Yazının başlığındaki ifade; tüm zamanların en çok anılan, göndermeler yapılan, bilinçaltı alanında çalışmalarıyla kendinden sonraki zamanları etkisi altına alan Sigmund Freud'a ait. Psikolojik tüm meselelerin bilinçaltında çözülmeyi bekleyen sorunlardan kaynaklandığını savunan ünlü nöroloğa gönderme yapmamızın sebebi Antonio Tabucchi'nin 'Düşler Düşü' kitabında yer alması. Hem de bir rüyasıyla... İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden Tabucchi; Everest Yayınları'ndan çıkan öykü kitabında 20 ismin rüyalarına girmiş. Rüyalarına misafir olmak değil de, onların rüyalarını kurgulamış. Ve ortaya eğlenceli, damakta güzel bir tat bırakan, zamanının çok ötesine geçen bir eser çıkmış.
VAKTİM BOL, SABIRLI BİRİYİM
Bu isimler arasında kimler yok ki? Mesela ressam Francisco Goya, şair Arthur Rimbaud, yazar Anton Çehov ve elbette Freud... Freud'un düşünü kurgulamak elbette büyük bir cesaret işi. "Başkalarının düşlerine tercüman olan doktorun düşü" diye başladığı rüyada Tabucchi, Freud'u önemli bir danışanına çevirerek onu çok sevdiği Viyana sokaklarına salar. Freud'un, Dora olarak yaşadıklarından ziyade rüyanın sonu dikkat çekici. Tabucchi, kendi seçtiği isimlerin rüyalarını yazarken, yani elbette kendi resmettiği şekliyle bu düşleri kaleme alıp bu insanların hayatına, eserlerine ve yaşamlarına da göndermeler yapıyor. Okurun bu insanlarla bir bağ kurmasını istiyor. Ama tabii ki bunu onlara yakıştırdığı kendi düşleriyle... Rüyalar, hayal bile olsa gerçeklerden yola çıkarak bizim geceleri yoldaşlarımız oluyor. Tabii ki bazen yaşamak istediklerimiz, bazen korkularımız, bazen endişelerimiz. Ama her zaman gerçeklerden bir parça taşıyorlar. Tabucchi de edebiyatın hayal gücünü hiç çekinmeden cömertçe kullanıyor. Bu arada kitabın sonunda düş gören tüm isimlerin kısa biyografi kısmı var ki, bence çok iyi düşünülmüş. Tüm isimleri tanımayanlar için "Bu insanlar gerçekten var" dercesine... Yazıyı şair Anton Çehov'un düşüyle bitirelim: "Çehov yerine yerleşti ve hastanenin koridorundan havalanıp, pencerelerden göğe yükseldiler. Bulutların arasından geçerken peruklu doktor öfkeyle elini kolunu sallayıp arkalarından küfürler savuruyordu. İki oyuncu vişne çiçeklerinden iki yaprak bıraktılar aşağıya ve arabacı gülümseyerek şöyle dedi: 'Size anlatacak bir öyküm var, biraz hüzünlü ama beni anlayacağınızı biliyorum sevgili Anton Çehov.' Çehov atkısını boynuna dolayıp arkasına yaslandı ve 'Vaktim bol' dedi, 'Ayrıca sabırlı biriyimdir ve insanların öykülerini dinlemeyi de pek severim.'"