banarlı'nın Köprülü'den ziyadesiyle feyz aldığı aşikâr. Zira Türkçenin Sırları'nda da kendisinden "Yirminci asırda Türk ilminin yetiştirdiği en büyük dil ve edebiyat tarihi âlimi" olarak söz eder. Hocasının tesiriyle edebiyat tarihi üzerine sayısız araştırmada bulunarak inceleme yazısı yazan, Cumhuriyet devrinin yetiştirdiği en önemli edebiyat öğretmeni olan ve liseler için yazdığı ders kitaplarıyla da öncü olan Banarlı'nın, 'Türkçeyi sevdiren edebiyatçı' olarak anılması kaçınılmaz. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Metinlerle Türk ve Batı Edebiyatı, Başlangıçtan Tanzimata Kadar Türk Edebiyatı Tarihi gibi oldukça kıymetli eserlere imza atan edebiyatçı, roman ve oyunlar da kaleme aldı. Türk edebiyatına katkısı tartışılmaz olan eserleri içinde Türkçenin Sırları, yazarın milli ve manevi duyguları ön saflarda tutarak yaklaştığı dil bilinci ve her yaştaki muhatabına karşı kullandığı kapsayıcı üslûpla başucumuzda olması gereken bir eser. Bir Dil Konferansı ile başlayan kitap, İmparatorluk Dilleri'nden Yûnus'un Türkçesine, Yahyâ Kemal Türkçesi'nden Türkçeyi Arayanlar'a kadar pek çok başlığıyla zengin bir içerik ve anlatım sunuyor. Banarlı'nın dillerin mûsikileşmeye olan ihtiyacına değindiği satırların bizatihi kendisi de şiir gibi. Türk Dili'nin şiir söylemek hatta söz söylemek için türlü sazlardan başka, dile ses katan ahenk unsurlarının en mühimlerinden olan kafiyeyi icat eden lisan olduğunun bilgisini alırken aynı anda aklımıza türlü incelikler gelmesi muhtemel. Aliterasyonlu mısraları hatırlamak, hatta o sırada kafamızdan naçizane bir iki dize yazadurmak belki biraz şarkı mırıldanmak kitabın üzerimizde oluşturduğu tesire karşı sevimli bir anı...