İSLAM TARİHİ-YENİ BİR YORUM
Son zamanlarda tarih yazımında, birbiriyle bağlantılı gelişmelerin araştırılması ve sadece karşılaştırmalı bir tarih yerine 'bağlantılı tarih' denilen araştırma anlayışına önem verilmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Wiley Blackwell Yayınları tarafından hazırlanan ve VakıfBank Kültür Yayınları tarafından Türk okuruna sunulan 'İslam Tarihi', işte böyle bir tarih yazımı anlayışıyla medeniyet inşa etmede İslam'ın toplumsal dönüşümdeki yerini, dünya tarihi gibi geniş bir perspektif içinden ve farklı disiplinlerden beslenerek ele alıyor.
Farklı araştırmacıların makalelerinden oluşan eseri, ortak bir zihnin ürünü olarak değerlendirmemizi mümkün kılansa bu yazarların genel olarak Marshall Hodgson'ın 'İslam'ın Serüveni'nde kullandığı özgün terminoloji ve dönemlendirmeyi sahiplenmesi. Bireysel hayatlarda ve kolektif toplumlarda yerel ve küresel faktörlerin dinamik bir etkileşim halinde olduğu şeklindeki yaklaşıma dayanan 'İslam Tarihi'nde olaylar ve onları meydana getiren iletişim ağları detaylı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Kitap kendi derdini ve çabasını şu sözlerle anlatıyor:
"İslam medeniyetinin en sonunda neden Batı'nın hegemonik gücüne boyun eğdiğine dair teleolojik varsayımlardan oluşan bir arka plana karşı bu kitap şehirli, kırsal ve göçebe ortamlardaki 'sıradan insanlar' ile elitlerin diyalektiğinin kendine özgü İslami (ve İslam'la yoğrulmuş) açıklamasını ele almaktadır. Birbiriyle bağlantılı hayat tarzlarının esnek idari kurumlarla bağlantılı olarak nasıl şekillendiğini göstermektedir. Açık ama kapsamlı bir İslam tarihi ortaya koymanın başlıca anahtarı din ve kültürü, güç ve medeniyete bağlayan mevcut dinamikler üzerine odaklanmaktır. Bu odak medeniyet ötesi yaklaşıma değer katmakta, böylece İslam coğrafyası dar bir araştırma alanının merceğinden ziyade iç ifade biçimleriyle ve dış açıklığı içinde görülmektedir."
BÜTÜN ÖYKÜLERİ
'Savoy Oteli', 'Eyüp ve Radetzky Marşı' adlı romanlarıyla dünya çapında üne kavuşan Joseph Roth, öykülerinde gündelik hayattan seçtiği karakterlerin hüzünlü kaderlerini üstün gözlem yeteneğiyle kağıda döker; aşıkları, meczupları, kaçakçıları, postacıları ustalıkla ete kemiğe büründürür. Bu kitapta yer alan öyküler kronolojik sırayla, Roth'un edebiyattaki seyrinin ayrıntılı bir resmini ortaya koyuyor.
AİT OLMADIĞIM DÜNYA
Bir pansiyon odası. Dağınık kıyafetler, kirli çarşaflar. Polisler, çekilmiş şeritler. İçi su dolu bir küvet. Bir kadın kolu. Ve sevdiği adamın sudan şişmiş suratı... Toplumsal dayatmalarla kendi özgürlüğü arasında sıkışıp kalmış, otuzlu yaşlarının sonlarındaki Melis'in hayatı, o pansiyon odasına girmesiyle değişiyor. Yönetmen ve senarist Emir Mavitan, ilk romanı 'Ait Olmadığım Dünya'da, şimdinin ve geçmişin peşinde!
HERKES SAKLAR YARASINI
Dışarıdan mutlu ve güçlü görünenlerin kırılganlığının, çarpıcı gerçekliğini anlatan bir roman... Ceyda tarafından terk edilen Faruk bir yandan aşk acısı çeker bir yandan da çocukluk travmaları ile uğraşır. Fakat o kendi bunalımının ortasındayken, sebebini sonradan anlayacağı bir hisle Celal'in peşine düşer. Bu takip onu Beyoğlu'nun arka sokaklarında garip bir pansiyona ulaştırır. Hepimizden bir şey var bu romanda.
BAVULA SIĞMAYAN
Romanlarıyla okuru renkli yolculuklara çıkaran Nermin Yıldırım, bu defa el ele tutuşan öykülerden oluşan büyüleyici bir dünya kuruyor. Çocukluk düşleri, gençlik hevesleri, ihtiyarlık özlemleri, gidenler, kalanlar, bekleyenler, arayanlar, en karanlık dehlizlerde bile bir umut ışığı bulanlar, düşmemek için birbirine tutunanlar, her şeye rağmen hayata inananlar, bu buruk ama görkemli şölende bir araya geliyor.
SENSİZLİK BEKÇİSİ
Gazeteci-yazar Yüksel Aytuğ bu kez şair yönüyle okurunun karşısında. 'Sensizlik Bekçisi' adını verdiği şiir kitabının alt başlığı 'Yolu Aşktan Geçen Şiirler'... Aslında bu bir ilk değil, üçüncü şiir kitabı Aytuğ'un. Her ne kadar şiirlerinde aşkı anlatsa da, yer yer modern zaman eleştirisi de görmek mümkün Aytuğ'un şiirlerinde: "Herkes bir yalanın önünde koşulmuş at/Kırbaç şaklayınca haydi sen de eğil!"
KEFENSİZLER MEZARLIĞI
Astronomi öğrencisi dört genç, eski rasathaneyi görmek için katıldıkları Harran gezisinde terk edilmiş bir evle karşılaşır. Bir dizi mektup ve esrarengiz bir günlük bu evde gün yüzüne çıkacakları günü beklemektedir. Bulduklarını hevesle, biraz da korkuyla kurcalamaya başlayan gençler, sadece geceleri ortaya çıkan lanetli Kefensizler Mezarlığı'nın içinden geçecek ve mezarlığın sakinleriyle tanışacaklardır.
KORKU VE TİTREME
Modern İran edebiyatının en önemli isimlerinden olan Gulam Hüseyin Saedi, bu kez 'Korku ve Titreme'yle gerçekçilikle büyülü gerçekçiliğin iç içe geçtiği bambaşka bir iklime götürüyor okuru. Romanda, durağanlığın bile kendince bir tempo yarattığı gündelik hayat, sahile demirleyen tuhaf bir gemiyle birlikte değişerek adeta dönüşüm geçiriyor. Gizemli bir atmosfer, gerçekle gerçeküstü arasında gidip gelen özgün yapıt...
TARİH ÖNCESİNDEN BUGÜNE AKDENİZ DÜNYASI VE DOĞA
James H. S. McGregor dünyanın bugün karşı karşıya olduğu çevre krizinin kökeninde Batı toplumunun, insan toplulukları ile doğa dünyası arasındaki uyumlu ilişkiyi terk etmesinin yattığını öne sürüyor. Bu temel eser, yeni bir çevresel sorumluluk yaklaşımı sunmakla kalmıyor, doğadaki yerimize dair eski anlayışı yeniden edinmemiz gerektiğini söylüyor. "Kurtarılabilecek ve yeniden düşünülebilecek çok şey var" diyor.
Kemal Sayar, yine 'içimize' bakıyor!
KENDİ ÖZÜNÜ BİL
"Ruh sağlığı" diyoruz ya hani... Bana göre Türkiye'de gerçekten ruhtan bahseden ve ruhun mese - lelerini ele alan az sayıdaki hekimden biri Prof. Dr. Kemal Sayar... Hakikatten bahis açan, gerçek anlamda bir 'ruh hekimi'. Şair ve yazar ruhu da onu özel kılıyor elbette. O sadece işine bakmıyor, gerçekten 'içe' bakıyor... Kemal Hoca eşsiz lezzetteki, ruha şifa kitaplarından birini daha yayınladı. Kitabın adı 'Kendi Özünü Bil'... Sahi Kitap etiketli... Modern çağın yorgun, kendi iç sesini duyamayan insanına yine öyle derin yaşama rotaları çiziyor ki Sayar, kitaba soluksuz odak - lanıyorsunuz. Bu kez teknik biraz farklı. Klinik Psikolog Rabia Yavuz muhteşem sorularla yönlendiriyor hocayı... Hoca yine edebiyattan, tasavvuftan alıntılarla okuyor psikolojimizi, ruh halimizi! Her zaman olduğu gibi, işi klasik psikiyatri ekollerine bırakmıyor. Bölüm başlıkları özetlersek, şöyle: "Umut, Kendini Bilmek, Nefret, Şiddetsiz İletişim, Çocukluk ve Büyümek Üzerine, Hız ve Yavaşlama, Hayatta Anlam Üretmek, Hiçbir Şey Yapmama Sanatı, Kariyer ve Özel Yaşam Dengesi..."
ERKEN MODERN AVRUPA TARİHİ
2015 yılında 'Erken Modern Avrupa Tarihi Rehberi' başlığıyla iki cilt olarak Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan bu eseri VakıfBank Kültür Yayınları yedi kitaplık bir seri olarak sunuyor. Kitapta; değişen coğrafya biliminin Avrupa sınırlarını nasıl tanımladığını, iklim ve çevre şartlarının tarihsel rolünü, yerel dillerin doğuşunu ve bilgi devrimi tartışmalarını özgün araştırmalarla değerlendiriliyor.
BATI TRAKYA: MİLLİYETÇİLİK VE NAZİLER KISKACINDAKİ YİTİK HALK
Kitapta II. Dünya Savaşı'nı ve Yunanistan İç Savaşı'nı Batı Trakya'da karşılayan Türklerin anlatımlarına yer veriliyor. Özellikle 1941 yılında İskeçe'nin Sakarkaya Köyü'nde şahit olduğu Nazi işgaliyle ilgili anılarına yer verilen Cafer Alioğlu ile Yunanistan İç Savaşı sırasında Gümülcine'de ailesinin başından geçenleri aktaran Mehmet Koca'nın anlatımları, konuyla ilgili sözlü tarih çalışmaları açısından büyük önem taşıyor.
GÖZYAŞLARIN NE RENK?
"Güç; kaç yaşında olursak olalım, kadın ya da erkek demeden geçmişte aldığınız her türlü yaranın izini silmek için cesur olmaktır. Güç; zamanında canımızı çok acıtmış, bizi kanatmış olan yaralarımızı zamanla iyileştirebilmemizdir. (...) Güç, yeniden doğabilmektir..." Bu sözler, 22 yıllık gazeteci Özlem Bay'a ait. Bay, iki yıldır üzerinde çalıştığı romanı 'Gözyaşların Ne Renk?'te bu güce sahip insanların öykülerini anlatıyor.
KÜÇÜK SAVAŞÇI
Babası, Sırplar tarafından şehit edilen Yüzbaşı Ali Bey'in 13 yaşındaki oğludur 'Küçük Savaşçı'. Çocuk yaşta, evin reisidir. Bir pazar dönüşü geriye kalan anne ve iki kız kardeşinin de katledildiğini gören Ali Reşat, Balkanlar'ı terk etmekte olan Osmanlı askerlerinin peşine takılarak Anadolu'ya gelir. Gazeteci- yazar Hüsameddin Acar'ın kaleme aldığı bu gerçek hayat hikayesini ibret ve gururla okuyacaksınız.