Son cümlesi "Kitap okumuyoruz işte" denilen sohbetlere çok denk gelmişsinizdir. Kitap okumayan bir toplum olduğumuz kanısı yaygındır bizde. Her ne kadar "Olur mu ya, okuyan bir toplumuz" diye itiraz edin, bu kanıyı değiştirmek zor. Aslında bu, biraz da kitaptan beklentimiz, kitaba yüklediğimiz anlam, onunla kurduğumuz ilişkinin tarihsel süreçteki seyriyle ilgili bir durum...
Geçenlerde Türkiye Yayıncılar Birliği'nin okuma kültürünü yaygınlaştırmak için kurduğu Okuyay Platformu'nun yeni yayımlanan Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma Kılavuzu'na göz gezdiriyordum. İçinde 2019'da yapılan Okuma Kültürü Araştırması'nın ayrıntıları ve değerlendirmesi de vardı. Sonuçlar, 2008'de yapılan aynı araştırmayla da kıyaslanıyor ve okuma kültürünün daha yaygınlaşması için yol haritası da öneriliyordu. Araştırmanın genel sonuçlarından ayrıntılarına doğru yol aldıkça Türkiye'de okuma kültüründeki gelişimi görüyorsunuz. Ve doğru olarak kabul edilen pek çok kanının aksine Türkiye'de toplumun her kesiminin kitapla ilişkisinin olduğu, okumaya ve okuyan insana karşı da büyük saygısı olduğu görülüyor. Türkiye'nin yüzde 42.4'ü kitap okuyor. Yüzde 18.8'i de potansiyel okuyucu olarak tanımlanıyor. Okumayanların oranı ise sadece yüzde 22.5. Araştırmada son üç ayda bir veya birden fazla kitap okuduğunu söyleyenlerin oranı 2008'de yüzde 30 iken, 11 yıl içinde bu oran yüzde 64'e çıkmış. Araştırmanın ilginç kısmı bu artışın, kadın, erkek, kentte ya da kırda yaşayan, farklı eğitim seviyesinde olan (ortaokul, lise, üniversite), farklı meslek grupları içinde değerlendirilen (devlet memuru, beyaz yakalı, işçi, esnaf, çiftçi, ev kadını, öğrenci) kişiler için de geçerli olması. Yani ev kadınları da (yüzde 19'dan yüzde 48'e çıkmış), kırda yaşayan da (yüzde 21'den yüzde 39'a) işçi de (yüzde 26'dan yüzde 44'e), üniversite mezunu da (yüzde 67'den yüzde 84'e), metropollerde de yaşayanlar da (yüzde 38'den yüzde 73'e) daha fazla kitap okumaya başlamış 11 yılda.
HER ŞEY EVDE BAŞLIYOR
Peki neler okuyoruz? Yüzde 42 oranıyla en çok roman, öykü ve şiir gibi kurgu kitaplar okunuyor. Kurgu dışı kitaplardaysa tarih kitapları, kişisel gelişim ve psikoloji kitapları öne çıkıyor. Evet kadınlar erkeklerden daha çok kitap okuyor. Hani dijital dünya icat oldu gençler kitap okumuyor deniyor ya. Bu hiç de doğru değil. Sosyal medyayı yoğun olarak kullanan gençlerin kitapla ilişkileri iyi... Şimdi bu araştırmayı hatırlatma ve detaylarını yazma nedenime geleyim... Sosyal medyada yapılan paylaşımlar altındaki yorumlara sıklıkla bakan biri olarak orada hep gittikçe kitabın hayatımızdan çıktığına dair bir algı olduğunu görmem. Bu yanlış kanı, bir ur gibi büyüyor algı dünyamızda. Hani bir yalanı ne kadar sıklıkla tekrarlarsanız doğru kabul edilirmiş ya, o misal. O zaman bize de düşen doğruyu da sıklıkla tekrarlamak. Kitap okuyoruz! Hele hele pandemi döneminde kitap okuma oranları daha da arttığı başka bir tekrarlamamız gereken gerçek. Söz kitaptan açılmışken, naçizane her şey haneye kitap sokmakla başlıyor denilir ya öyle. Evde kitap varsa, kitap okunuyorsa, o evdeki çocuk da genç de kitap okuyor. Okumanın ekmek gibi su gibi bir ihtiyaç olduğunu kavrayınca da okuma kültürünün çeperi genişliyor. Bu anlamda Okuyay Platformu'nun çalışmalarını takip etmenizi öneririm.