Karacaoğlan'ın deyişiyle "Kim varmış imiş biz burada yoğ iken" diyor ve 400 yıl öncesine ışınlanıyoruz... Canlılığın kodlarını çözen, çözmeye çalışan ve bilime sayısız katkılar sunan büyük biyologların dünyasına...
Sadece edebiyatçıların değil büyük bilim insanlarının da hayatları merak edilegelmiştir her zaman. İşte İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan 'Büyük Biyologlar' bu alandaki özel işlerden biri.
Ioan James, bu önemli çalışmasında, günümüzden 400 yıl geriye uzanarak 38 büyük biyoloğun biyografilerini kaleme alıyor. 1600'lerden 1900'lere kadar geliyor... Kitap, biyologların bilimsel başarılarının yanı sıra her biri oldukça merak uyandırıcı yaşam öyküleri üzerinde de titizlikle duruyor. Kronolojik olarak düzenlenmiş biyografilerle, biyolojinin yıllar içinde hangi toplumsal koşullarda geliştiğine dair çarpıcı bir tablo sunuluyor. Bilimsel ve biyolojik teknik ayrıntıları asgaride tutan kitap, konuya ilgi duyan bütün okurları modern gelişmeleri kolayca izlemeye davet ediyor. 'Büyük Biyologlar'da aralarında Sloane, Linnaeus, Banks, Lamarck, Humboldt, Hooker, Owen, Aggassiz, Darwin, Galton, Mendel, Wallace, Huxley ve Crick gibi pek çok büyük biyoloğa ait ilginç hayat hikayelerini okurken bir yandan da modern tıp ve genetik biliminin bugünkü birikimine nasıl kavuştuğuna tanık oluyorsunuz.
Bilen biliyordur elbet ama Hans Sloane'un (1660-1753) çikolatalı sütün mucidi olduğunu öğreniyoruz mesela. Hem de mesele sadece damak tadı değil: "Beslenmenin önemine her zaman inanan Sloane, Jamaika'da tanıştığı çikolatanın, sütle karıştırıldığında daha kolay sindirilebildiğini keşfetti."
Mevzu bilim bile olsa ayrımcılığın o dönemde de en büyük meselelerden biri olduğunu da hatırlatıyor kitap: "Doğa tarihi, aristokrat sınıfın kadınları arasında gözde bir hobiydi ama bunu bir hobinin ötesine taşımak isteyenler yollarının üzerinde engellerle karşılaştı. Örneğin, kadınların erkeklere açık olan seminerlere katılmalarına izin yoktu."
Her satırı o kadar bilgi yüklü ki kitabın, elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Sir Francis Galton (1822-1911) örneğin... İki insanın parmak izlerinin aynı olma olasılığının göz ardı edilebilir olduğunu ortaya koymasından sonra kimlik tanımlamanın bir yolu olarak parmak izinin kullanılmasını da incelemiş. Galton, parmak izlerinin bilimsel temele dayanan sağlam bir kanıt olarak kullanılmasında önemli bir rol oynamış. Yani bugün parmak izi pek çok alanda yasal ve etkin bir uygulamaysa bunda Galton'un 'parmağı' var!
Alıngan bilim insanları da var elbette. Kitaptan öğreniyoruz ki, Carl von Linnaeus (1707-1778), asla eleştiriye açık değilmiş. Ne zaman bir eleştiriyle karşılaşsa çocuk gibi küsermiş...
Ve, Sir Joseph Banks (1743-1820)... Venüs gezegeninin Güneş'in önünden geçişini gözlemlemek amacıyla Büyük Okyanus'un güneyine 1769'da bir gezi planladığını öğrenmiş. Banks, böyle bir gezinin zengin bitki örtüsü ve faunası tam anlamıyla bilinmeyen bu topraklarda yapılacak botanik çalışmalar açısından sunacağı olanakların kısa sürede farkına varmış. Kaptan James Cook yönetimindeki Endeavour gemisiyle yapılan bu seyahat günümüzde, keşif ve gözlem yolculuklarının en büyüklerinden biri olarak kabul ediliyor.