Kâzım Uz, 19. yüzyılın son çeyreği ve 20. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı münevveri ve Cumhuriyet aydını olarak döneminin fikir ve sanat dünyasını kendi lisanınca açık bir şekilde ortaya koymaya çalışan bir mûsikî sevdalısıdır. Zekâî Dede, Bahâriye Mevlevîhânesi şeyhi Hüseyin Fahreddin Dede ve Musullu Hâfız Osman Efendi gibi kendi devrinin en kudretli sanatkarlarının rahle-i tedrisinden geçerek Osmanlı'nın zengin mirasının muhafazasına çalışan Kâzım Uz; akran olarak Rauf Yekta, Ali Rıfat Çağatay, Hafız Ahmed Irsoy, İsmail Hakkı Bey ve Tanburi Cemil Bey gibi hem mûsikîşinas hem de müzikolog şahsiyetlerle hemhal oluşunun yanı sıra Dârü'l- Elhân'da Batı müziği derslerini verecek kadar da bu müziğe hâkim birisidir.
Kâzım Uz, 69 yıllık ömründe hocalarından tevarüs eden kıymetli bilgilerden gelecek nesillerin de istifade etmesi adına Mûsikî, İbtidâî Nota Dersleri, Mûsikî Nazariyatı, Mûsikî Istılâhatı, Notalı Mektep Şarkıları ve Osmanlı Gençlerine Tuhfe başlıklı 6 kitap; çeşitli mecmûalarda yayımlanmış 21 makale ile muhtelif makam ve usûllerde bestelenmiş 200'e yakın eser bırakmıştır.
Elinizdeki bu kitabın ana eksenini, özel arşivlerden istifade etmek kaydıyla bahusus neşredilmeyen eserleri, besteleri ve Müzik Terimleri Sözlüğü (Mûsikî Istılâhatı) oluşturmaktadır. Kâzım Uz'un hayatını, mûsikî karakterini, eserlerini ve bestelerini ele alan bu kitap; orijinal metin, günümüz Türkçesi ve literatür değerlendirmesi ile sunulan 'Müzik Terimleri Sözlüğü' ile her müzikseverin başvuru kaynağı olmaya namzet bir eser.
BABAYA MEKTUP
Franz Kafka, Julie Wohryzek adında bir kızla tanışıp nişanlandı. Aynı yıl kaleme aldığı 'Babaya Mektup', yazarın nişana karşı çıkan babası Hermann Kafka'ya yanıtıdır. Kafka'nın babasıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirmek için yazdığı ve hiç göndermediği bu mektup, hem yazarın yaşamöyküsüne açıklıklar getirmesi hem de kimi eserinin başlıca izleklerinin ipuçlarını barındırması açısından önem taşır.
AKIL VE TUTKU
19 yaşındaki Elinor ve tüm duyguları en yoğun haliyle yaşayan 17 yaşındaki kardeşi Marianne, babalarının kaybının ardından yabancısı oldukları yeni bir hayata adım atarlar. Paragöz abilerinin onları sürüklediği yoksulluk, annelerinin hastalıklı bir hal alan duygusallığı, sonradan görme akrabalarının sığlığı ve karşı cinsin neden olduğu kalp kırıklıkları arasında genç birer kadına dönüşen iki kız kardeşin hikâyesi...
DAĞIN SESİ
Günden güne yaşlanan Shingo'nun hafızası onu yüzüstü bırakmaktadır. Öyle ki, geceleri dağdan gelen gümbürtüde sadece ölümün sesini duymaya başlar. Bu yaşlı adam, sadakatsiz oğlunun genç ve mutsuz eşi Kikuko'yla gitgide daha yakın bir bağ kurar. Kawabata'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yazdığı Dağın Sesi, yalnızlık, ölüm ve bitmek bilmez güzellik arayışını ele alan hüzünlü bir roman.