Yazar Kemalettin Tuğcu birkaç kuşak için fenomendir. O birkaç kuşak Tuğcu'nun öykü ve romanlarıyla büyümüştür. Eserleri filmlere ve dizilere uyarlanmasına, kendi kuşağının en çok okunan yazarlarından biri olmasına rağmen kimdir, nasıl bir insandır Kemalettin Tuğcu denince çok da cevap verilemez. Muhit Kitap'tan çıkan, Mustafa Ruhi Şirin'in Yazarak Yaşadım kitabı işte bu soruların peşine düşüyor ve Kemalettin Tuğcu'nun her türlü hikayesini anlatıyor.
Mustafa Ruhi Şirin'in kitapta da belirttiği gibi Kemalettin Tuğcu daha yaşarken, kitapları elden ele dolaşırken bile küçümsenen, edebiyat çevrelerince dışlanan bir yazar. Belki de bunun için onun hayatı mercek altına alınmadı ve yaşamı, kişiliği, hayata ve edebiyata bakışı belirgin halde karşımıza çıkamadı.
Şirin doğumundan vefatına kadar bize Tuğcu'nun hayat hikayesini anlatarak başlıyor kitabına. Engelli doğan, küçüklüğü savaşlar arasında geçen, hayal gücü zengin bir çocuk Kemalettin Tuğcu. 13 yaşında başlıyor yazmaya. Yazmaya başladığı o yaş, aynı zamanda babasının askerliğinden dolayı Çanakkale Savaşları'na tanık olduğu yaş aynı zamanda.
Tüm o hengamede Kemalettin Tuğcu yazının gücünü keşfediyor ve kendini yazarak ifade etmeye başlıyor. Yazıyor da yazıyor. Yazı onun yaşama bağlayan bir eylem hali. "Yazarak yaşıyorum" demesi de bu yüzden. Ama yazdıklarından çok bir maddi kazancı da olmuyor. Kitapta kimi yayıncılar tarafından nasıl telif haklarının yendiğini de öğreniyoruz. Lakin Tuğcu bunlarla da çok ilgilenmiyor.
Şaşıracaksınız ama bir yazar olarak "Benim edebiyatla ilgim yok" diyecek kadar haddini bilen biri aslında. Ki sonra bunu şöyle açıyor: "Bir edebi kisve veremem yazdıklarıma." Yani ne bir maddi beklentisi var yazdıklarından ne de bir statü. Bazı yazdıklarını yaktığını öğreniyoruz kitaptan. "Ben bir yol tutturdum gidiyorum. İsim yapmak için yola çıkmış değilim. Kendi yalnızlığımı, inzivamı bu yazılarla dolduruyorum" diyor.
Onun kahramanları çocuk. Zeki Coşkun'a göre 'doğuştan ruhen asil çocuklardır onun kahramanları'. Çocuk edebiyatı içinde değerlendirilmesi bu yüzden. Ama o çocuklarla çocukça bir ilişki kurmadan yazıyor. Onlarla daha eşitlikçi bir ilişki kuruyor. Çocuğu büyüyecek bir varlık olarak görüyor. Çocuk romanları demiyor yazdıklarına zaten, onun yerine "Ben küçük romanları yazıyorum" diyor. Bu romanlarda iyilerin hep kazandığı kötülerin kaybettiği dünyalar kuruyor.
Eserleri türlü türlü eleştirilse de çok da görmezden gelinse de Kemalettin Tuğcu naçizane hala fenomendir. Ciddiye alınmasa da dışlansa da nevi şahsına münhasır edebiyatçılardan biri o. Lakin kitaptaki ilginç bilgilerden biri Orhan Pamuk'un "Kara Kitap'ı yazarken ondan bir şeyler öğrendiğimi şimdi sevgiyle hatırlıyorum" demesi. Yani onca dışlanmasına ve ciddiye alınmamasına rağmen Nobel ödüllü bir edebiyatçıya bile bir şeyler öğreten bir kalem erbabı Kemalettin Tuğcu.
MURAT PAK