"Bir Tebriz dönüşü yolda düşünmeye başladım, o yolculukta doğdu romanın fikri" diyen Hasan Özkılıç'ın ikinci romanı Şima Everest Yayınları'ndan çıktı. İlk romanı Zahit'le Orhan Kemal Roman Ödülü'nü alan Özkılıç, ikinci romanı Şima'da Zahit'ten bambaşka bir temayla okurun karşısına çıkıyor. Roman, Pervîn-i İtisâmî'den alınan epigrafla başlıyor. Aşkı merkezine alan Şima, şiirlerden, şarkılardan İran'ın zengin birikiminden besleniyor. Eserde, aşkın yarattığı gerilim, Behram'ın Şima'yı arayışı boyunca sürüyor. Bu gerilim okuru ziyadesiyle sarıyor. Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti'de Umberto Eco, okuma sürecinde okuru oyalama taktiğinden söz eder. Yazarların bu yolla okura düşünmesi için zaman kazandırdığını belirtir. Özkılıç, Fars edebiyatının zenginliğinden, geçmiş uygarlıkların üzerine kurulmuş İran tarihinden, Azerilerin incelikli ağıtlarından yararlanıyor. Şima romanı, yolculuğu, tutkuyu, arzuyu, ölümü, intiharı ayrı bir gözle, yazar Özkılıç'a münhasır bir gözlem gücüyle anlatıyor. Şima'da iç içe bağlanan temalar, Doğu geleneğinin ipuçlarını gösteriyor okura. Romanın ana karakteri Behram "Bu topraklarda, ister Batı'ya gidin, isterse Doğu'ya, Ağrı Dağı sizi epey bir zamandır izliyormuş gibi bir duyguya kapılırsınız. Kayboldu, artık görünmez derken, bir bakarsınız hâlâ bütün görkemiyle orada..." cümleleriyle Ağrı Dağı'nın gölgesinde başlattığı yolculuğunu önce Tebriz'e götürüyor. Sonrasında "Dünyanın Yarısı" olarak adlandırılan İsfahan'a gidiyor. Orada Şima'ya kavuşuyor. Bu büyülü buluşma, okuru da peşinden sürüklüyor. Behram'ın Şima'yla yaşadığı gece, gerçek mi yoksa bir yanılsama mıdır? Okuru bu ikircikli durumun içinde, masalsı anlatımla baş başa bırakıyor. Zahit romanında işlenen toplumsal-siyasi ölüm teması, Şima'da başka bir duruşla, insanın yalnızlığıyla, bireysel çalkantılarıyla baş gösteriyor. Nihayetinde Şima'nın annesi de Şairler Mezarlığı'nda ölümü seçenlerden. Eserin bir cümlesinde şairlerin ölmediğinden söz ediliyor. Şima'nın annesi de belki bu duyguyla ölüme gitmiş, ölümsüzlüğü seçmiştir. Behram'ın, Şima'nın ve Şima'nın annesinin hayatlarının kesiştiği Şairler Mezarlığı eserde önemli bir karaktere dönüşüyor.