Kurt Vonnegut'ın savaşın absürtlüğünü ve travmasını ele aldığı
Mezbaha No:5 (Can Yayınları), Gabriel García Márquez'in Kolombiya'daki politik ve toplumsal değişimleri işlediği
Yüzyıllık Yalnızlık (Can Yayınları), John Steinbeck'in toplumsal adaletsizlik ve ekonomik zorluklar gibi temalar üzerine inşa ettiği
Gazap Üzümleri (İletişim Yayınları), Khaled Hosseini'nin Sovyet-Afgan Savaşı'nı bir çocuğun gözünden anlattığı
Uçurtma Avcısı (Everest Yayınları), Naziler tarafından öldürülen küçük Anne Frank'ın bugün sayısız yayınevi tarafından basılmakta olan ve Holokost'un en önemli eserlerinden sayılan günlüğü... Birkaç şahane kitap. Eklemeler yapılabilir. Mesela Joseph Conrad'ın Afrika kıtasındaki sömürgeleşme ve emperyalizmi ele aldığı, özellikle de Belçika Kongo'sundaki sömürgecilik üzerine odaklandığı
Karanlığın Yüreği (İletişim Yayınları)
. William Golding, Graham Greene, George Orwell gibi ustaları da etkilemiş büyük bir roman. Yahut Tim O'Brien'ın
Taşıdıkları Şeyler (Siren Yayınları) adlı kitabı. Vietnam Savaşı'na katılan Amerikan askerlerinin gözünden bakıyor dünyaya. Çocuklarını ölüme yollamaktan usanmayan ve şiddete bir türlü doymayan bir dünyayı resmediyor. Peki bu eserlerin ortak noktaları ne olabilir? Farklı üsluplarla da olsa okura geçmişteki olayları anlama, bu olaylardan ders çıkarma ve tarihi bağlam içinde değerlendirme hatta belki bir çeşit hesaplaşma olanağı sunmaları. Kısa turumuza başlayalım o halde...
Hiroşima ve Nagazaki
Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro 'Uzak Tepeler' (Yapı Kredi Yayınları) romanında Hiroşima ve Nagasaki'deki atom bombası saldırılarının insanlar üzerindeki etkilerini anlatıyor. Konuyu işleyen bir başka romansa Eleanor Coerr'in imzasını taşıyan 'Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu'. (Beyaz Balina Yayınları) Hiroşima'daki atom bombası saldırısından sonra radyasyonun hasta ettiği ve 12 yaşında hayata gözlerini yuman Sadako Sasaki'yi anlatıyor. Küçük Sadako'nun kim olduğunu bilmeyenlere bir hatırlatma: Nazım Hikmet, "Kız Çocuğu" adlı o çok ünlü şiirini Sadako için yazmıştı.
Filistin mücadelesi
Joe Sacco'nun 'Filistin'i (İthaki Yayınları) Edward W. Said'in "Alışılmadık bir özgünlük taşıyan, siyasi, estetik ve çok etkileyici bir eser," sözleriyle tanımladığı bir grafik roman; Filistin topraklarındaki günlük yaşam, zorluklar ve çatışmalar üzerine detaylı bir görsel anlatı. Yaratıcısı Joe Sacco, Birinci İntifada'nın devam ettiği 1991-92 yıllarında Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Filistinlilerle geçirdiği iki aylık dönemin hikayesini, Filistin halkının oradaki büyük mücadelesini, aşağılanmasını ve mahrumiyetini gözler önüne sererek, dahası röportajlarla birleştirerek anlatıyor. Sacco elindeki malzemeyi büyük bir tutku, kavrayış ve ustalıkla sunuyor." Mourid Barghouti'nin 'Şairin Filistin'i' (Küre Yayınları) adlı kitabını da tavsiye edebiliriz. Ön sözünü Edward Said'in kaleme aldığı kitap, sürgündeki bir Filistinlinin doğduğu topraklarla kurduğu ilişkinin şiirsel bir anlatımı, başka bir deyişle bir şairin işgal altındaki yurduna dönüşünün öyküsü. 1967 Arap-İsrail savaşı nedeniyle 30 yıl süreyle Filistin dışında yaşamak zorunda kalan Barghouti, hem uzun bir aradan sonra yeniden kavuştuğu memleketini anlatıyor.
Kızılderili soykırımı
Dee Brown'un kaleme aldığı 'Kalbimi Vatanıma Gömün' (E Yayınları), bir başka soykırımın hikayesi... Kuzey Amerika yerlilerinin 19. yüzyılda maruz bırakıldığı haksızlıkları ve topraklarının Amerikan hükümeti ve beyazlar tarafından nasıl gasp edildiğini anlatan müthiş güzel bir kitap. Şu alıntı her şeyi özetliyor aslında: "Orada, o kanlı çamurun içinde bir şeyin daha ölüp o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada. Güzel bir düştü, evet. Sonra bir ulusun umudu kırılıp paramparça oldu. Artık yeryüzünün merkezi yok, ölüp gitti kutsal ağaç." Konuyla ilgili pek çok başka kitap önerebiliriz aslında. Bunlardan biri de N. Scott Momaday'in 'Yağmur Dağına Giden Yol' (Arya Yayıncılık) adlı Pulitzer ödüllü romanı.
Siyah Amerika ve kölelik
Irkçılığın ve Amerika'da siyahlara yönelik zulmün anlatıldığı sayısız etkileyici roman var. İlk akla gelenlerden biri Toni Morrison'ın Pulitzer ödüllü özgürlük çığlığı 'Sevilen'. (Sel Yayıncılık) Geçmişle yüzleşme, acı ve özgürlük temalarının derinlemesine işlediği roman, çocuklarıyla birlikte kölelikten kaçan bir kadının hikayesini anlatırken kölelik cehennemine içeriden bakmayı deniyor. Konuya dair yine Pulitzer ödüllü bir diğer romansa Amerikan Rüyası denen ikiyüzlü kavramı darmaduman eden Colson Whitehead'in yazdığı 'Yeraltı Demiryolu.' (Siren Yayınları) Bu sarsıcı roman, bir kadının ırkçılığa karşı özgürlük mücadelesini ülkedeki yeraltı demiryolu sistemini bir metafor olarak kullanarak anlatıyor. Ta-Nehisi Coates'un şahane kitabı 'Dünyayla Benim Aramda' (Monokl) ise siyah bir babanın oğluna yazdığı mektup formatında Amerikan toplumun siyahlara sistemsel adaletsizliğini anlatıyor.