Sinemada hayranı olduğumuz filmlerin nasıl çekildiğini anlatan kamera arkası bölümlerini çok severiz. Günler süren hazırlıklar, defalarca yapılan çekimler, oradan oraya koşturan insanlar… Filmde belki bir dakika gördüğümüz o sahnenin, aslında ne kadar meşakkatli bir çekim sürecinden geçtiğini öğrenince, filme olan bağlılığımız daha arttığı gibi verilen emeğe de büyük saygı duyarız.
Sinemanın o büyülü dünyasına kendimizi kaptırmamıza vesile olan bu kamera arkası bölümlerinin, yaratım sürecinin, edebiyat dünyasındaki iz düşümünü bir düşünün. Örneğin klasik eserlerin hangi ortamda nasıl yazıldıklarını, yola çıkış hikâyelerini, hangi olayın yazara ilham verdiğini bilmek şahane olmaz mı?
İşte Ebru Çaloğlu da bu duygulardan hareketle Arkabahçe adını verdiği kitabında dünya edebiyatına yön vermiş eserlerin perde arkasına odaklanıyor. Remzi Kitabevi'nden çıkan kitapta, dünyaca ünlü 14 eserin doğum hikâyeleri yer alıyor.
KÖLELİKTEN ORTA DÜNYA'YA
Kitapta, Charles Dickens'ın Barnaby Rudge romanında ilham aldığı Kuzgun'un hikayesinden, sonrasında üç filmlik seri haline gelen Yüzüklerin Efendisi'nde, yazar JRR Tolkien'in orta dünyayı nasıl yarattığına kadar birbirinden ilginç ayrıntılar var. Harper Lee'nin kendisine Pulitzer Ödülü kazandıran Bülbülü Öldürmek adlı kitabını hangi olaydan esinlenerek yazdığını, Tolstoy ile Ghandi'nin neden mektuplaştıklarını ve bu iletişimden hangi yayının doğduğunu, tüm zamanların en gotik romanı Frankenstein'ın kimden ilham alınarak yazıldığını bu kitaptan öğrenebilirsiniz. Naçizane benim en çok ilgimi çeken bölüm yayınlandığı yıl 300 bin kopya satarak 19. yüzyıl Amerikası'nın İncil'den sonra en çok satan kitabı olan Tom Amca'nın Kulübesi oldu. Kölelik karşıtı romanın Amerikalı yazar Harriet Beecher Stowe tarafından hangi acılarla kaleme alındığını öğrenince insanın yazara saygısı daha da artıyor.
Bir romanın yaratım süreçlerini öğrendikten sonra o kitabı bir de o gözle yeniden okuma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Kitapların hangi olaylardan yola çıkılarak nasıl yazıldığını öğrenmenin verdiği haz neticede romanla kurduğunuz bağı daha da güçlendirebilir. Tabii bazen öğrendikleriniz sizi de şaşırtabilir.
Örneğin, William Defoe'nun ünlü klasiği Robinson Cruise'yu düşünün. 1719 yılında basılan kitabın ilk ismi şaşkınlık verecek kadar uzun: Yorklu Bir Denizcinin Kendi Kaleminden Deniz Kazası İle Düştüğü Amerika Sahillerindeki Oronooque Nehri Arasındaki Issız Bir Adada 28 Yılını Geçirirken Yaşadığı Serüvenler Ve Korsanlar Tarafından Kurtarılması.
Bu isimle günümüze gelmeyi başarır mıydı kitap tahmin etmek güç. Ama kitap isimlerinin geçirdiği evrimi görmek açısından bile insanı düşündüren bir yanı var Arkabahçe'nin…