"Nahiye müdürü de inanmıyor Tanrı'ya, katip de diyakoz da. Eğer kiliseye gidip oruç tutuyorlarsa bu sırf insanlar haklarında kötü konuşmasın ve bir de olur ya, mahşer günü diye bir şey varsa diyedir. Şimdi diyorlar ki, dünyanın sonu geldi, çünkü ahali gevşedi, ana babaları sayan kalmadı vesaire. Zırvalık. Bana sorarsan anacığım, tüm dert odur ki, insanlarda vicdan pek az."
Evet böyle diyor Varavara... Anton Çehov'un 120 yıl önce yayınlanan 'Çukurda' isimli eserindeki Ukleyevo bucağında yarattığı karakterlerden biri Varavara. Ne kadar tanıdık satırlar, ne kadar bilindik karakterler. Yoksa insanlık yerinde mi sayıyor?
Sadece Rus edebiyatının değil dünya edebiyatının önemli isimlerinden Anton Çehov'un 'Çukurda' , insanlık tarihinin gündeminden asla düşmeyecek bir konusuyla karşımızda. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan eserde Çehov; kişisel hayatından tanık olduğu olayları, müthiş bir kurguyla kaleme almış. Eseri dilimize kazandıran isimse çevirmen Mustafa Kemal Yılmaz.
Çehov'u elbette tanıtmaya ya da dünya edebiyatına derin izler bıraktığını söylemeye gerek var mı? 44 yıllık ömrüne 'Vişne Bahçesi', 'Martı', 'Vanya Dayı', 'Üç Kızkardeş' gibi önemli çok sayıda başyapıt sığdırmış. Taşra insanın çaresizliği onun eserlerinde genişçe yer buluyor. Çehov, özgürlüğe kavuşmuş bir kölenin torunu. Bir taşra bakkalının beş çocuğundan biri. Otoriter babaya rağmen duygusal annesi, sadece onun değil dünya edebiyatı için de şans oluyor.
İlk kez 1900 senesinde yayınlanan 'Çukurda', Çehov'un yoksul köylüler ile esnaf ve fabrikatörler arasındaki çatışmaları ve iktidarın bu iki kesim arasındaki iki yüzlü tavrını, hiciv yoluyla ele alıp resmettiği bir eser. Yazarın yüz yıl sonra bile baskısı yapılan ve okunan eserinin başarısı, yoksullar ile zenginler arasında bitmeyen ve bitmeyecek, eşit olmayan savaşının yaşanan olaylara dayanması. Yazar, dostlarına yazdığı mektuplarda 'Çukurda'yı "Fabrika yaşamına ve çürümüşlüğe dair, köylülerin hayatına ilişkin" şeklinde tanımlıyor. Çehov eserinin konuları için, mesleği olan doktorluğunu ülkesinin farklı noktalarında ve Japonya'nın kuzeyinde Sahalin adasında icra ederken, yaşadıklarından etkilenmiş. Özellikle Sahalin'de şahit olduğu kırbaçlama, devlete ait malzemelerin zimmete geçirilmesi, kadınların fuhuşa zorlanması gibi olaylar onu sarsar. Öfkesini "Öyle anlar vardı ki, insanın alçalmasının en uç sınırlarını gördüğümü hissettim" diyerek duygularını ifade eder. 'Çukurda', Çehov'un insanın nasıl fırsatçı, çıkarcı, menfaatçi olduğunu resmettiği, bir çırpıda okunabilen bir modern klasik.