Kadim toplumsal sorunlarımızdan çocuk gelin meselesine gerçek bir öyküyle bakan bir kitap Zeynep'in Öyküsü. Zeynep Tepe başından geçenleri TT Kitap editörlerine anlatmış ve bu gerçek öykü editörlerce romanlaştırılmış. Tepe 1975 yılında Ankara'da doğuyor. 1988 yılında, yani 13 yaşında, yaşıtları oyun peşinde koşarken evlendiriliyor. Ama yaşadığı tüm travmalara rağmen hayata tutunmayı başarıyor. Bugünlerde klinik masör olarak üç çocuğuyla birlikte Hollanda'da yaşamını sürdürüyor Zeynep Tepe.
Zeynep'in Öyküsü/Çocuk Gelin adını taşıyan kitapta Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanmış Birleşmiş Milletler Ortak Programı- Türkiye'de Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler araştırma dosyası da bulunuyor.
Bakın kitapta nasıl anlatılıyor Zeynep'in öyküsü: "'Seni Ömer'e verdik' dedi Nuriye. Zeynep, henüz 11'ini doldurmamıştı bile, 'Ömer'e verdik' sözünün ne anlama geldiğini de idrak edememişti. Ömer kimdi? Beyninde tanıdığı bütün Ömer'leri tarıyordu. Onu bulsa bile vermek kelimesinin ne demek olduğunu anlayamıyordu. Kendi hayatı hakkında tek bir kelime etme hakkı dahi verilmemişti. Ve bir perşembe sabahı Zeynep, hayalleri ve umutlarıyla 13 yaşında çocuk gelin olmaya mahkum edilmişti."
Sonrası kabus gibi günler... Evliliğin ne olduğunu bilmeden başlayan bir kabus hem de. Evciliği de hiç benzemeyeninden üstelik. Zeynep'in Öyküsü çok önemli bir konuya, kanayan bir toplumsal yaraya gerçek bir öyküyle parmak basmasıyla ilgiyi fazlasıyla hak eden bir roman...
SON FASIL
Nedim Gürsel bu kitapta Van Gogh, Leonardo da Vinci, Rubens, Tolstoy, Rilke, Sartre, Semprun, Nâzım Hikmet gibi büyük ustaların yapıtlarını etkilemiş kentleri ve coğrafyaları anlatırken onların son yıllarına da ışık tutuyor. Son nefesini verirken "Yaşamayı öğrendiğimi sanıyordum, meğer ölmeyi öğreniyormuşum" diyen da Vinci'nin tablolarında, Van Gogh'un aklın sınırlarını zorlayan dünyasında geziniyor.
DURUM
Abdi İpekçi'nin Durum yazıları, millî bilinci, meseleleri geniş çerçeveden okuma kabiliyetiyle sadece o güne değil içinde bulunduğumuz siyasî atmosfere de ışık tutuyor. Kızı Nükhet İpekçi ve gazeteci Nedim Şener'in ön sözüyle yayına hazırlanan, içeride birlik, dışarıda bağımsızlık bilinciyle hareket edilmesini isteyen İpekçi'nin yazılarını okurken tarihin tekrarına tanık olacaksınız.
BİR ADAM GİRDİ ŞEHRE KOŞARAK
Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerleri. Tarık Tufan, Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabında her şey hızla akarken, yavaş gidenleri, yorulanları, rekabete güç yetiremeyenleri ve onların mekanlarını anlatıyor.
HAKKA SIĞINDIK
İspanyol gribinin dünyayı kasıp kavurduğu yıllarda İstanbul bir yandan yangınlarla, bir yandan da salgın hastalıkla kavrulmaktadır. Zengin fakir ayırt etmeyen hastalık, yoksul evlerine de zenginlerin köşklerine de sıçrar... Hüseyin Rahmi Gürpınar, çelişkilerle ördüğü romanında bir dönemin bütün aksaklıklarını göz önüne sererken okuru nefes nefese bir polisiyeyle baş başa bırakıyor.
NEZAKET KURALLARI
Son derece modern hissettiren kusursuz bir dönem hikâyesiyle Towles, filmlerden aşina olduğumuz siyah beyaz Manhattan'ı soluksuz bir kurguyla ışıltılı hale getiriyor. Romanlar, sanat eserleri, gece kulüpleri, sokaklar, caz ve birçok zengin ayrıntı Katey'ye hikayesinde eşlik ediyor. Amor Towles'ın ilk romanı Nezaket Kuralları hareket eden suyun üzerindeki güneş ışığı gibi; önce parlıyor, sonra güneş ilerliyor.
FRIEDA
Aristokrat bir Alman baronun kızı Frieda, İngiliz dili profesörü kocası Ernest Weekley ve üç çocuğuyla Nottingham'da yaşamaktadır. Ernest ile olan evliliğine hapsolan Frieda, yaratıcı enerjisi ile dikkat çeken, meteliksiz ama hırslı genç yazar D. H. Lawrence ile tanışır. Fırtınalı ilişkileri pek çok roman karakterine ilham olurken, edebiyatın gidişatını sonsuza dek değiştirecek yaratıcı bir taşkınlığı ortaya çıkarır.
PERİKLES
Perikles (MÖ 490'ların ortaları - 429), gücünün, refahının ve etkisinin zirvede olduğu altın çağında Atina'yı yöneten kişidir. Pers Savaşları ile Peloponnesos Savaşları arasındaki bu dönemde kentinin, bilim, felsefe, heykelcilik, mimarlık ve tiyatro başta olmak üzere, coğrafyada ve zamanda çok uzak mesafelere ulaşacak kültürel gelişmelerin merkezi olmasını sağlamıştır. Kitap Perikles'i her yönüyle ele alıyor.
ZAMANDAN KAÇAN AYRILIK
Akıp giden günlerimize, göz açıp kapayıncaya kadar geçen zamanın içinde yitirdiklerimize, keşfettiklerimize ve hayata anlam yükleme arzumuza, ayrıntılara düşkün bir yakın gözlüğüyle bakıyor roman. Gidenlerin yüklerine olduğu kadar kalanların da kahırlarından kurtulma çabalarına odaklanan yazarla birlikte; siz de ayrılıklarınızı, heyecanlarınızı ve endişelerinizi hatırlayarak yepyeni bir yolculuğa çıkacaksınız.