Elimizde ilk kez 1957 senesinde basılan kitabın yeni bir baskısı var. Zaman zaman farklı yayınevleri tarafından tekrar tekrar basılan Anadolu Manzaraları'nı bu kez Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları raflara sürüyor.
Tabii ki bu doğaya meraklı birçok insan için heyecan verici. Neden? Çünkü bu kitaba ihtiyaç, merak, talep her daim sürüyor. Okumadıkları ön kabulüyle eleştirilen yeni nesil, betona boğulmuş şehirlerden doğaya kaçmak için her fırsatı kullanıyor. Merhum Prof. Dr. Hikmet Birand'ın yıllar önce kaleme aldığı eser de bunun için bir fırsat sunuyor. Hem saha tecrübeleri, hem hatıraları, hem de bilgilendirici detaylarıyla her yaştan insanın ilgisini çeken bir kitap bu. En etkili reklam modeli olan, kulaktan kulağa yayılıp her daim okuyucusu bulan eser, 65 yaşına giriyor. 1904-1972 arasında yaşayan Birand asıl şöhretini Alıç Ağaçı ile Sohbetler kitabı ile yakalar. İstanbul Halkalı Ziraat Yüksek Okulu'nu bitiren Birand, Bonn Üniversitesi'nde doktora yapar. Uzmanlık alanı Anadolu'nun kurak bölgelerinde yetişen bitkilerdir.
Ömrünü Anadolu topraklarını tanımaya, korumaya adayan Birand; bu kitabında insana ülkesini anlatıyor. Sanki buraları bırakıp gidenlere seslenip "Bu kitabı okusaydınız keşke" diye seslenmek istiyorsunuz. Çok mu abartıyorum? Buyurun sayfalarında her çeşidinden ağaç kokuları bulunan satırlara:
"Şu bizim Orta Anadolu köyleri yok mu? Şu tek katlı, küçük, dört köşe pencereli, samanlı boz toprakla sıvalı, düz toprak damlı evlerin köyü... O köyler, o evler ne güzeldirler! Çünkü onların ne tabiatı, ne gözü zorlayan bir yanı var. Benim kavlimce bu, onların tabiatının harcının, bu tabiatın gösteriş sevmeyen, düz ve uz zevkinin yapısı olmalarından."
Şimdi Birand'ın nasıl zamanının ötesinde bir insan olduğuna dair bir misal verelim. Son yıllarda gerek yurt dışında gerekse ülkemizde ormanda ağaçların arasında kurdukları iletişime dair bilimsel kitaplar yayınlandı. Ağaçların kuraklık, gövdelerinin saran virüsler vb. tehlikelere karşı kendisine yakın diğer ağaçları nasıl uyardığı, gerektiğinde az beslenerek nasıl hep beraber ayakta kaldıkları anlatılmıştı. Biz de şimdi 1950 ve 1960'lı yıllarda yayınlanan Hikmet Birand'ın yazılarında küçük bir alıntı yapalım. Türk bilim insanlarının gelişmiş ülkelerden ne kadar ileride olduğuna minik bir örnek:
"Ormanda hep belirli düzende ahenk içerisinde yaşayan ağaçların her birinin ayrı bir sosyal önemi ve fonksiyonu vardır. Birinin eksilmesi, bütün düzenin bozulmasına, cemiyetin çözülmesine yol açabilir. Mesela bir ormanda ağaçlar kesilir, yok edilirse onların altında ve gölgesinde yetişen çalılar, otlar açıkta bol ve şiddetli yağışa dayanamayarak kurur; yosunlar, mantarlar kavrulur gider."
Böyle değerli bir eseri, TEMA ve Türk Eğitim Vakfı'nın katkılarıyla çok cüzi bir fiyata piyasaya süren İş Bankası Kültür Yayınları'na teşekkür edelim. Ne derler, insan ancak adı unutulunca ölürmüş. Sen çok yaşa Hikmet Amca...
ANADOLU MANZARALARI
Prof. Dr. Hikmet Birand
Hatıra
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
98 s, 8.20 TL