Şiir mecmuaları, insanların sevdikleri şiirleri bir deftere kaydetmesi ile oluşan eşsiz bir kaynak. Geçmişten günümüze yüzlerce hatta binlerce örneği kalmış. Edebiyat araştırmacıları tarafından keşfedilmiş ya da keşfedilmeyi bekliyor.
Sizin hiç şiir mecmuanız oldu mu? Benim oldu. Okumayı öğrendikten ve şiirin efsunlu dünyasını keşfettikten sonra ezberlemeyi düşündüğüm şiirleri defterlere yazdım. Hayatımız taşınmakla geçtiği için şimdi onların hepsi kayıp. Bir tanesini olsun bulmak için neler vermezdim.
VAV TV'deki Millet Kıraathanesi programında Fatih Köksal konuğumuzdu. Bu meseleyi de konuştuk. Programdan çıkınca beni bir düşünce aldı. Hemen o an bir şiir mecmuası tutmaya başlasaydım hangi şiirleri alırdım acaba, diye düşündüm. Aklıma ilk gelen şiirler şunlar oldu:
İbrahim-Asaf Halet Çelebi
Erenköyü'nde Bahar-Yahya Kemal
Zulmü Alkışlayamam- Mehmet Akif
Nerdesin?- Ahmet Kutsi Tecer
Beklenen- Necip Fazıl
Memleket İsterim-Cahit Sıtkı Tarancı
Sürüp Gelen Çağlardan-Erdem Bayazıt
Liliyar-Sezai Karakoç
Terziler Geldiler-Turgut Uyar
Sitare-Dilaver Cebeci
Baba- Cahit Zarifoğlu
Aney-M. Atilla Maraş
Sebil ve Güvercinler-Ziya Osman Saba
Gün Olur-Orhan Veli
İncitme-Abdurrahim Karakoç
Ben Sana Mecburum- Attila İlhan
Ne Zaman Seni Düşünsem-İlhan Berk
Dikkatinizi çekmiştir. Defterime henüz hayatta olan şairlerin şiirlerini almadım. Allah onlara uzun ömür versin.
TÜM ZAMANLAR
20. yüzyıl Türk şiiri için Şehriyar'ın yazdığı Heyderbaba'ya Selam neyse 21. yüzyıl Türk şiiri için İbrahim Tenekeci'nin Tüm Zamanlar'ı odur.
Yayınevi editörü olmam sebebiyle neşredilmeden önce okuma bahtiyarlığına eriştiğim bu eser tek bir şiirden oluşuyor. Şair zamanın ve mekanın ortasında 'vefa makamında' duruyor. Başına buyruk dağları ve insanları resmediyor; acıları, hastalıkları ve ölümleri ölümsüzleştiriyor.
Dilerim Tüm Zamanlar bütün şairlerimize ilham verir ve şiirimizde yeni bir tarzın başlamasına vesile olur.
GÜNDÖNÜMÜ HAREKATI
Mustafa Ali Yurdupak'ın adını bu kitapla duydum. Edebi eserlerin önsözlerini, yazar biyografileriniya da sunuş yazılarını atladığım için bu evsafta bir yazarı daha önce fark etmemiş olmama hayıflanmıştım. Meğer ilk kitabı imiş.Gündönümü Harekatı 1940'lı yılların çalkantılı ortamında geçen bir casusluk olayını hikaye ediyor. Olaylar Berlin'de başlayıp İstanbul'a uzanıyor.
Mekanlar, insanlar hatta konuşmalar 40'lı yılların otantik özelliklerine sadık kalınarak anlatılmış. Kitabın güzel yanlarından biri de dönemin Türkiyesi hakkında belgesel nitelikler taşıması.