İki kardeş padişah 2. Abdülhamit ve V. Murad. Amcaları Sultan Abdülaziz tahttan indirilince V. Murad padişah oluyor. Ama bilindiği üzere bu padişahlık uzun sürmüyor, V. Murad sadece 93 gün Osmanlı İmparatorluğu'nun tahtında oturabiliyor. Yaşadığı 'ruhsal rahatsızlık' nedeniyle kardeşi 2. Abdülhamit tahta çıkıyor. Böylece V. Murad ve ailesinin Çırağan Sarayı'nda, yıllarca sürecek kafes hayatı başlıyor. V. Murad'ın oğlu Şehzade Selahaddin Efendi bu kafes hayatının birinci elden tanığı. 15 yaşındayken başlayan 'hapis' hayatı 28 yıl sürüyor, 43 yaşında esareti bitiyor. Bu süreçte de günlük tutuyor, babasının yazışmalarını yapıyor. İşte Selahaddin Efendi'den o döneme ilişkin bugünlere ulaşan belgeler Osmanlı İmparatorluğu'nda iki kardeş padişah arasındaki rekabetin de en önemli belgeleri olarak kabul ediliyor. Yıllar sonra ortaya çıkan bu belgeler Prof. Edhem Eldem tarafından iki yıl önce, V. Murad'ın Oğlu Selahaddin Efendi'nin Evrak ve Yazıları adıyla İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanmaya başladı. Ki yayımlanan da sadece ilk ciltti. Toplamda 12 cilt olması planlanıyor. Prof. Eldem'in, Selahaddin Efendi'den kalan evraklar üzerinde 25 yıl boyunca çalışarak yayına hazırladığı 12 ciltlik külliyatın yakın tarihimize farklı açılardan ışık tutacak bilgiler içerdiğini daha ilk kitapta görmüştük. Şimdilerde bu serinin ikinci cildi yayımlandı. Bu kitabı okurken ilginç bir ayrıntı gözüme ilişti. V. Murad'ın yakın çevresinde bulunan Namık Kemal, Şehzade Selahaddin Efendi'nin öğretmenlerinden biriymiş. Fiilen ders vermemiş uzaktan ödevler göndererek şehzadenin eğitimine katkıda bulunmuş. Bu ödevlerden biri de Osmanlı padişahlarıyla ilgili Selahaddin Efendi'ye yazı talimi yaptırması. Padişahların hayatını özetleyen birer paragraflık talimler bunlar.
Namık Kemal gibi devrinin önemli bir aydınının Osmanlı padişahlarına bakışını göstermesi açısından da ilginç bu talim yazıları. Mesela I. Murad için "Bir hainin hançeri gadriyle şehit olan", Yıldırım Bayezit için "Dünyanın en meşhur muharriplerinden", I. Mehmet için "Devlet-i Aliyye'yi yeniden ihya eden", II. Murad için "Mükemmel padişah", II. Mehmet için "Tevsi-i memleket ve neşr-i marifet sayesinde Devlet-i Aliyye'yi dünyanın en büyük hükümeti yapan" gibi tabirler kullanıyor Namık Kemal. Namık Kemal'in şehzade öğretmenliği onun Vatan Yahut Silistre piyesinin ilk temsilinin ardından 1873 Nisan'ında Magosa'ya sürgün edilmesiyle son bulmuş. Lakin bu öğretmenlik sürecinde Şehzade Selahaddin Efendi, Namık Kemal'den Osmanlı tarihini yazmasını istemiş. O da kabul etmiş ama bu tarihi yazmak için Avrupa'da bulunan Mustafa Fazıl Paşa'ya ait evraka ihtiyacı olduğunu yazmış. Ki Eldem'e göre bu şehzadeyi kırmadan bu işi yapmam demenin bir yolu. Kitapta bunun gibi pek çok ilginç ayrıntı var. Prof. Edhem Eldem'in döneme ilişkin analiz yazısıyla bu belgelerin önemi anlatılıyor. 2. Abdülhamit ve V. Murat arasındaki rekabet de bu yazıda daha anlaşılır bir şekilde ortaya çıkıyor. İki kardeş arasındaki bu rekabeti nasıl anlamalı? Bu meseleyi belgeleri ortaya çıkaran V. Murad'ın soyundan gelen Osman Selahaddin Osmanoğlu ile iki yıl önce yaptığım bir söyleşide sormuştum. "İktidar söz konusu olunca kardeşlik bağı bitiyor mu" demiştim. Osmanoğlu da "Şimdi bugünün anlayışıyla insanlara kardeşler arası iktidar mücadelesi ve bunun sonuçları tuhaf gelebilir. Ama Osmanlı'nın önemli bir özelliği, yedi asır boyunca aynı hanedanlık tarafından yönetilen bir imparatorluk olması. Osmanlı'da devlet aileden daha önemli olduğu için bu durumlar yaşanıyor" diye anlatmıştı durumu. Serinin ilk cildi yayımlandığı zaman merak ettiğim hususlardan biri bu belgelerin nasıl bugünlere nasıl gelebildiydi? Osman Selahaddin Osmanoğlu "Bu belgeler Selahaddin Efendi'den oğlu Ahmet Nihad Efendi'ye geçiyor. Kendisi 1954'te Lübnan'da vefat edince babam Ali Vasıb Efendi bu belgeleri alıp Mısır'a getirmişti. Onu hatırlıyorum. Sonra annem, ki o da sultandır, V. Reşat'ın torunu, sultanların Türkiye'ye gelmesine izin verilince Türkiye'ye yerleşmişti. Bu belgeleri bir banka kasasına koymuş. Annem vefat etmeden önce de biraz zorlu bir sürecin sonunda bu belgelere ulaştım. Fena haldeydi, oturdum uzun uğraşlar sonucu tasnif ettim" diyerek anlatmıştı.
EDEBİYATA ADANAN BİR HAYAT ONUNKİSİ
"Selim İleri öyküleri, romanları, deneme ve senaryoları, edebiyatımızın geçmişine, bugününe ve tüm alanlarına sunduğu sürekli ve nitelikli katkı ve edebiyat dünyasında oynadığı öncü ve yenilikçi rol nedeniyle ödüle değer görülmüştür." Bu yılki Erdal Öz Edebiyat Ödülü'ne değer görülen Selim İleri'ye neden bu ödülün verildiği anlatılırken seçici kurulun yazdığı gerekçe, bu cümleler. Ve o kadar doğru ki... Edebiyata adanmış bir hayat onunkisi. Bir yanda birçok eserler verdi, bir yandan da nitelikli edebiyatın yaygınlaşması için uğraşıp durdu. Ve hâlâ da uğraşıyor. Tebrikler ve bize kattıklarınız için teşekkürler Selim Bey...
AYTMATOV DÜNYASINA DOLU DİZGİN YOLCULUK
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'u tanımayan yoktur herhalde ülkemizde. Dünya edebiyatının özgün kalemlerinden biri olan yazarın ülkemizde geniş kitleler tarafından tanınmasının en önemli sebebi, Atıf Yılmaz'ın başyapıtlarından Selvi Boylum Al Yazmalım'ın onun kitabının uyarlaması. Aytmatov dünyasında dolu dizgin bir yolculuğa çıkmak isteyenler için bir müjde vereyim. Ketebe Yayınları müthiş bir iş yaptı. Bütün eserlerini özgün dilinden yapılan yeni çevirilerle yeniden yayımladı. Kitaplıklarda yer açmalık bir iş...